Ötelenen Zamlar….

Mutfaktaki yangın giderek daha fazla el ve cep yakmaya başladı. Ekonomik kriz her geçen gün boyutunu ve vatandaş ile ülke ekonomisi üzerindeki olumsuz etkisini ise en ağır bir biçimde hissettirmektedir. Bu gerçekler çıplak gözle görüldüğü halde açıklanan enflasyon oranının %20.3 olarak duyurulması oldukça dikkat çekicidir. Resmi rakamlara göre yıllık enflasyonun %20.3 olarak açıklanmasına karşın, gerçek […]

Mutfaktaki yangın giderek daha fazla el ve cep yakmaya başladı.

Ekonomik kriz her geçen gün boyutunu ve vatandaş ile ülke ekonomisi üzerindeki olumsuz etkisini ise en ağır bir biçimde hissettirmektedir.

Bu gerçekler çıplak gözle görüldüğü halde açıklanan enflasyon oranının %20.3 olarak duyurulması oldukça dikkat çekicidir.

Resmi rakamlara göre yıllık enflasyonun %20.3 olarak açıklanmasına karşın, gerçek enflasyonun bunun çok üstünde olduğu, cepten çıkan paradan anlaşılmaktadır.

Vatandaşın cebinden çıkan para, enflasyonun %30-40 lara vardığını hissettirmektedir.

Nitekim bu gerçeğin yönetenler tarafından da görülmesi nedeniyle, bazı ürünlere yapılan zam oranlarında indirime gidilmiş, bazı kalemlerdeki KDV ve ÖTV muafiyetleri yerel yönetim seçim tarihi olan 31 Mart’ın sonuna ötelenmiştir.

Yine bazı kalemler için yapılan zamlar, bir yıl sonrasına bırakılmış, bazı zamların oranları düşürülmüştür.

Bunların dışında zam yapılması düşünülen birçok ürün için ise, başlangıç tarihi 1 Nisan 2019 ve sonrasına bırakılmıştır.

Tüm bunlar ne için yapılıyor diye sorarsanız, yanıtı çok basittir.

Bütün bu ötelemeler, yapay indirimler veya zamların ileriki bir tarihte başlatılmasının düşünülmesi, 31 Martta yapılacak olan yerel yönetim seçimleri içindir.

İktidar partisi bu seçimlerden başarıyla çıkabilmek için bütün olanakları sonuna kadar kullanmakta kararlı.

Öyle ki; Merkez bankasının bugüne kadar Nisan ayında yapılması gelenek haline gelen genel kurul toplantısının Ocak ayına alınması da bunun tipik örneğini teşkil etmektedir.

Merkez bankasının genel kurul toplantısının erkene alınmasının nedeni, Merkez bankası tarafından hazineye aktarılacak paranın kullanılabilmesinin sağlanmasıdır.

Zira hazinenin paraya ihtiyacı vardır.

Merkez Bankası genel kurulu yapıldıktan sonra belli bir para hazineye aktarılacağı için, bu toplantı öne alınmak suretiyle hazineye aktarılacak paranın tarihi de öne alınmış oluyor.

Böylece Merkez Bankasından aktarılacak para ile hazinenin ihtiyacı karşılanacak ve gereken harcamalar yapılacaktır.

Görünen budur.

Yapılan ve yapılması düşünülen uygulamalar da bu beklentinin doğru çıkacağı yönündedir.

Görünen o ki; 31 Mart seçimlerine kadar iktidar her türlü olanağını kullanarak, ekonomide kısmi ve geçici bir rahatlama sağlamak suretiyle sandıktan başarı ile çıkabilme yol ve yöntemlerini denemekte ve uygulamaya koymaktadır.

Bunun sonucu olarakta 31 Marttan sonra birbiri peşi sıra gelecek zam furyaları, ekonomideki yangını söndürebilmek için uygulamaya konulacak acı reçete, ötelenen yada düşük oranda uygulamaya konulan zamlar nedeniyle hazinenin kaybettiklerini telafi etmek için dolaylı yada dolaysız vergi zamları, bu zamların pazara yansıyacak etkileri sonucu fiyatlarda oluşacak artışlar, nefes almayı güçleştirir bir hale gelebilecektir.

31 Ekim öncesi görülen kıpırdama, eğer tam bir uyanış halinde gerçekleşmez ve uykuda olmak durumu sürdürülür ise, 31 Marttan sonraki uyanış, hiçbir fayda sağlamayacak ve oluşacak zararlar vatandaşın elini ve cebini daha fazla yakmaya başlayacaktır.

İşte bu gerçeği görerek vatandaşın uykudan uyanma ve oluşacak tehlikenin ayırdına varmak suretiyle, sandık başına gitmesi ve oyunu buna göre kullanması gerekir.

Bakalım bu gereklilik yerine getirilecek mi?….

nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version