Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Dilek

Neden ?

Gündemimiz her zaman olduğu gibi yine deprem. Doğrusunu isterseniz depremin yarattığı yıkım üzerinden konuşmak artık kimseye bir şey kazandırmıyor. Ama deprem sonrası yaratılan mağduriyetler ise ana gündem maddesi olarak ilk sıradaki yerini koruyor.

Günlerce konuştuğumuz konuların başında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın uyguladığı çifte standartlar geliyor. Örneğin 6306 sayılı kanunda taşınma yardımları deprem bölgelerinde 15-20 bin lira bandında uygulanıyorken bir bakıyorsunuz İstanbul’da 100 bin lira olduğunu görüyorsunuz!

Dönüp bir bakıyorsunuz güçlendirme kredileri Malatya’da 500 bin lirayı buluyorken aynı zam Hatay’a gelmiyor ve 400 bin lira olarak kalıyor!
Gün oluyor uyanıyorsunuz tarlaya gidip zeytin ağaçlarınıza bakmak için evden çıkıyorsunuz bir bakıyorsunuz ağaçlarınız sökülüyor, “Neden?” Diye soruyorsunuz arazinizin daha 2 gün önce kamulaştığını öğreniyorsunuz. Hakkınızı ararken gözaltına alınıyorsunuz!

Yine bir başka yerde tapulu arazilerinizin “yanlışlıkla” kamulaştığını öğreniyorsunuz. Siyasiler ve muhataplar “bilmeden” kamulaştığını itiraf ediyor, geri adım atacağız diyor ama ATMIYOR!
Tüm bunlara rağmen en azından kamulaşan arazinizin parasını almak için bekliyorsunuz, aradan 8-9 ay geçiyor, hesabınıza tek kuruş dahi yatırılmıyor!
Rezerv alanda “Evinizi deprem yıkmış olsa bile ödeme planında parası ödenecek” diye naralar atılıyor, dönüp bakıyorsunuz ödenmeyeceği gündeme geliyor!
Mücbir sebep uygulamasında her türlü sözlü manipülasyon yapılıyor ama günün sonunda vergi, SGK borçlarınızı teminat göstererek ödemeye başlıyorsunuz!
Dönüp Amik Ovası çiftçisine bakıyorsunuz, çiftçi zirai donla mı mücadele etsin? Ürününün para etmediğiyle mi? Desteklerin yetersiz olduğuyla mı? Diyerek ovada kaybolup gidiyorsunuz!
Kura çekiliyor, eviniz teslim edilecek deniliyor, aradan mevsimler geçiyor hala eve geçemiyorsunuz! Geçseniz evin derdi tasası size “konteynerde kalsaydım” dedirtiyor!
Konutlar yapılırken gündeme giren görüntülere bakıyorsunuz, içiniz sızlıyor. Güne başlarken hava bulutlu sanıyorsunuz, toza hapsedildiğinizi fark ediyorsunuz!
Tüm bunlar olurken cevap alamıyorsunuz, muhataplar bugünü değil, yarını! Konuşmayı daha kolay buluyor. Açıklama yapmaktan kaçınıyor!

Neden?
Bence bu neden sorusunuz cevabı basit. Bilmiyorlar! İnanın ne olacağını, nasıl olacağını, nasıl işin içinden çıkabileceklerini bilmiyorlar. Günübirlik müdahale yöntemiyle işin içinden çıkmaya çalışıyorlar. Hatay’ın siyasetçileri bu bilinmezliğin sorumlusu değiller, lakin Ankara’da verilen kararların muhatabı olmak zorundalar.

Öte Yandan!
Bir cümlede Ekrem İmamoğlu için söylemek istiyorum. Sağdan bakıyorum, soldan bakıyorum, aşağıdan bakıyorum, yukarıdan bakıyorum, görebileceğim her türlü pencereden İmamoğlu’na Cumhurbaşkanlığı için bir sebep arıyorum ama göremiyorum. Sadece Erdoğan’ı devirmek bir ülkeyi yönetmek için yeterli midir? Bu sorunun cevabını bulduğumda belki fikirlerim daha da netleşir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER