6 Şubat 2023 yersarsıntısında olanlar unutulabilir mi? Ne acı ki unutulmuş görünüyor. Unutulmaktan da öte, yıkımın acısının tersine yine dolap çevirmeler, arsalara, zeytinliklere çökmeler, konteynerlere alıştırma çabalar, ağır hasarı görmezden gelip, hafif hasara ağır raporu vermeler, yardım vaat tutarlarını ödememeler, ödenenleri iç etmeler… Bu düzenbazlıklar varken düşmana ne gerek. Zaten yersarsıntısı günlerine de böyle gelindi. İmar barışı, imar affı…
Bölgede yaşayan, yıkımı an be an bilen bir öğretmen dostumla zaman zaman görüşüyoruz. Edindiğim izlenim geçen bir buçuk yıla karşın pek ilerleme sağlanmadığı yönünde.
Köy, yayla yolları yersarsıntısında yarıldığı gibi duruyor. Yağmurla, yağışla diz boyu çamur.
Yapımı süren evlerin büyük bölümü kurayla ve borçlandırılarak dağıtılıyor.
Bu nasıl yönetim anlayışıdır? Halkın güvenli barınma hakkını karşılamak yönetimin görevi ve sorumluluğudur. Anayasal haktır. On binlerce insanın ölümü bu hakkın sağlanamadığının kanıtıdır. Dolayısıyla evler parayla satılamaz, kurayla verilemez.
Yolların, altyapının yapılması da böyledir.
On bir ilin etkilendiği söylenen coğrafyada toz duman durumu eksik değil. En çok etkilenen ilin Hatay olduğu açık gerçek. Buna karşın Hatay’ın durumu gölgelenirken, diğer bazı iller olağanüstü desteğe gereksinimi bulunan yerler biçiminde kayıtlanabilmektedir.
Deprem günü internet bant daraltılma uygulaması, acılı babanın, yitirdiği çocuklarının yardım isteyen iletilerini günler sonra almasına neden olmuştu. Bu kedere nasıl dayanılır.
Kasıtlı yapılırcasına karşımıza dikilen kötülükler saymakla bitmiyor. Cumhuriyet tarihimiz boyunca yaşamadıklarımızı yaşıyoruz.
Rezerv alan nedir? Barınma Hakkı Platformu mitingi devasa sorunlara dikkat çekiyor, sahip çıkıyor. Orta ve iyi durumdaki yapılara el koymak, çökmek de nereden çıktı? Ne arsızlıktır. Hiçbir sorumluluk duymayan ülke yönetimi, yetmiyor, bir dolandırıcı gibi yağmalıyor.