Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Olumlu Gelişme…..

Çağdaşlık, geriye doğru değil, ileriye doğru gitmeyi gerektiren bir yaşam biçimidir.

Çağdaş bir yaşam biçimini kendine ilke edinen ülkeler devamlı ileriye doğru giderler. Yönetimi altında bulunan bireylerin düşüncelerine, inançlarına, beklentilerine değer vermek suretiyle gerekeni yaparlar.

Bu ülkelerde yöneticiler kendi koltuklarını değil, bireylerin geleceklerini düşündükleri ölçüde de başarılı olurlar, iktidarda kalma süresini hakkı ile uzatırlar.

Aksi yolu tutanlar ise, çeşitli yol ve yöntemlere başvurmak suretiyle iktidarlarını sürdürseler bile, toplumun beklentilerine yanıt veren tutum ve davranış içerisinde olmadıkları için sevilmezler, yönetilenler izin verildiği ölçüde de eleştirilerini yapmak suretiyle memnuniyetsizliklerini açığa vurmaya çalışırlar.

İşte bunun tipik bir örneği Sudan’da görülmüş ve yaşanmıştır

Sudan’da, 30 yıl süre ile iktidarı elinde tutan Ömer el Beşir’e karşı halkın tahammül sınırlarını aşan tutum ve davranışları nedeniyle isyan etmesi sonucu, Ömer el Beşir nihayet koltuğundan uzaklaştırılmıştır.

Şuanda Sudan’da yönetimi elinde tutanlar, din ile devlet işlerini birbirinden ayıracak olan yasal düzenlemeyi yapmak suretiyle, laiklik ilkesini benimsediklerini, gerek Sudan halkına, gerekse bütün dünyaya duyurmuşlardır.

Esasen dünyadaki siyasi, içtimai, askeri ve ekonomik gelişmeler bir arada değerlendirildiğinde, sorunların laiklik ilkesine sımsıkı sarılmak suretiyle daha kolay çözülebileceği ve üstesinden gelinebileceği doğrultusundadır.

Devlet işlerine dini düşüncelerin ve kuralların müdahale etmesi yolunun açılması halinde, olumlu sonuçlar alınamayacağı ve hiçbir şekilde özgürlükçü demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile uygulanamayacağı görülüp anlaşılmıştır.

Bu nedenle özgürlükçü demokrasiyi benimseyenler, kuvvetler ayrılığı ilkesini yaşama geçirenler, dini kuralların hiçbir şekilde devlet yönetiminde uygulanmaması gerektiğini görmüşler, anlamışlar ve bu doğrultuda da olumlu adımlar atmak suretiyle laiklik ilkesini benimsemişlerdir.

Özellikle demokrasilerin uygulandığı yönetim biçimlerinde, laiklik ilkesi olmazsa olmazlar arasında ilk sırada yerini almaktadır.

İşte 30 yıl Sudan’ı dini kurallar doğrultusunda yönetmeye kalkışan ve halkın karşı hareketi nedeniyle onbinlerce Sudanlının ölmesine neden olan anlayışı temsil eden Ömer el Beşir, nihayet iktidar koltuğundan uzaklaştırılmış ve Sudan’da din ile devlet işleri birbirinden ayrılmak suretiyle özgürlükçü demokrasiye geçişin ilk adımları atılmış bulunmaktadır.

Eğer bu kural, yani din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması ve laiklik ilkesinin gerçek anlamda uygulanmaya konulması anlayışı ülke genelinde uygulanır ve rayına oturtulursa, bilinmelidir ki kısa süre içerisinde Sudan dünyanın çağdaş ülkeleri arasında yerini alma imkanına kavuşabilecektir.

Sudan’daki değişim bir hususu da net bir şekilde ortaya koymuştur. O da artık hiçbir şekilde dini kurallar, devlet yönetimine müdahale edecek şekilde yaşama geçirilemeyecek ve aynı şekilde belli dini gurupların devlet yönetiminde söz sahibi olmasına imkan tanınmayacaktır.

Bu kurala uymayanlar, belki belli bir süre başarıya ulaşmış gibi görünseler de sonunda hüsrana uğradıklarını görüp anlayacaklardır.

Bilinmelidir ki, zora dayalı bir yönetim biçimi sonsuza dek varlığını sürdüremez.

Bugünkü dünya düzeni ve anlayışı içerisinde zora dayalı bir yönetim biçimi kabul görmemektedir.

Bu nedenle de Sudan’daki gelişmeyi olumlu görüyor ve karşılıyoruz.

Diliyoruz ki, Sudan’da din ile devlet işlerini ayıran ve laiklik ilkesini yaşama geçiren anlayış yönetimde egemenliğini sürdürür ve sonunda Sudan gerçek anlamda özgürlüğüne kavuşur….
[email protected]

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER