MUSTAFA KEMAL’İN GÖREVLENDİRİLMESİ
Atatürk, 13 Kasım 1918’den 16 Mayıs 1919’a kadar 184 gün, yani 6 ay kadar İstanbul’da kalır.
Mustafa Kemal, arkadaşı Ali Fuat Paşa (Cebesoy) sayesinde İçişleri Bakanı Mehmet Ali Bey’le tanıştırılır. Mehmet Ali Bey de, Mustafa Kemal’i Başbakan Damat Ferit’le görüştürür. Tam o günlerde işgal kuvvetleri, hükümete Samsun ve çevresinde işgal kuvvetlerinin güvenliğinin sağlanması konusunda baskı yapıyorlardı. Sadrazam Damat Ferit, İçişleri Bakanı’nı çağırır ve düşüncesini sorar. İçişleri Bakanı Mehmet Ali Bey: “Oraya Mustafa Kemal Paşa’yı gönderelim” der. Damat Ferit artık karar vermiştir. İsteyerek ya da istemeyerek, Mustafa Kemal’in Dokuzuncu (sonra üçüncü olacak) Ordu Müfettişliğine atanması onayını, 30 Nisan 1919’da padişahtan alır. Mustafa Kemal, görevlendirme belgesini aldığı zaman duyduğu heyecanı şöyle anlatır:
“Bakanlıktan çıkarken, heyecanımdan dudaklarımı ısırdığımı hatırlıyorum. Kafes açılmış, önümde geniş bir dünya vardı. Kanatlarını çırparak uçmaya hazırlanan bir kuş gibiydim…”(1)
MUSTAFA KEMAL, SAMSUNA NASIL GÖREVLENDİRİLDİ?
Görevlendirme yönergesinin ayrıntılarını, Mustafa Kemal Paşa Genelkurmay İkinci Başkanı Kazım Paşa’yla (İnanç) düzenler. Görev Yönergesi hazırlanırken, Mustafa Kemal’in tek ilgilendiği konu yetki sorunudur. Kazım Paşa’ya: “Şu iki noktayı mutlaka ekle, onlar bana yeter. Birinci madde, Samsun’dan başlayarak, bütün Doğu vilayetlerindeki kuvvetlerin komutanı olabilmem ve bu kuvvetlerin bulunduğu vilayetler valilerine doğrudan emir verebilmemdir. İkincisi, bu bölge ile herhangi bir temasta bulunan askeri ve sivil makamlarla yazışmada bulunabilmeliyim.” der.(2)
PADİŞAH MİLLİ MÜCADELEYİ BAŞLAT DİYE GÖREVLENDİRMEDİ
Padişah ve hükümet, Mustafa Kemal’i Millî Mücadele’yi başlat diye Samsun’a göndermedi. Tersine, işgalci devletlere karşı olabilecek hareketleri engelle, işgal kuvvetlerinin güvenliğini sağla diye görevlendirdi. “Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak için Mustafa Kemal’i Anadolu’ya Vahdettin gönderdi” iddiasında bulunan ve tarihi çarpıtanları, daha sonra bizzat Vahdettin yalanlar. Vahdettin, 1923’te Mekke’de yayımladığı beyannamede, Atatürk’ü Kurtuluş Savaşı’nı başlatması için Anadolu’ya göndermediğini, “Mustafa Kemal’i Anadolu’ya gönderen kabineye uydum” diyerek itiraf eder.(3) Ayrıca, Mustafa Kemal Samsun’a çıkmadan önce, Padişah Vahdettin ve Sadrazam Damat Ferit Paşa, 30 Mart 1919’da İngiltere’nin sömürgesi olmak için İngiltere’ye zaten başvurmuşlardı.(4)
MUSTAFA KEMAL’İN GÖREVDEN ALINMASI VE İSTİFA ETMESİ
Samsun’a ulaştıktan sonra, 28 Mayıs 1919’da Havza Genelgesi’yle İzmir işgaline karşı çeşitli bölgelerde gösterilen tepkileri birleştirmeyi ve ülke geneline yaymayı duyurur. Bunun üzerine, Samsun’a çıktıktan 20 gün sonra Savunma Bakanlığı, 8 Haziran 1919’da Mustafa Kemal’i İstanbul’a geri çağırır. Mustafa Kemal bu çağrıya uymaz.
21-22 Haziran 1919’da yayımlanan Amasya Genelgesi’nde, “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır”(5) maddesi, yine milli iradeyi işaret eder. İstanbul Hükümeti, Amasya Genelgesiyle Mustafa Kemal’in niyetini tümüyle anlar. Bunun üzerine İçişleri Bakanı Ali Kemal, 23 Haziran 1919’da valilere gönderdiği bir genelgeyle Samsun’a çıktıktan 34 gün sonra Mustafa Kemal’in azledildiğini ve emirlerinin dinlenmemesi gerektiğini bildirir.
Samsun’a çıktıktan 44 gün sonra, 2-3 Temmuz 1919’da, Padişah adına çekilen bir telgrafla bir kez daha Mustafa Kemal’in İstanbul’a dönmesi istenir. Mustafa Kemal oyalar.
Nihayet, Samsun’a çıktıktan 50 gün sonra, 8-9 Temmuz 1919 günü, Padişah’ın imzasıyla görevine son verilir. Mustafa Kemal Paşa, görevden alınma belgesi eline geçmeden ordudan istifa eder.(6)
Mustafa Kemal, Samsun’a ulaştıktan sonra devletin verdiği görevleri 19 Mayıs’tan 8 Temmuz 1919’a kadar 50 gün süreyle kullanır. Millî Mücadeleyi, devletin verdiği yetki ve makamla değil, milletin kendisine olan inancı ve güveniyle yapacaktır.
İDAM CEZASI
Bir yıl sonra, İstiklal Savaşı devam ederken, 11 Mayıs 1920’de Mustafa Kemal’e idam cezası verilir ve 24 Mayıs 1920’de Vahdettin tarafından onaylanır. 1920’de, Şeyhülislam Dürrizade Abdullah, “Mustafa Kemal ve arkadaşları ile milli mücadeleye katılanları kâfir ilan eden ve katlinin vacip” olduğunu bildiren fetvayı Padişah Vahdettin’in onayı ile çıkarır.
İngiltere’nin sömürgesi olmak için başvuran; “Millî Mücadele’ye katılan Mustafa Kemal ve arkadaşlarını kâfir ilan eden ve katlinin vacip” olduğu fetvasını onaylayan; Mustafa Kemal ve arkadaşlarının idamını imzalayan; İngiltere’ye kaçan birine “ata” demek tarihe ihanettir.
Kaynakça:
(1) (2) Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, I. Cilt, İstanbul, 1981.
(3) Turgut Özakman, Vahidettin, Mustafa Kemal ve Millî Mücadele, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2007.
(4) Hikmet Bayur, Atatürk’ün Hayatı ve Eseri 1, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1990.
(5) Hamza Eroğlu, Türk İnkılap Tarihi, Savaş Yayınları, Ankara, 1990.
(6) Söylev (Nutuk), Türk Dil Kurumu, Genelkurmay Basımevi, 1981.
YORUMLAR