İşte Eğitim – İş in dinselleşen eğitim ve öğretime yönelik açıklamaları: AKP iktidarının eğitimde 23 yıldır uygulamakta olduğu eğitimin içeriğinin, okul ortamlarının ve öğretim programlarının dinselleştirilmesi 2024/2025 Eğitim yılı 1. Döneminde de devam etmiştir. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bizzat kullandığı ifadeler ve sergilediği tutumla, iktidarın kendi dünya görüşüne uygun bir nesil yetiştirme hedefinin “biçilmiş kaftanı” olduğunu her fırsatta kanıtlamıştır. Tekin, göreve geldiğinden bu yana eğitimi ideolojik bir alan olarak şekillendirmekten çekinmemiş, bu anlayışı kurumsal hale getiren uygulamalara imza atmıştır. Görev süresi boyunca Tekin’in yaptığı açıklamalar, eğitimin pedagojik temellerini göz ardı ederek, öğrencilerin dogmatik bir dünya görüşüyle şekillendirilmesini savunan bir zihniyetin yansıması olmuştur. Yusuf Tekin’in laik eğitimi hedef almış ve Cumhuriyetin camileri ahıra çevirdiği yalanını söylemekten çekinmemiştir. MEB Yusuf Tekin: “Tarikat-cemaat dediğiniz STK’larla protokol yapmaya devam edeceğiz” diyerek bakanlığın 2023 yılı itibarıyla geçerli 2 bin 709 tane protokolü olduğunu söylemiştir.
PROTOKOLLER KAPSAMINDA CEMAAT VE TARİKATLAR OKULLARI İŞGAL ETMİŞTİR!
Milli Eğitim Bakanlığı eğitimi dinselleştirme, okulları dinci ve gerici yapıların işgaline açmaya devam etmiştir. Bu bağlamda sadece bakanlık düzeyinde değil, illerde de milli eğitim müdürlükleri aracılığıyla prokoller yapılmıştır. İHH, ENSAR Vakfı, Okçular Vakfı, NUN Vakfı, İlim Yayma Cemaati, HÜDAPAR’a yakınlığı ile bilinen Peygamber Sevdalıları Vakfı gibi birçok dini vakıf ve derneklerle MEB’in ortak yürüttüğü projeler ve imzalanan ‘iş birliği’ protokolleri, okulları çeşitli cemaat, tarikat ve dini grupların etkinlik ve faaliyet alanı haline getirmiştir. Bunun sonucu olarak da eğitim sistemi en temel bilimsel ilkelerden ve laik eğitim anlayışından hızla uzaklaşmış, laik okul iklimi yok edilmiş, okullarda dinselleşme hızla artarak kaygı verici boyuta ulaşmıştır. Okullar çocukların en güvende olması gereken yerlerden biriyken, aileler çocuklarını okullardan, okullarda “değerler eğitimi” adı altında görev alan ve çocuk psikolojisi ve pedagoji bilgisi olmayan kişilerden korumak durumunda kalmışlardır.
ÜLKÜ OCAKLARI İLE PROTOKOL Milli Eğitim Bakanlığı dinci ve gerici cemaat ve tarikatlarla imzaladığı protokollere son dönemde Milliyetçi Hareket Partisi ile organik bağı olan Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı ile imzaladığı protokolü de ekleyerek eğitimi siyasallaşmaya ve ideolojik yapılara biraz daha 10 açmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü tarafından imzalanan bu protokol siyasi iktidarın eğitimi bir kamu hizmeti olmaktan çıkararak siyasallaştırma çabalarının ürünüdür. Anayasaya göre, kamu kurumlarında ve okullarda siyasi propaganda yapılması yasaktır. Buna rağmen, son yıllarda siyasi iktidar ve ortağı tarafından bu yasaklar sistematik olarak ihlal edilmektedir. Daha önce de İl Milli Eğitim Müdürlüklerince imzalanan protokoller ile Ülkü Ocakları’na, okullarda propaganda yapma izni verilmiş ve bu konuda açıkça suç işlenmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı da, bu siyasi yapılanmayla protokol imzalayarak Anayasa ve yasaların gerektirdiği tarafsızlık ilkesine meydan okumuş, hukuk devleti ilkesini ve Anayasayı çiğnemiş, Milli Eğitim Temel kanununu açıkça ihlal etmiştir.