İnsanlar, yaptıkları iyiliğinde, kötülüğünde karşılığını bu dünyada fazlasıyla görürler.
Eğer haksızlık yapmışlar, birilerini hiçbir dayanağı olmayan, uydurma neden ve gerekçelerle suçlamışlar, onların mağduriyetlerine neden olmuşlarsa, bilinmelidir ki, zaman içerisinde yaptıklarının karşılığını misliyle ödeme zorunda kalacaklardır.
Bu, bireylere yapılan haksızlık olduğu gibi, topluma yapılan haksızlık ve verilen zararlar içinde geçerlidir.Bunu böylece belirtelim…
***
Genç Türkiye Cumhuriyeti zor koşullar altında verilen bir kurtuluş mücadelesi sonunda kurulmuştur.
Bu devletin temelleri Mustafa Kemal ve dava arkadaşları tarafından atılmıştır.
Osmanlı devletinin egemen olduğu yerler, yabancı devletler tarafından işgal edilmiş, sevr paçavrası ile Osmanlı devleti bölünerek emperyalist devletlere devredilmiş ve bu antlaşmanın altına da Osmanlı devleti tarafından imza atılmış idi.
İşte bu zor koşullar altında ,Genç Türkiye Cumhuriyeti kuruldu, gelişti dünyanın saygın ülkeleri arasında kısa sürede yerini alabilmeyi başardı.
Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu 10 Kasım 1938 tarihine kadar , ülkede önemli devrimler yapıldı ve bu devrimlerinin ışığında Türkiye Cumhuriyeti güçlenmeye başladı.
Atatürk’ün aramızdan ayrılışından sonra Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü önderliğinde de çok partili yaşama geçiş tarihi olan 1945 yılına kadar, ülke tek parti tarafından yönetildi.
Tek parti yönetiminin 1938-1945 yılları arasında olduğu düşünüldüğünde, bunun 7 yıl gibi bir süreyi kapsadığı görülür. Bu süre içerisinde bir yandan Cumhuriyetin temellerinin sağlamlaştırılmasına, yapılan devrimlerin ülke genelinde benimsenip kök salmasına çalışılmış, öte yandan da ikinci dünya savaşından hiçbir yurttaşımızın burnunun dahi kanamamasına, kimsenin yetim kalmamasına özen gösterilmiştir.
***
Çok partili yaşama girildikten sonra, 1950 seçimleri ile CHP iktidarı son bulmuş ve DP iktidarı başlamıştır. Bu tarihten sonrada ya tek başına iktidar olma ya da koalisyonlarla ülkenin yönetilmesi dönemine girilmiştir.
Ancak 1950 yılından bu yana hiçbir parti, şuanda iktidarda olan AKP kadar tek başına iktidarını sürdürememiştir.
AKP, 2002 seçimlerinden bu yana tek başına iktidarını sürdürmüş ve hiçbir koalisyon ortağına da gerek duymamıştır.
Böylece 2002 yılından bu yana, aradan geçen 15 yıllık süre içerisinde iktidarda olan AKP, istediği yasaları meclisten geçirme, istediği kararları alma, istediği atamaları yapma , devleti dilediği şekilde yönetme ,iç ve dış politikalara yön verme ,ekonomi politikasını düzenleme konularında hiçbir engelle karşılaşmamıştır.
***
1938-1945 yılları arasında 7 yıllık zaman dilimi içerisinde tek başına iktidar olabilen CHP’ye, çok partili yaşama girildikten sonra ,yapılmadık isnatlar,iftiralar kalmamış,öyle sözler sözlenmiştir ki, bunlar hala beleklerden silinmemiştir.
Oysaki o 7 yıllık süre içerisinde ise CHP bir yandan içte huzur ve güven sağlamak, Genç Türkiye Cumhuriyetinin temellerini sağlamlaştırabilmek için uğraş verirken, öte yandan ikinci dünya savaşına girmemek suretiyle hiçbir yurttaşımızı yetim bırakmama yolunda büyük bir diplomasi başarısı göstermiştir.
Buna rağmen oy alabilmek, CHP’yi yıpratabilmek için haksız, dayanaksız ve sağduyu sahiplerini derinden yaralayacak ve üzecek eleştiriler yapmaktan geri kalınmamıştır.
Sonunda bugünlere gelinmiştir. 15 yıllık AKP iktidarı da tek parti olarak ülkeyi yönetmiştir. Bunun sonucu olarakta tüm komşularımızla sorunlu hale gelinmiş, ekonomik krizlerle mücadele edilmiş, özgürlükler kısıtlanmış, yanıldım sözleri havalarda uçuşmaya başlamıştır.
Şimdi aklıselimle düşünüp bir sonuca varmak gerekir.
Tek parti dönemi diyerek CHP’ye karşı yapılan haksız eleştirilerin ne denli haksız, yersiz ve dayanaksız olduğu bugün sağduyu sahibi herkes tarafından anlaşılmış ve teslim edilmiştir.
O haksız eleştirileri yapanlar bugün vicdan azabı çekmektedirler.
15 yıllık AKP iktidarında olanları görenler, 7 yıllık CHP iktidarına karşı haksız eleştiri ve isnatları yapanların özür dilemesi gerektiğini yüksek sesle dillendirmeye başlamışlardır.
Gerçekten tek parti dönemine ilişkin olarak CHP için yapılan o suçlamaları yapanlar, bugün yaptıkları haksız suçlamaların vebalini fazlasıyla ödemektedirler.
İşte bu nedenledir ki yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, iyiliğinde, kötülüğünde karşılığı bu dünyada görülecektir. Gerçekler sonunda mutlaka ortaya çıkacak ve anlaşılacaktır. Haksızlık yapanlar karşılığını bu dünyada göreceklerdir. Bu nedenle yanlışları görüp doğruya yönelmenin erdemlilik olduğu gerçeği gözden uzak tutulmamalı ve vebal ödeme zorunda kalınmamalıdır.
[email protected]
YORUMLAR