Fransa, uzun mücadeleler, uğraşlar ve can kayıpları verilmesi sonucu Cumhuriyet rejimine ve demokratik yönetim biçimine kavuşabildi. Bu nedenle de bu yönetim biçiminden geriye adımlar atılması zor ve imkânsız hale geldi.
Dünyanın neresinde olursa olsun, eğer bir hak, mücadele edilmeksizin verilmiş ise, bu haktan geriye dönülmesi için adımlar atılabilmesi, hareketlerde bulunulabilmesi ve başka bir yönetim biçimine geçme isteklerinin dillendirilmesi daha kolay söz konusu olabiliyor.
Bu nedenle demokratik yönetim biçimini kabul eden ülkeler, Fransa ve buna benzer ülkeleri, kendilerine örnek almak suretiyle hareket ederler.
Fransa, Cumhuriyet rejimini ve demokratik yönetim biçimini benimseyen ve bunun kurallarının ihlal edilmemesi için üzerine titreyen bir ülke olarak görülür ve diğer ülkelere de örnek model olarak işaret edilir.
İşte bu ülkede, Cumhurbaşkanlığı yapan da diğer Fransızlar gibi kanunlar karşısında eşit olduğundan, yasalara uyma ve o yasalar çerçevesinde hareket etme zorunluluğundadır.
Nitekim Fransa’da Cumhurbaşkanlığı yapmış olan ve girdiği seçimi kaybeden Nicolas Sarkozy, geçtiğimiz günlerde Fransa’da yargı makamları önüne çıkartılmış ve bağımsız yargı tarafından da hapse mahkûm edilmiştir.
Sarkozy Cumhurbaşkanı olarak girdiği seçim nedeniyle yaptığı toplantılarda seçim kanununu ihlal eder şekilde tutum ve davranışlarda bulunmuş ve harcamalar yapmıştır.
Kanunun ihlalini gizlemek için de sahte fatura düzenlenmiş ve bu faturalar ilgililere verilmiştir.
Bu nedenle de Nicolas Sarkozy ve onunla beraber hareket edenler yargılanmış ve mahkum olmuştur.
Yargılama sırasında hiçbir zaman : Ben cumhurbaşkanlığı yaptım, benim dokunulmazlığım vardır, beni herhangi bir şekilde yargılayamazsınız, benim sözlerimin aksini iddia etmek mümkün değildir…. tarzında savunmalarda bulunamamıştır. Esasen böyle bir savunmada bulunsa bile bağımsız Fransa yargısının böyle bir savunmayı dinlemeyeceğini de bilmektedir.
Böylece Fransız yargısı bir cumhurbaşkanını yargılamış ve seçim kanununu ihlal ettiği gerekçesi ile de mahkum etmiştir.
Bu nedenledir ki; Fransa’da bağımsız yargının varlığı, demokrasinin güvencesi olarak kabul edilir. Herkes Fransız mahkemelerinin vereceği karara saygı duyar. Herkes Fransa’da tarafsız ve bağımsız bir yargının var olduğunu yüksek sesle dillendirir.
Geçtiğimiz günlerde bağımsız Fransız mahkemelerinin vermiş olduğu bu karar, demokrasi ile yönetilen ülkelerde takdirle karşılanmış ve örnek alınması yolunda da görüşler dile getirilmiştir.
Demokrasi ile yönetilen birçok ülkede bir Cumhurbaşkanının seçimi kaybetmiş olsun veya olmasın, yargı önüne çıkabileceği, yargılanabileceği ve hüküm giyebileceği hayal dahi edilemeyebilir.
Bunun içindir ki ; Fransa’daki cumhuriyet rejimi ve demokratik yönetim biçimi, yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ilkesi diğer ülkelerde örnek olarak gösterilir ve bu doğrultuda hareket edilmesi için adımlar atılması istenir.
Fransa’daki Sarkozy kararı şu gerçeği gözler önüne sermiştir: Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, herkes kanun karşısında eşittir. Kimse bulunduğu makamın zırhına bürünmek suretiyle dokunulmazlık iddiasında bulunamaz ve suç teşkil eden bir davranışta bulunamaz. Aksine hareket ederse bağımsız yargı önünde hesap verir.
Bu kararı, demokrasi ile yönetilen ülkelerde örnek alınmasını ve hatırdan çıkartılmaması gerektiğini hatırlatmakta yarar görüyoruz….
nabiinal@hotmail.com