6 Şubat depremlerinin ardından büyük yıkım yaşayan Antakya’da, ekonomik sıkıntılar derinleşirken çocuk işçiliği tehlikeli boyutlara ulaştı. Ailelerin geçim sıkıntısı, birçok çocuğu okul sıralarından alıp inşaatlara, tamir atölyelerine ve enkaz alanlarına yöneltti.
Depremin ardından işsizliğin arttığı Antakya’da, yıkımın ekonomik etkileri en çok dar gelirli aileleri etkiledi. Çadır ve konteyner kentlerde yaşayan birçok aile, temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor. Bu durum, çocukların çalışmak zorunda kalmasına neden oluyor.
Mahalle aralarında, moloz yığınları arasında ya da tamirhanelerde çalışan çocukların sayısında belirgin bir artış gözleniyor. Ellerinde oyuncak değil, iş makineleri taşıyan bu çocuklar, hem fiziksel hem de ruhsal olarak büyük risk altında.
Eğitimden kopan çocuklar
Deprem sonrası yıkılan ya da ağır hasar alan okulların bir kısmı hala onarılamadı. Geçici eğitim alanlarının yetersizliği nedeniyle birçok öğrenci eğitime devam edemiyor.
Ailelerin geçim derdi, eğitimden daha öncelikli hale gelmiş durumda. Uzmanlar, çocukların okula dönmemesi halinde uzun vadede bölgedeki eğitim seviyesinin ciddi biçimde düşeceği uyarısında bulunuyor.
Yetersiz beslenme ve sağlık sorunları
Deprem bölgesindeki çocukların büyük kısmı yeterli beslenemiyor. Uzmanlar, bu durumun fiziksel gelişim kadar zihinsel gelişimi de olumsuz etkilediğini belirtiyor.
Bazı çocuklar ise depremde yaşadıkları yaralanmaların kalıcı izleriyle yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Uzuv kaybı yaşayan, psikolojik destek alamayan çocukların sayısının azımsanamayacak kadar fazla olduğu bildiriliyor.
Sosyologlar ve çocuk hakları savunucuları, bölgede çocuk işçiliğinin “normalleşme” tehlikesine dikkat çekiyor. Uzmanlar, kalıcı istihdam politikalarıyla ailelere ekonomik destek sağlanmadığı sürece, çocukların bu döngüden kurtulamayacağını belirtiyor.
Antakya’da birçok ailenin hala düzenli bir geliri bulunmadığına dikkat çeken uzmanlar, “Bu koşullarda çocuklar geleceğini değil, günü kurtarmaya çalışıyor” ifadelerini kullanıyor.
Fotoğraf kareleri gerçeği anlatıyor
Yıkıntılar arasında elinde spiral makinesi tutan bir çocuğun fotoğrafı, Antakya’daki dramatik tabloyu bir kez daha gözler önüne serdi. Kırmızı kazağı toz içinde kalan küçük çocuk, deprem sonrası hayata tutunmaya çalışan binlerce çocuğun sembolü haline geldi.
Bir ülkenin geleceği tehlikede
Yetkililer, çocuk işçiliğiyle mücadele kapsamında bölgedeki okullaşma oranını artırmak ve ailelere maddi destek sağlamak için yeni projelerin hayata geçirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Antakya’daki tablo, yalnızca ekonomik bir kriz değil; geleceği tehlikeye atan sosyal bir yara olarak da değerlendiriliyor.