Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Okulların Açılması Riskli

Eğitim-Sen, pandemi koşullarında eğitim

Eğitim-Sen, pandemi koşullarında eğitim konulu anket sonucunu kamuoyuna duyurdu

Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Özgür Tıraş, sendikalarının genel merkezinin yaptığı anket sonucunu kamuoyuna duyurdu. Anket sonucunda pandemi sürecinde, mevcut halleriyle okulların açılmasının riskli olabileceğine vurgu yapıldı ve “Anketin en dikkat çekici sonucu, katılımcıların çok büyük bir bölümünün (yüzde 96,4), kovid-19 salgını sürerken eğitim öğretimin başlatılması halinde, kendi sağlığının ve ailesinin sağlığının tehdit altında olacağını düşünmesidir. Bu mutlaka önemsenmesi gereken bir durumdur” denildi.
Kovid-19 salgınının dünya çapında hızla yayılmaya devam ederken sağlık, eğitim ve çalışma yaşamı başta olmak üzere toplumsal yaşamın bütün alanlarını olumsuz etkilemeye devam ettiğini belirten Tıraş, 150’yi aşkın ülkede okul öncesinden yükseköğretime kadar tüm kademelerde eğitim kurumlarının hızla kapatıldığını ve eğitim öğretime ara verildiğini hatırlattı, 2020’nin ilk yarısı itibariyle dünya çapında bütün eğitim kademelerinde bir milyarın üzerinde öğrencinin, geleneksel yüz yüze eğitim ortamlarından uzaklaştığını dile getirdi.
Türkiye’de ise eğitim öğretime ara verilmesinden 18 milyonu aşkın öğrenci, 1 milyonu aşkın eğitim emekçisinin etkilendiğini belirten Tıraş, pandemi koşullarında eğitim konulu anket çalışmasının sonuçlarını şöyle sıraladı: “Ankete katılanların yüzde 93’e yakını okulların açılması halinde halihazırdaki sınıf mevcutlarıyla, öğrenciler arasında gerekli fiziki mesafenin sağlanmasının mümkün olmadığını ifade etmiştir. Ankete katılanların yüzde 70’i maske kullanarak ders anlatımı olması halinde ders sürelerinin ‘20 dakika’ ile sınırlandırılması gerektiğini belirtmiştir. Ders süresinin ‘30 dakika’ olması gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 28,5’tir. Ankete katılanların yüzde 90,8’i, Sağlık Bakanlığı’nın okullar için belirlediği ilkelere göre, çalıştıkları okulun yeterli alana sahip olmadığını söylemiştir. Yeterli fiziki alana sahip olduklarını söyleyenlerin oranı yüzde 9 ile sınırlı kalmıştır.
Okullar ikili eğitime uygun değil …
Katılımcıların yüzde 61,7’si okulunun ikili eğitim için uygun koşullara sahip olduğunu belirtirken, yüzde 38,3’ü okulunun ikili eğitime uygun olmadığını ifade etmiştir. Okulunda üçlü eğitim yapılabilmesinin koşullarının olmadığını söyleyenlerin oranı yüzde 80,4 gibi yüksek bir oranda çıkmıştır. Ankete katılanların yüzde 87’si çalıştığı okulda öğrenci tuvaletlerinin, sayı ve büyüklük açısından fiziki mesafeyi korumak için yeterli olmadığını ifade etmiştir. Ankete katılanların yüzde 88’i çalıştığı okullarda bulunan diğer ortak kullanım alanlarında öğrenciler arasında fiziki mesafenin korunacağı yeterli alanın olmadığını ifade etmiştir. Ankete katılan eğitimcilerin yüzde 82,7’si öğretmenler odasında fiziki mesafenin korunacağı yeterli alanın olmadığını belirtmiştir. Katılımcıların yüzde 96,4 gibi çok büyük bir bölümü, pandemi sürerken eğitim öğretimin başlatılması halinde, kendisi ve ailesinin sağlığının tehdit altında olacağını düşünmektedir. Ankete katılanların yüzde 92,9’u okullardaki sosyal etkinliklerin fiziki mesafe kurallarına ve sağlık koşullarına uygun olarak yapılmasının mümkün olmadığını belirtmiştir. Ankete katılanların yaklaşık yüzde 93’ü, okullarında eğitim öğretimin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için ek personele (öğretmen, yardımcı hizmetli vd.) ihtiyaç olduğunu düşünmektedir. Ankete katılan eğitimcilerin tamamına yakını (yüzde 99,3) pandemi döneminde eğitime ayrılan bütçenin arttırılması gerektiğini ifade etmiştir. UNESCO Uluslararası Eğitim Planlama Enstitüsü, okulların yeniden açılmasıyla ilgili olarak çeşitli öneriler paylaşmıştır. UNESCO’nun önerileri arasında eğitime ayrılan bütçenin korunması, okullara bütçeden ayrılan payın artırılması gibi önemli öneriler yer almaktadır. Ankete katılanların yüzde 93,8’i uzaktan eğitimin nitelikli bir şekilde yapılmadığını ifade etmiştir. Uzaktan eğitimin nitelikli olduğunu belirtenlerin oranı sadece yüzde 6,2’dir.
Okulların açılması aile sağlığını da tehdit eder …
Araştırmamızın en dikkat çekici sonucu, katılımcıların çok büyük bir bölümünün (yüzde 96,4), kovid-19 salgını sürerken eğitim öğretimin başlatılması halinde, kendi sağlığının ve ailesinin sağlığının tehdit altında olacağını düşünmesidir. Bu mutlaka önemsenmesi gereken bir durumdur. Araştırmaya katılan eğitim emekçileri, kalabalık sınıf sorunu, okullardaki fiziki altyapı ve donanım eksiklikleri sürerken fiziki mesafe ve diğer tedbirlerin hayata geçirilmesinin mümkün olmadığını düşünmektedir. Ankete katılan eğitimcilerin tamamına yakını pandemi döneminde eğitime ayrılan bütçenin ve okulların ihtiyacı olan ödeneklerin arttırılması gerektiğini ifade etmiştir. Eğitimde yaşanan personel (öğretmen, yardımcı hizmetli vd.) yetersizliği vurgusunun yapılmış olması önemlidir. Çok sayıda ülkenin nüfusundan fazla öğrenciye sahip olan Türkiye’de koronavirüs salgını gibi yüzyılın en ciddi tehdidi sürerken okulların açılmasında ısrar etmek, salgının öğrenciler, eğitim emekçileri ve aileleri arasında yayılması riskini kaçınılmaz olarak arttıracaktır. Pandeminin devam ettiği koşullarda eğitim öğretime başlamak, 18 milyon öğrenci ve 1 milyonu aşkın eğitim emekçisinin salgının potansiyel hedefi haline getirilmesi anlamına gelmektedir.
Salgın tehdidin arttığı koşullarda okullar açılmamalı …
Pandemi tehdidinin giderek büyüdüğü koşullarda MEB, eğitim iş kolunda örgütlü sendikalarla acilen bir araya gelmeli ve süreci Sağlık Bakanlığı, sendikalar ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) gibi meslek örgütleri ile koordineli bir şekilde hareket ederek yönetmelidir. Eğitim Sen olarak, MEB’i eğitim ve pandemi ile ilgili her türlü bilgi paylaşımı ve karar alma süreçlerinde daima şeffaflık ve açıklık ilkesine uygun hareket etmeye davet ediyor, salgın tehdidinin daha da arttığı koşullarda okulların açılması gibi tehlikeli adımlar atmaktan uzak durmaya çağırıyoruz.” Mehmet ÖZGÜN