Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Nefret Dili Kullanılmadan…

Güney kıyılarımızdaki yangın söndü diye nefes almaya başladığımızı sanırken Karadeniz’deki sel felaketi ile karşıya kaldık. Kastamonu, Sinop, Bartın illeri başta olmak üzere, birçok bölgemizde sel afetleri meydana geldi, can kayıpları oldu. Üzüntümüz büyüktür. Kısa sürede bu felaketin ve oluşturduğu zararların üstesinden gelineceği inancındayız. Ulusça geçmiş olsun derken kaybettiklerimize de tanrıdan rahmet diliyoruz….
****

Adına ister sığınmacı, ister göçmen, isterseniz de aklınıza gelen başka bir kelimeyi bulup koyun. Ülkenin en önemli sorunlarından birinin bu olduğu inkâr kabul etmeyecek bir gerçektir.

Bu sığınmacı ya da göçmenler ülkenin dört bir yanına dağılmış durumdalar.

Gerçek sayıları kesin olarak tespit edilemiyor.

Peki nasıl başladı bu göç hareketi?

Geniş bir sınır komşuluğumuz olan Suriye ile aramızın bozulmasından sonra, dostumuz Esad olarak ifade ettiğimiz Suriye devlet Başkanı ile ülkemizin arasının açılması ve bunun sonucu olarakta dostumuz Esad’ın , katil Esed olarak tanımlanmaya başlamasıyla birlikte, Suriye’den ülkemize geniş bir sığınmacı akımı başlamış idi.

Bu akım öylesine giderek artar bir duruma geldiği içinde, önlenmesi yolunda bir takım tedbirlerin alınması zorunluluğu hasıl olmuş idi.

Suriye yönetimi ile aramızdaki tüm köprülerin atılması, siyasi ilişkilerin kesilmesi sonucu da ülkemize giren sığınmacıların kalıcı hale gelme durumu ile karşı karşıya kalınabileceği tehlikesi baş gösterdi.

Esad yönetiminin gidici olmadığı, kalıcı olduğu gelişmelerden anlaşılıyor.

Ülkemizin Suriyeli sığınmacılar sorunu var ve bu konu henüz bir çözüme kavuşturulamamış iken, şimdi önümüze birde Afgan sığınmacılar yada göçmenler konusu çıkıverdi.

Medyaya yansıyan çeşitli haberlerde, gündeme birde Afgan mültecilerinin girişlerine bazı nedenlerle göz yumulduğu ve bu nedenle de mülteci sayısının giderek artmakta olduğu konusu geldi. Bu durum kabilin düşmesinden sonra daha da hız kazandı.

Gelen Afganlıların çoğunluğunun genç olup ailesi olmadan ülkemize giriş yaptıkları görülüyor.

Yine medyaya yansıyan haberlere göre de gelen Afganlıların birçoğunun Taliban karşıtı olarak ABD yanında mücadele ettikleri ve bu nedenle de ABD’nin Afganistan’ı terk etmesi üzerine ülkelerinden çıkma zorunda kaldıkları açıklanıyor.

Afganlıların geliş nedeni ne olursa olsun, ülkemize yeni bir göçmen akımının olacağı ve sayının her geçen gün daha da artacağı gözden uzak tutulmamalıdır.

Gerek Suriyeli, gerek Afgan ve gerekse başka ülkelerin vatandaşlarından olsun, ülkemize gelen sığınmacı, göçmen yada başka bir adla tanımlanacak olanların, bazı yörelerimizde demografik yapıyı bozacak sayıya ulaşmalarının da söz konusu olabileceği hatırdan uzak tutulmamalıdır.

Bu nedenle vakit geçirilmeden ve iş işten geçti denilmesine mahal bırakılmadan, gereken önlemler alınmalı, ülkemize girişler daha sıkı bir kontrol altında tutulmalıdır.

Bu bağlamda Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönebilmesinin yol ve yöntemleri araştırılmalı ve Esad yönetimi ile yeniden diplomatik ilişki kurma yolunda adımlar atılmalı, Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönebilmeleri için gerekenler yapılmalıdır.

Eğer Suriyeli sığınmacılar ile ilgili olumlu adımlar atılır ve Afgan göçmenlerinde ülkemize girişleri engellenirse, ilerde daha büyük sakıncaların oluşmasına neden olacak durumların önüne geçilmiş olunabilecektir.

Herkesin bu gerçekleri görmesi ve ülke yararı için gereken olumlu adımların atılmasına katkı sağlaması gerekir.

Bu hususu hatırlatmak ve gereğinin yerine getirilmesinin istemekte yarar olduğu kanısındayız. Yeter ki nefret dili kullanılmasın, tahriklere kapınılmasın, birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilsin….

[email protected]

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER