Antakyalılara bir dokunsanız bin ah işitirsiniz. Bu insanlara resmen çile çektirilmekte.
6 Şubat büyük felaketi ile Antakya’da eşi benzeri görülmemiş bir yıkım yaşandı. Tabii bu yıkım sonrasında büyük bir inşaat faaliyetleri başladı. Buna bir diyeceğimiz olamaz. Fakat süreç son derece denetimsiz bir şekilde ilerlemekte. Şehrimiz kontrolsüz bir şantiye alanına dönüştü. Beton santralleri mantar gibi türedi. Dağlar taşlar hoyratça patlatılmakta. Bunların haricinde birçok sorun mevcut.
Geçen hafta müthiş bir doğa harikası olan Dekuk Şelalesi de bu denetimsizlikten nasibini aldı. Güzelim şelale, dinamit patlatılmasından ötürü yerle bir oldu. Geçtiğimiz aylarda da kontrolsüz dinamit patlatılmasından ötürü Defne’deki yaşam alanlarına taşların kaya parçacıklarının uçuştuğunu görmüştük.
Tam bu üzücü olayı atlattık derken, bu kez Defne ilçemizde yük dolu bir harfiyat kamyonunun freni patladı. Kamyon yokuş aşağı giderken, park halindeki arabalara ve yoldaki ağaçlara çarparak durabildi. Şans eseri can kaybı yaşanmadı. Büyük bir kaza, şans eseri ucuz atlatılmış oldu. fakat bu kaza bölge halkında haklı olarak büyük korku yarattı.
Beton mikserleri, iş makineleri trafiği işgal etmiş durumda. Günün her saati tüm güzergahlar bu araçlarla kaplı. Üstelik bu araçlar hiçbir trafik kuralına da uymamakta. Müthiş hızlı, bir sağa bir sola giderek ilerlemekteler. İş makinelerinin ve kamyonların trafikte kurallara uymaz bir şekilde ilerlemesi denetlenmemekte.
Trafiğe çıkıldığında Antakya-İskenderun yolunda hem gidişte hem gelişte birçok noktada trafik ışıkları aylardır çalışmamakta. Anayolda trafik ışıklarının çalışmamasından ötürü trafik hem çok tehlikeli bir hal almakta, hem de tıkanmaktadır. Aylardır birçok noktada trafik ışıklarının çalışmaması kabul edilemez, izah edilemez bir durum.
Hatay Havaalanı açıldı. Uçuş güvenliği ne noktada, bilgimiz yok. Bir taraftan iş makineleri pistte çalışmalar yapıyor, diğer yandan uçaklar havaalanına iniş yapıyor. Havaalanı yolu, tam bir rezalet. Bozuk yollarda labirentte döne döne havaalanına ulaşılabiliyor. Hem kötü, bir o kadar da tehlikeli bir yol.
Belen Geçidi her gün her saat trafiğe tıkalı. İnsanlar Belen Geçidi’nden geçemiyor. bu yola acilen bir alternatif yaratılmalı. Yapılan çalışmalar ne durumda bilmiyoruz. Sözde Madenli-Serinyol güzergahı trafiğe açılacaktı ama bu yol da ne durumda bilinmemektedir.
Elektrik kesintileri hala devam etmekte. Yollarda son zamanlarda birçok noktada asfalt çalışması yapılmasını görmezden gelemeyiz. Fakat yollarımız hala kötü durumda.
İnternet şebekesi yetersiz. Birçok noktada Telekom internet verememekte. İnsanlar, pahalı internetlere mahkum bırakılmıştır.
Antakya merkezde hava kalitesi çok kötü. Sosyal hayat hala yok.
–
Evet, karamsar bir tablo çizdiğimin farkındayım. Fakat gerçekler bunlar. Antakya’nın demokratik yapısı da bozuldu, bu bozulma ilerleyen yıllarda daha hızlanacak. Anne babalar, haklı olarak çocuklarına Antakya dışında bir düzen kurmak istemekteler. Zaten çocuklar da Antakya’ya göç etmek istemiyor.
Duygusal olarak ifade edilen “şehrimizi bırakmayacağı” söyleminin altı doldurulmalı. İnsanlar yolu bozuk, sürekli elektriği kesilen, sosyal hayatı olmayan, havası kötü, interneti kalitesiz bir şehirde yaşamak istemez. Bu gerçekleri görmek, konuşmak, bu gerçeklere göre yetkililerin Antakya’ya yaklaşması gerekir.