Son yıllarda Oscar’a dönüşen Nobel ödülleri Türkiye’ye uğurlu geldi. Yağmasa da damlıyor. Aziz Sancar, Bob Dylan, Orhan Pamuk, şimdiyse Daron Acemoğlu. Türkiye çok seviniyor, övünüyor ama Aziz Sancar dışındakilerin Türklükle, Türkiye’yle pek hevesli alışverişleri yok.
Biraz geçmişe gidelim. Ödülün kaynağı İsveçli Mühendis, dinamitin mucidi Alfred Nobel ‘in (1833-1896) dinamit telif geliridir. Dinamitin salt yol, tünel, baraj yaparken kullanılmadığını anlamışsınızdır.
Edebiyat Ödülünden gidelim. Çok açık ki Nobel, sosyal bilimler, sanat alanında kutuplar arasındaki rekabette, propagandada kullanıldı, bugün de zaman zaman kullanılıyor. Boris Pasternak’ın Doktor Jivago adlı romanı, Rusya’da basılmadan yurtdışına kaçırılıp basıldı ve bu romana Nobel Edebiyat Ödülü verildi 1958. Ne ki Pasternak, baskı karşısında ödülü geri çevirdi.
Nobel Edebiyat Ödülünün 1970 yılı verileni Aleksandr Soljenitsin de SSCB rejim muhalifi yazardır.
Ödül kurulundakiler akıllı adamlardan oluşturulur. Her yıl ya da her ödülde bunu yapmıyorlar. Kılıfı iyi hazırlıyorlar.
Hekim-Biyolog-Kimyacı Prof. Dr. Aziz Sancar Nobel Kimya Ödülünü kazandı 2015. Sancar Türk Devriminin eğitim dizgesine bağladığı başarısını, Atatürk’e gönül borcunu sunarak karşıladı. Dediğimiz gibi Sancar kimya bilimcisi.
Gelelim Orhan Ferit Pamuk’a. 2006 yılı Nobel Edebiyat Ödülü Pamuk’a verildi. Pamuk’un romanları başka ödüllere de boğuldu. Neredeyse iki yılına bir ödül düşüyor, desek yanlış olmaz. Kitapları tam da Batılı okurun görmek isteyeceği oryantal figürleri bolca içerir. Kurgu tarih, nakışçı, minyatür, esirler, cariye…
Atatürk ve Türk Devrimine en çok taklit ve alaysı gözle bakar. Dinci ile sözde solcu okuru birlikte çekme peşindedir. Nasıl mı? Cumhuriyet rejiminin baskıladığı dindar, mütedeyyin ve komünist, solcu, Kürt, mağdur ve mazlumlar!
Kar romanındaki Dostoyevski şablonun inandırıcılıktan uzak oluşu sorun değildir. Beyaz Kale’yi beğenmiştim, belli ki o da (ç)alıntıymış! Bakın Cevdet Bey ve Oğulları’nı beğenirim, ona sözüm yok.
2024 yılı Ekonomici Daron Acemoğlu’nun Nobel Ekonomi Ödülü paylaştığı yıl olarak kayıtlandı.
Aydın tavrı nedir bu durumda? Hemen Acemoğlu’nun kitaplarını okuyup yaklaşımını anlamaktır değil mi? Efendim hemen salvolar uçuştu. Ermeni olduğu için mi? Irkçı mısın? Bu öbeğin sürü psikolojisi hiç sona ermediği gibi, yaftaları, önyargıları hakem kartı benzeri hazırdır. Biz araştırır, inceleriz. Bizim işimiz bu. Karşıtlar ne yapar, onu da biliriz, Kuru gürültü.
Ulusların Düşüşü ile Dar Koridor adlı kitapları, Acemoğlu’nun düşüncesiyle ilgi yeterince bilgi veriyor. İlk kitapta yoksul kitleler için durum yazgıymışçasına anlatılıyor. Bir kentin çitle bölünen iki yanı uçurum benzeri ekonomik ayrılık gösterir ve bunun sorumlusu olsa olsa yoksul kitlelerdir.
Dar Koridor’da özellikle sayfa 486 sonrası bildik ikinci cumhuriyetçi safsatalarıyla dolu.
Öküz altında buzağı aramıyormuşuz; buzağı tam da ineğin altındaymış. Nobelli efendiler devrim değil reform demekteler. İttihat Terakki Osmanlıyı savaşa sokan -Osmanlı zinhar savaş sevmezdi-tukaka. Atatürk ve diğer reformcular da İttihat Terakkiciler. “Sonradan Atatürk adını alacak kişi…” Reform dedikleri işleri yaparlarken hiç halka sormamışlar. Cık cık… Halka tepeden bakmışlar. Bu durumda Dil, abece, giysi, şapka “reformları” da tukaka olmakta. Fes giydiğinden idam ddilen… CHP tek parti ve diktatörlük; akp çok iyi işler yapmış. TSK vesayetini kırmış ki hem nasıl… 1960, 1997 de diğerleriyle aynı huyludur. Akp, halkın Cumhuriyete tepkisinin başarısıymış… Neresinden tutalım Aynı basmakalıp çiğnenen bilmdışı sakız.
İmdi bu incelememizde hamaset var mı? Nobel nasıl birine verilmiş?..