Futbol sahalarında yer alan “normal doğum” pankartları tartışma yarattı. Türk Tabipleri Birliği, doğum yöntemine dair kararın yalnızca kadınlar ve hekimler arasında alınması gerektiğini vurgulayarak, hükümetin kadın bedeni üzerinden yürüttüğü politikalara karşı çıktı.
“Kadın bedeni hükümetin politikalarına alet edilmemeli”
Son haftalarda futbol kulüpleri, maç öncesi sahaya çıkarken taşıdıkları “normal doğum” pankartlarıyla dikkat çekiyor. Bu uygulama, özellikle Sivasspor-Fenerbahçe maçında sporcuların sahaya “Doğal olan normal doğum” yazılı pankartlarla çıkmasının ardından, sosyal medyada tartışmaların odağı haline geldi.
Kadın örgütleri, siyasetçiler ve sağlık meslek örgütleri uygulamaya tepki gösterirken, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu adına açıklama yapan Dr. Ayşe Gültekingil, kadın bedeninin siyasi mesaj aracı haline getirilmesine sert sözlerle karşı çıktı.
“Aile yılı” uygulamasına kadınlardan eleştiri
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etmesinin ardından, doğurganlık ve nüfus artışını teşvik eden politikalar gündeme oturdu. Erdoğan’ın sezaryen doğumları hedef alarak “normal doğumu teşvik edeceğiz” açıklaması, kamu spotları ve kampanyalarla desteklenmeye başlandı. Futbol takımlarının pankartları da bu sürecin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Dr. Gültekingil ise, bu kampanyaları kadının sosyal ve politik alanlardan dışlanmasını kolaylaştıran bir araç olarak gördüklerini belirterek, “Kadınların üretim gücünü ev içine hapsetme çabası, onların toplum içindeki görünürlüğünü azaltır. Bu, bir sağlık değil, bir biyopolitika meselesidir,” dedi.
“Karar verecek olan kadındır, öneri hekime aittir”
Doğum yöntemlerine ilişkin kararın sadece bireysel bir sağlık meselesi olduğunu vurgulayan Gültekingil, “Burada söz sahibi olacak kişi kadının kendisidir, öneride bulunacak kişi de doktorudur. Ne devlet ne hükümet, kadının doğum yöntemine müdahil olamaz,” dedi.
“Normal doğum” teriminin de tıbben yanlış olduğunu belirten TTB yetkilisi, “Bu ifadenin doğrusu vajinal doğumdur. Sezaryen ve vajinal doğum, her ikisi de tıbben geçerli ve gerekli durumlara göre uygulanması gereken doğum yöntemleridir,” diye konuştu.
“Ekonomik çıkarlar kadın sağlığına zarar veriyor”
Dr. Gültekingil, hükümetin vajinal doğumu desteklemesinin ardında yatan ana nedenin ekonomik kaygılar olduğunu belirtti. Sezaryen doğumların sağlık sistemine getirdiği maliyeti düşürmek adına yapılan bu yönlendirmelerin, kadın sağlığı üzerinde ciddi riskler oluşturduğunu vurguladı.
“Doktorlar sezaryenden geri çekilmeye zorlandığında, kadınlar tehlikeli doğum koşullarına itiliyor,” diyen Gültekingil, doğum yönteminin dayatma değil tıbbi gereklilik çerçevesinde belirlenmesi gerektiğini yineledi.
“Kadınlar kararlarını kendi bedenleri üzerinden vermeli”
Dr. Gültekingil’e göre kadınların, doğum biçimi dahil olmak üzere bedenlerine dair tüm kararları kendi tercihleriyle ve tıbbi danışmanlıkla vermeleri gerekiyor. Bu tercihler, hükümetin ekonomik ya da ideolojik hedeflerine hizmet etmemeli.
“Kadınların toplumsal rolü, yalnızca annelik üzerinden tanımlanamaz. Onları aile içine hapsederek özgürlük alanlarını daraltmak, hem insan haklarına hem de sağlık etiğine aykırıdır,” ifadelerini kullanan Gültekingil, futbol sahalarında siyasi mesaj verilmesine de karşı çıktı.
“Spor alanları siyasi propagandanın mecrası olmamalı. Kadının doğum tercihi, maçların değil, doktor muayenehanelerinin konusu olmalı,” diyerek sözlerini sonlandırdı.