Mısır’da, ülkenin demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi deviren askeri yönetimin, darbe karşıtlarını susturmak için silah kullanmaktan kaçınmadığı ve yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olan 14 Ağustos 2013’teki Rabia katliamına işaret eden Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, “Rabia Meydanı’nda yaşananlara seyirci kalarak asla geleceğimizi inşa edemeyiz” dedi.
Mısır’da yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği 14 Ağustos’taki Rabia katliamına işaret eden, Saadet Partisi’nin Hatay’daki önemli ismi, Parti’nin Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, “Mısır’da, seçilmiş meşru hükümete karşı yapılan darbe neticesinde, Rabia meydanında yaşanan vahşetin ve tarihi katliamın yıldönümündeyiz” dedi. Resmi verilere göre, Rabia katliamında, 8’i polis 632 kişi hayatını kaybederken, iki bine yakın kişi yaralandı.
Sürece dair yaşananların 2013 Temmuz’unda başladığını ve haftalarca sürdüğünü ifade eden Çalışkan, Rabia Meydanı’nda yaşananların dünyanın gözü önünde gerçekleştiğini dile getirirken, “Hepimiz canlı yayınlarla, anbean, saniye saniye yaşanan her şeyi gördük” dedi ve değerlendirmesini de ara başlıklar halinde şöyle sürdürdü:
-ORANTISIZ GÜÇ!-
Artık dünya, eski dünya değil. İçe kapalı, yayınların kesik olduğu, dünya ile bağlantısı olmayan dönemler geride kaldı. Bu nedenle, Mısır’da yaşanan orantısız güç kullanımını kimse gizleyemedi. Belki de bilerek, gözdağı niyetiyle öyle olmasını istediler.
Rabia Meydanı’nda yaşananları; dünyada hiçbir vicdan sahibi, insaf sahibi, akl-ı selim bir insanın tasvip etmesi, kabullenmesi mümkün değildir. Üzerinden bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen, yaşananlar, halen hafızalarda taze ve canlı olarak duruyor. Acılar dinmedi, açtığı yaraların sancıları katbekat artarak devam ediyor.
-SUÇ!-
Tüm dünya biliyor ki, Müslüman Kardeşler, 100 yıllık geçmişiyle; şiddete başvurmamış, barışçıl eylemlerden yana olmuş, insanlara hep müspet katkılar sağlama gayreti içerisinde olmuş bir kuruluştur. Böylesi bir tavır içinde olan bu grup ve taraftarlarına karşı böyle bir katliam asla kabul edilemezdi.
Bugün, Mısır darbesi, Mısır’ın sınırlarını aşmış, tüm Müslümanların, hatta dünyanın ortak sorunu haline gelmiştir. Bunun içinde, Rabia katliamı ve bu süreçte yaşanan olaylar, mutlak surette uluslararası bağımsız yargı tarafından soruşturulmalı ve Mısır’da yeniden huzur ve güven ortamı tesis edilmelidir. Haksız zulümler ve idamlar durdurulmalıdır. Zira orada yaşananlar, evrensel hukuk ilkelerine göre alenen suçtur. İçişlerini ilgilendiren bir durum olarak görülemez.
-GERÇEK YÜZÜ!-
Rabia olaylarının yıldönümünde, ABD ve emperyalist batı dünyası her fırsatta demokrasi ve özgürlüklerden dem vururken, Mısır’da yaşananlara seyirci, hatta destekçi olmasıyla gerçek yüzü de ortaya çıkmıştır. Batı dünyasının ne kadar büyük çifte standart içerisinde olduğunu hepimiz yaşayarak gördük. Çünkü emperyalist batının sandıktan çıkan neticelere saygısı yok. İşlerine nasıl geliyorsa, ona göre tavır alıyorlar. Onlara göre en iyi ülke, sömürebildikleri ülkedir. Zira emperyalist batının, demokrasi kılıfı ile insanlara sunulan halk iradesine saygısı yok. Özgürlüğe, insanların bağımsız düşüncelerine saygısı yok ve hepsinden önemlisi; emperyalist batı, yeri geldiğinde diktatörlerle de, cuntacılarla da iş birliği yapabilirmiş, katliama çanak tutabilirmiş, bunu da bir kez daha yaşayarak öğrendik.
-EMPERYALİST BATI-
Bu vesileyle belirtmek isteriz ki, İslam ülkelerinin yöneticileri, vatandaşları, İslami hareketleri ve sivil toplum kuruluşları bilmeli ki, emperyalist batı bizim dünyamıza dost değildir ve asla dost olamaz. Onların sadece çıkarları ve çıkarlarına göre kullanabilecekleri, işi bitince de deliğe süpürecekleri işbirlikçileri ve maşa iktidarları vardır. O yüzden rotamızı yeniden çizip, kimlerle dost olacağımızı, kimlerle iş birliği yapacağımızı, kimi kılavuz seçeceğimizi çok iyi bilmek zorundayız.
-SORGU ŞART-
Bugün Rabia Meydanı’nda yaşananlara seyirci kalarak asla geleceğimizi inşa edemeyiz. Evet, önümüze bakmalıyız, ama geçmişin de muhakkak sorgusunu, muhakemesini yapmak durumundayız. İnanıyoruz ki, Müslüman Kardeşler yöneticileri de yaşananları en iyi biçimde okumuşlardır ve geleceğe yönelik planlamalar yaparak, tüm dünyadaki kitlelere en iyi mesajı vereceklerdir.
Bu vesileyle temenni ediyoruz ki, Rabia Meydanı’nda şehit düşen binlerin geride bıraktığı yüzbinlerce acılı insanın yüreğine su serpilecek bir sevinci hep birlikte gelecek günlerde yaşarız. Ve inanıyoruz ki, şehitlerin kanı yerde kalmayacaktır. Yaşanan trajediler son bulacak ve Mısır; tarihinden, kültüründen, medeniyetinden aldığı güçle yeniden huzura kavuşacak ve İslam Medeniyetine ev sahipliği yapmaya devam edecektir. -Tamer Yazar-