AK Parti Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu, önceki gün, Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada, yaşanan sürecin olağan bir süreç olmadığını, olağanüstü bir süreç olduğunu söyledi, dünyada eşine rastlanmayan bu hain ve alçak darbe girişiminin müsebbibi FETÖ’yle mücadelede de olağanüstü tedbirler almanın gerekliliğini bildirdi ve “OHAL sürecinde temel hak ve özgürlükler noktasında asla bir kısıtlama söz konusu değildir, böyle bir şey yoktur” dedi.
Gazi Meclisin Gazi Milletvekili olma şerefine nail oldum …
Türkiye’nin 15 Temmuz’da en kritik süreçlerinden birini yaşadığını, ülkemizin ve milletimizin göz bebeği olan Türk Silahlı Kuvvetleri içine yuvalanmış hain FETÖ terör örgütü mensuplarının emir komuta zincirinin dışına çıkarak ülkemizde bir işgal ve bir darbe girişimine başladığını konuşmasında hatırlatan Milletvekili Türkoğlu, “Tankları, silahları, uçaklarıyla acımasızca insanlarımıza saldıran bu Vandallar güruhu, bu saldırı, Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine alanları dolduran milletimizin çelikten iradesi ve iman dolu yüreğiyle püskürtülmüştür. O gece 250 insanımız şehadet şerbetini içerken 2.193 insanımız da gazi olmuştur. Yine aynı gün, hatırlarsınız, aynı gece Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalanmıştı. 02.30 sularında ben ve ailem -eşim ve kızım olmak üzere- ilk atılan bombayla ve yine helikopterin Türkiye Büyük Millet Meclisini hedef alan saldırısıyla oradan çıkan, ölüm kusan mermilere hedef olarak yaralandık ve Gazi Meclisin gazi milletvekili ve ailesi olma şerefine nail oldum. Biz şunu biliyoruz: Gazilerimiz de yaşadığı müddetçe yaşayan şehit hükmündedir. Bir kez daha şehitlerimizi rahmetle anarken gazilerimize de acil şifalar ve ebedî saadetler diliyorum.
15 Temmuzda aziz milletimiz eşsiz bir destan yazmıştır. Bunun adı Kahramanlık destanıdır. İkinci kez kurtuluş destanı da diyebilirsiniz. Tabii 1453’te ülkemizde yeni çağ açıp kapayan bir düşüncenin mahsulü olan imanlı vectle geçmişteki atalarımızın, ecdadımızın yaptığı gibi, yine Dumlupınar’da yaptığı gibi, kurtuluş mücadelesinde yaptığı gibi, Çanakkale ruhunu şahlandırıp Çanakkale’de yaptığı gibi 15 Temmuzda da yekvücut, tüm millet, bütün siyasi partiler, bütün demokratik kitle örgütleri, basın, medya kuruluşları olmak üzere topyekun birlik ve beraberlik içerisinde hareket ederek bu amansızca verdikleri mücadeleyle üzerimize çullanan bu FETÖ sürüsünü bertaraf etmiş, inşallah tarih sahnesinden, bir daha kalkmamak üzere yerle bir etmiştir. Bu gün o hainler adalet önünde hesap vermektedirler. Yaşanan süreç olağan bir süreç değildir, olağanüstü bir süreçtir. Dünyada eşine rastlanmayan bu hain ve alçak darbe girişiminin müsebbibi FETÖ’yle mücadelede de olağanüstü tedbirler almak zaruridir, gereklidir. Dolayısıyla bu tedbirlerin en ehemmiyetlisi şüphesiz olağanüstü hâldir. Olağanüstü hâl sıkıyönetim değildir, sadece, demokrasinin daha iyi işleyebilmesi için Fetullahçı terör örgütü mensuplarını, hangi terör örgütü mensubu olursa olsun, bunları kamudan temizlemek suretiyle devletimizi etkin kılma adına başvurulan bir yöntemdir. Olağanüstü hâl PKK, IŞİD, DHKPC, Marksist Leninist Komünist Parti, FETÖ gibi terör örgütleriyle etkin, yetkin bir şekilde hızlı karar alma mekanizması sayesinde mücadeleyi sonuç odaklı kılan bir yöntemdir” dedi.
OHAL tedbirleriyle aydınlık yarınlara emin adımlarla yürünecek …
Anayasa’mızın 120 ve 121’inci maddelerinde düzenlenmiş olan OHAL’in, devletin ve toplumun varlığını ortadan kaldırma ihtimali olan iç savaş, ayaklanma, doğal afet ya da salgın hastalık gibi durumların ortaya çıkması hâlinde yürürlüğe giren bir hukuki işlem olduğuna değinen Milletvekili Türkoğlu, konuşmasında şunlara yer verdi: “Nitekim, bu işlemin örneklerine demokratik batılı ülkelerde son dönemlerde fazlasıyla da rastlamaktayız. Fransa 2015’te 130 kişinin ölümüne sebebiyet veren Paris saldırıları sonrasında olağanüstü hâl ilan etti ve bu OHAL Fransa’da tam beş defa uzatıldı. 12 Haziran 2016 günü Orlando’da bir gece kulübü saldırısı sonucunda Florida eyaleti Orange County’de olağanüstü hâl ilan etti. Brüksel’deki saldırılar Avrupa’yı alarma geçirdi. Avrupa ülkelerinde görülmemiş bir şekilde olağanüstü hâl ilan edildi. Fransa, Almanya ve İngiltere başta olmak üzere tüm Avrupa ülkeleri terör ögelerinin korkusuyla güvenlik tedbirlerini en üst seviyeye çıkardı. İş bu sebepten kaynaklı olarak bir ülkeye ‘Terörle mücadele etme.’ demek aslında ‘Dükkânı kapatıp git.’ demektir çünkü terörle mücadele etmemek terör örgütlerine teslim olmaktır veya onları hoş görmekle eş değer bir düşüncedir.
Olağanüstü hâl sürecinde temel hak ve özgürlükler noktasında asla bir kısıtlama söz konusu değildir, böyle bir şey yoktur. Varı yok sayamayız, devlet devletliğini gösterecek. Devleti ebet müddet için, devletin ayakta kalabilmesi için devlet ne gerekiyorsa onu yapmalıdır, bunun garantörü bizleriz, milletimizdir, hepimiziz. OHAL kapsamında alınan tedbirlerle terör örgütlerine karşı yürütülen etkin mücadele yöntemi sayesinde çok daha huzurlu, güvenlikli olacak ve aydınlık yarınlara emin adımlarla yürünecektir. En kısa süre içerisinde FETÖ’nin devletin içerisinden ayıklandığı bir sonucu elde etmek, PKK, IŞİD gibi terör örgütlerinin kökünü kazımak zorundayız. 1.200 kilometrelik sınırımızın altında devlet yok ve Suriye’de YPG gibi terör yapılanmaları bizim için bir tehdit unsurudur. Bunların varlıklarına da dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu yapılarla mücadele etmekle mükellefiz. Devlet milletinin huzur ve refahını temin etmekle mükelleftir. Biz de Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak milletin yegâne tecelligâhı olan, millet iradesinin temsil edildiği burada yasama organı olarak da gerekli tedbirleri, gerekli hukuki altyapıyı oluşturmakla mükellefiyetimiz olduğunu söylemek istiyorum. Devletin varlık sebebi de budur.”
-Mehmet ÖZGÜN-