Hatay Barosu, TBB’nin, Olağanüstü Kongre istemini “red” kararının hukuksuz ve Avukatlık Yasası’na aykırı olduğu görüşünde.
Hatay Barosu Yönetimi, Türkiye Barolar Birliği tarafından “olağanüstü kongre” başvurusunun reddedilmesinin, hukuksuz ve Avukatlık Yasası’na aykırı olduğunu kaydederek, derhal olağanüstü kongre kararı alınması gerekliliğini savundu.
Hatay Barosu’nun, “Türkiye Barolar Birliğine Açık Çağrımızdır” başlıklı uzun açıklamasında, 8 Kasım 2019 tarihinde toplanan Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun; Birlik Başkanı ve 10 Birlik Yönetim Kurulu üyesi dahil, 11 üyesinden 9’unun katıldığı toplantıda, katılanlardan üç üyenin karşı oyuyla ve altı üyenin oy çokluğuyla; “Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Bursa, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Mersin, Şanlıurfa, Tunceli ve Van Barolarının olağanüstü genel kurul taleplerinin” hukuka aykırı bulunarak reddedildiği hatırlatıldı.
Hatay Barosu Yönetim Kurulu; Yargıtay Başkanlığı’nın daveti üzerine Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen 2019-2020 adli yıl açılışına ilişkin düşüncelerini, “Yargıtay Başkanlığına Açık Mektup” olarak ifade ettikleri ve 54 Baro’nun da davete ilişkin olumsuz düşüncelerini kamuoyu ile paylaştığı bir süreç ve zamanda, Yargıtay Başkanlığı’nın adli yıl açılış törenine Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nı davet etmesi ve Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun törene katılım sağlanmasına karar vermesi üzerine, bir kısım Baro’nun, Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu’nun toplanmasına yönelik çağrıları ile birlikte o dönemde oluşan gündemle ilgili olarak yaptıkları değerlendirme ve vardıkları sonucun, Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu’nun olağanüstü toplantıya çağrılmasına ve bu kararın kamuoyu ile paylaşılmasına gerek görülmediği şeklinde olduğunu hatırlattı ve şu açıklamalara yer verdi:
“Ancak 12 Baromuzun, 2019 Kasım ayı başında yeniden ve ortak olarak, Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu’nun toplanması talebi ve bu talebe karşılık Türkiye Barolar Birliği’nin ‘red’ kararı üzerine, aşağıdaki hususların kamuoyu ile paylaşılmasına ihtiyaç duyulmuştur:
1.) 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 115. Maddesi, yorum gerektirmeyecek ölçüde açıktır. En az 10 Baro’nun Yönetim Kurulu yazı ile isterse, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun, Genel Kurul’u olağanüstü toplantıya çağıracağı emredilmiştir. Olağanüstü toplantılarda seçimle ilgili tartışmalar saklı kalmak üzere, 12 Baro’nun belirledikleri gündemle, Genel Kurul’un olağanüstü toplanması ile ilgili taleplerini, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun yorum yaparak ‘red’ etme imkanı, hakkı ve takdir yetkisi bulunmamaktadır. Kanunda, Genel Kurul’un olağanüstü toplanması için herhangi bir içerik şartı getirilmediği ve şekil şartı oluştuğu halde, olağanüstü genel kurulun çağrılması yönündeki talep hususunda, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 115. Maddesi’nin ikinci fıkrasına açıkça aykırı davranmıştır.
2.) Türkiye Barolar Birliği, kamuoyu ile paylaştığı ‘red’ gerekçesinde; seçim taleplerinin hukuka aykırı olduğunu, bu yol hukuka aykırı olarak bir kez açılacak olursa, sadece Türkiye Barolar Birliği’nin değil, her Baromuzun bu tür hukuka aykırı taleplerle sürekli seçimli olağanüstü genel kurullara sürüklenme sonucunda görev yapamaz hale getirilmiş olacağını ifade etse de; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 83. Maddesi’nde yer alan ‘Baroların olağanüstü genel kurullarına yönelik benzer bir düzenleme’ gereği, Baro Başkanı, levhada yazılı Avukatların beşte birinin, görüşme konularını belirten yazılı istemi ile en geç on beş gün içinde Genel Kurul’u olağanüstü toplantıya çağırmak zorundadır. Türkiye Barolar Birliği’nin ’red’ gerekçesine ilişkin kamuoyu duyurusunda ifade edildiği üzere, her Baro’nun farklı tüzel kişiliğe sahip olduğu gerçeği karşısında, seçimli olağanüstü genel kurul çağrılarına ilişkin talep ve kararları, her bir Baro’nun yönetim kuruluna bırakmanın daha faydalı olacağını düşünmekteyiz. Buna karşın, üyeler isterse ve olağanüstü genel kurul toplantılarında seçim yapılacağı açıkça düzenlenmese bile, üyelerin yapacağı olağanüstü genel kurul çağrılarında, seçim dahil olmak üzere; hiçbir Baro’nun Genel Kurul’u çağırmaktan geri durmayacaklarını/durmayacağımızı, kanuna rağmen karar alma haklarının bulunmadığını/bulunmadığımızı açıkça ifade ederiz.
