Milletvekili Şahin, yeni eğitim öğretim döneminde yaşanan sorunları önergeyle gündeme getirdi
CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, yüz yüze eğitime geçilerek okulların açılmasıyla birlikte milyonlarca öğrencinin Covid-19 gölgesinde kalabalık sınıflarda okula başladığını ve okulların öğrenci sayısı, sınıf mevcutları, yerleşim yerinin nüfus yoğunluğu, fiziki altyapının yeterliliği gibi pek çok faktörün okulların açılması sonrasındaki sağlıklı yürütülmesi gerektiğini söyledi, Kredi Yurtlar Kurumu’nun sınırlı yatak kapasitesi nedeniyle de öğrencilerin mağdur olduğunu belirterek konuyu TBMM gündemine taşıdı.
Milletvekili Şahin, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in yanıtlamasını istediği önergede; “Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO verilerine göre 28 Haziran 2021 itibarıyla 210 ülkenin 119’unda okullar tamamen açık, 56’sında kısmen açık, 16’sında ara tatil, 19’unda ise kapalıdır. Başka bir ifade ile 210 ülkenin %57’sinde okullar tamamen açık, %26’sında kısmen açık, %8’inde ara tatil, %9’unda ise kapalı olduğu belirtilmiştir. Covid-19 salgını nedeniyle 1,5 yıldırı kapalı olan okulların kapalı olduğu Türkiye ise iş günü itibariyle bakıldığında salgın süresince okulları en uzun süre kapatan ülkeler arasında yer almıştır.
Ciddi ve kapsayıcı tedbirler alınmalı …
Türkiye’de uygulanan uzaktan öğretim uygulamaları süresince ekonomik sorunlar ve teknik olanakların yokluğu nedeniyle yaklaşık 6 milyon öğrencinin bu sürece tam olarak katılamadığı bilinmektedir. Alınan tedbirlere rağmen öğrenme kaybının çeşitli açılardan dezavantajlı olan öğrencilerin okulların kapanmasının olumsuz sonuçlarından daha çok etkilendiği, okul terki oranının ciddi anlamda yükseldiği görülmüştür. Ayrıca, okulların uzun süreli kapatılmasının aşılama, beslenme, zihinsel sağlık ve sosyal destek gibi okul temelli hizmetlerin aksamasına, yüz yüze iletişimin olmaması nedeniyle öğrencilerde stres ve kaygının artmasına neden olmuştur. Covid-19 salgını etkisini sürdürürken okulların açılması, belirsizlikleri de beraberinde getirirken, kuşkusuz faydaları kadar riskleri de olan bir karardır. Bu kararın öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin sağlık ve güvenliğini riske atmadan uygulanabilmesi için ciddi ve kapsayıcı tedbirlerin alınması gerekmektedir. Okulların açılması öncelikle sağlıkla ilgili değerlendirmelere, sonrasında okulların güvenli bir şekilde açılabilmesi için gerekli koşulların sağlanabilmesine bağlıdır’’ ifadelerini kullandı.
Okulların bütçesi ve fiziki durumu önemli …
MEB’in almış olduğu yüz yüze eğitim kararı doğru olmakla birlikte, okulların açılması sürecinde gerekli hazırlıklar konusunda meslek örgütlerinin yayımladıkları raporlara göre altyapı çalışmalarının tamamlanmadığını önergesinde belirten Milletvekili Şahin, okuldan okula değişen hijyen ve sosyal mesafe koşullarının sağlanması gerekliliğinin yerine getirilip getirilmediği, her bir okulun ortak kullanım alanlarının, özellikle sınıfların ve tuvaletlerin temizlik ve hijyen koşulları, okul ve şube bazında öğrenci sayısı, öğrenciler arasındaki fiziksel mesafeyi korumak için yeterli alan olup olmadığı, okul servislerinin durumu, öğretmenlerin aşı durumu gibi gelişmelerin, eğitim-öğretimin sağlıklı koşullarda gerçekleştirilebilmesi açısından son derece önemli olduğunu söyledi.
Milletvekili Şahin, önergesinde ayrıca şunlara yer verdi: “Meslek örgütlerinin belirlediği sorunlar haricinde en az bunun kadar önemli olan bir diğer noktanın ise okulların açılmasıyla öğrencileri, öğretmenleri, eğitim personellerini, velileri ve toplumu hangi şartlarda bir eğitim öğretim sürecinin beklediğidir. Okulların bütçesi ve fiziki altyapısı, yüz yüze eğitimin sağlıklı yapılabilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Okulların öğrenci sayısı, sınıf mevcutları, yerleşim yerinin nüfus yoğunluğu, fiziki altyapının yeterliliği gibi pek çok faktör okulların açılması sonrasındaki sürecin sağlıklı yürütülmesi açısından önemlidir.
Ev kiraları üniversite öğrencilerini mağdur ediyor …
Pandemi nedeniyle bir buçuk yıldır ailelerinin yanında kalan ve bu yıl üniversiteyi yeni kazanan ve ders başı yapacak olan milyonlarca öğrenci üniversite eğitimi görecekleri kentlere doğru yola çıkarken en önemli sorunları güvenli, temiz ve ekonomik bir yurt ya da ev için arayışlara başlamıştır. Yüksek öğretim için şehir değiştirmek zorunda kalan öğrencilerin Kredi Yurtlar Kurumu’nun sınırlı yatak kapasitesi nedeniyle birçoğu kendilerine devlet yurtlarında yer bulamadığı için ikinci bir seçenek olarak özel yurt ya da ev tutmak gibi seçenekleri gündemlerine almak zorunda kalmaktadırlar. Öğrencilerin piyasa değerinin üstünde ev tutmak zorunda kalmaları, özellikle İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerde, öğrenci olmayanların bile kiralık ev bulmakta zorlandığı günümüzde öğrenciler yüksek ev kiralarından dolayı ciddi mağduriyet yaşamaktadırlar. Yurtlarda yer bulmanın zorluğu ve ev kiralarının çok yüksek fiyatlarda olması birçok öğrencinin okulu bırakması ile sonuçlanmaktadır. Devlet yurduna başvurduğu halde kontenjan yetersizliği nedeniyle yerleştirilemeyen, işsizlik ve hayat pahalılığı karşısında maddi olarak zorlanan ailelere ve onların çocuklarına eğitim hakkından yararlanabilmeleri için barınma desteği sağlayacak olan AKP hükümetidir. Uygun bedelli öğrenci yurtları, öğrenci evleri yapılarak öğrencilerin barınma sorunlarının çözülmesi projeler hayata geçirilmelidir.’’
Mehmet ÖZGÜN