Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Örtülü-Örtüsüz

Bu, kadınların mücadelesi! Hataylı

Bu, kadınların mücadelesi!

Hataylı Akademisyen / Hukukçu Neval Oğan Balkız: “Ne yaparsanız yapın, örtülü – örtüsüz bütün kadınlar, bu anlayışa karşı birlikte mücadele etmeye devam edecekler!”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın, rehber öğretmenlere dağıttığı bir kitapta, çocuklara cinsel istismar ve şiddet uygulayan kadınların “başı açık”, şefkat gösteren kadınların ise “türbanlı” olarak resmedilmesi toplumun birçok kesimi tarafından eleştirilerken, bu konuda henüz bir Bakanlık açıklaması yapılmadı.
Konuyu ‘kadın ve hukuk’ bağlamında ele alan isim, Hataylı Akademisyen / Hukukçu Neval Oğan Balkız oldu. Yaşananın bir ‘nefret söylemi’ ve ‘suç’ olduğunu ifade eden Balkız, “İdeolojik bir dinsel fanatizm anlayışı temelinde, farklı yaşam anlayışına sahip olan toplumun belli bir kesimine yönelik hakarettir, iftiradır!” saptamasında bulundu.
Balkız’ın, tepki çeken konuya ilişkin tespitleri şöyle:
“Böylesi ayrıştırma ve bölme girişimlerine karşın, toplumun her kesiminden insanlar, ‘örtülü’ ya da ‘örtüsüz’ tüm kadınlar, tarikat ve cemaat yurtlarında, kaçak kuran kurslarında yaşanan çocuk tecavüzleri karşısında ‘bir kereden bir şey olmaz’ diyen dönemin Aileden Sorumlu ‘örtülü’ kadın bakanın infial yaratan, insan akıl ve onuruna aykırı, hiçbir inanç ve ahlak sisteminin, felsefi düşünüş ya da etik anlayışın kabul edemeyeceği ‘şefkatli (!)’ söylemini unutmadılar. Bu söylemin, kitaptaki ile aynı ‘şefkatli’ anlayışın ürünü olduğunu biliyorlar. Ne yaparsanız yapın, kadınları bölemezsiniz. Örtülü, örtüsüz bütün kadınlar, bu anlayışa karşı birlikte mücadele etmeyi sürdürecekler, haklarını birlikte savunacaklar, bunun için birlikte sokağa çıkacaklar. Çocukları tarikatlara ve cemaatlere teslim eden anlayışa, çocuk evliliklerini teşvik eden karanlık zihniyetli fetvalara, çocukları tecavüzcüleri ile evlendirme yoluyla getirilecek aflara, içerik ve uygulama olarak Milli Eğitim’in işbirliği protokolleri adı altında tarikat ve cemaatlere teslim edilmesine, tecavüz ve istismarcılara uygulanan iyi hal indirimlerine, çocukları ağır iş koşullarında çalışmaya zorlayan yoksulluk, işsizlik, pahalılık sarmalı politikalarınıza birlikte direnecekler! ‘Çocuklarımızın bedenlerinden, bizim saçlarımızdan ellerinizi çekin, -şefkatimizi- sınamayın’ diyecekler! Milli Eğitim Bakanlığı’nın, ideolojik bir propaganda aracı değil; laik, bilimsel, nesnel , karma ve kamusal nitelikli, çağdaş evrensel ilkelere dayalı bir eğitimi oluşturmak ve kurumsal hale getirmekle görevli bir teşkilat olduğunu, görevlerinin anayasal ilkeler temelinde kanunla düzenlenmiş olduğunu birlikte haykıracaklar. Derhal bu kitabı toplatmasını, sorumlular hakkında gereğini yapmasını, muğlak açıklamalarla işi geçiştirmekten vazgeçerek, özür dilemesini isteyecekler.” -Tamer Yazar-