3.) Türkiye Barolar Birliği’nin kamuoyu ile paylaştığı ‘red’ gerekçesinde; olağanüstü genel kurul talebinde bulunan Baroların gerekçeleri incelendiğinde, bu gerekçelerin, TBB Genel Kurulu’nun yetki alanına giren somut bir hususu görüşmek amacı taşımadığı ifade edilse de, Genel Kurul’un, gerek olağan gerekse olağanüstü toplantılarındaki gündeminin ve görevlerinin ne olacağı, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 117. Maddesi’nde açıkça ifade edilmiş olup, Genel Kurul’un görevleri arasında; ‘Birlik Yönetim Kuruluna talimat vermek’, ‘Adaleti ve mesleği ilgilendiren işler hakkında teklifte bulunmak’ açıkça düzenlendiğinden ve Türkiye Barolar Birliği’nin en yüksek organı Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu olduğundan, Genel Kurul çağrılarına yönelik kamuoyu ile açıklanan ‘red’ gerekçesine katılmamız olası değildir.
4.) Yine Türkiye Barolar Birliği’nin kamuoyu ile paylaştığı ‘red’ gerekçesinde; Barolarımızın büyük bir çoğunluğunun ‘olağanüstü genel kurul yapılmasının şartlarının oluşmadığı ve böyle bir toplantının Barolar arasında telafisi mümkün olmayacak ayrışmalara yol açacağının’ basın açıklamaları yoluyla kamuoyu ile paylaştıklarının ifade edilmesini önemli ve anlamlı bulduğumuzu ve eğer Türkiye’nin ve mesleğimizin herhangi bir gündemi ile ilgili olarak Baroların çoğunluğunun fikri önemli ise, Yargıtay Başkanlığı’nın Adli Yıl Töreni’ne Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nı davet etmesi üzerine, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun törene katılım sağlanmasına karar verdiği süreçte 54 Baro’nun itirazı sırasında da aynı fikri, önemi ve hassasiyeti göstermesini de beklemiştik.
5.) Barolarımızın ve Türkiye Barolar Birliği’nin on yıllardır çözüm beklediği sorunların teker teker çözülmesini, Türkiye Barolar Birliği kadar, 80 Baromuz aynı derecede önem göstermekte ve takip etmektedir. 80 Baromuzun tamamı, yapıcı diyaloğun ilkeli biçimde ve tek vücut olarak devam ettirilmesine hiç karşı değildir ve Türkiye’nin ve meslektaşlarımızın çözüm bekleyen güncel ve ağır sorunlarının bir an önce çözülmesinden yanadır.
6.) Olağanüstü Genel Kurul’un, kazanımların korunmasına ve geliştirilmesine zarar verip vermeyeceğine, olağanüstü genel kurulun toplanıp toplanmayacağının meslektaş kamuoyunun büyük çoğunluğunu esasen ilgilendirip ilgilendirmediğine yönelik değerlendirmeleri de, TBB Genel Kurulu’nun iradesine bırakmak daha doğrudur. Genel Kurul iradesinin yerini alarak karar verme yetkisi, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’na ait değildir. Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu; Başkanını, Yönetim Kurullarını, Organları seçerken, gündemindeki konularla ilgili karar verirken gösterdiği dirayet ve feraseti, her zaman gösterme imkân ve gücündedir.
7.) Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nın söylemlerinin, Anayasa’daki düşünceyi açıklama özgürlüğüne ilişkin olduğuna dair çok doğru ve haklı ifadeye karşın, 12 Baro’nun taleplerinin, kendi siyasi ideolojilerini dayatma ya da kabul ettirme niteliğinde olduğu şeklindeki yaklaşım, son günlerde Barolara, mesleğimize ve meslektaşlarımıza giderek artan sayısız hukuk ihlalleri ve mesleğe yönelik itibarsızlaştırma faaliyetleri karşısında üzücü ve hızla terk edilmesi gereken bir söylemdir.
8.) Hatay Barosu Yönetim Kurulu olarak; Türkiye Barolar Birliği’nin seçimli ve seçimsiz toplanması noktasında, 2019 Eylül ayında yaptığımız değerlendirmeden uzaklaşmamızı gerektirecek yeni bir durum olmadığını ve Türkiye Barolar Birliği’nin Genel Kurulu’nun toplantıya çağrılmasına gerek görmediğimizi ifade etmekle birlikte, eğer yeteri kadar Baro istemiş ise, Genel Kurul bir an önce toplantıya çağrılmalıdır. Hiç kimsenin; ister olağan ister olağanüstü olsun, Genel Kurul’un yetki ve gücünden kaçma ve kaçınma hakkı yoktur.
Dileğimiz; 12 Baromuzun olağanüstü genel kurul talebinin, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun, katılanlardan altı üyenin oy çokluğuyla ve hukuka aykırı bularak reddettiği kararının, hukuka ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’na aykırı olması sebebiyle yeniden değerlendirmesi ve kararını geri alarak, 12 Baro’nun talebine uygun olarak, Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu’nu olağanüstü toplantıya çağırması ve Genel Kurul’u toplamasıdır.
Dileğimiz; Barolar ve Türkiye Barolar Birliği’nin kamuoyu gündemine yansıyan, bu konuyla ilgili olarak; Baroların yapısını bozmak, delege sistemini ve kanunla korunmuş olan hukuki statüsünü, şimdiki kazanımları geriye götürmek niyetinde olan ve Baroları ele geçirmek için fırsat kollayan çevrelere bir malzeme vermemesi adına, çözüm olarak Mahkeme kapısını gösteren anlayışın terk edilmesi, sürecin hukuksal boyuta taşınmasının vereceği zararın, Türkiye Barolar Birliği ve Barolarımız tarafından gözetilmesi ve bu sürecin kamuoyu yerine Baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin iç gündemi olarak bir an önce, olgunlukla tartışılıp karara ve sonuca bağlanmasıdır.” -Cemil Yıldız-