Milletvekili Oruç, pamuk ihracatçısı iken, pamuk ithalatçısı olma dengesinin mutlaka tersine çevrilmesinin önemine vurgu yaptı
Hatay Samandağlı HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, parlamentoda yaptığı konuşmada, pamuk ihracatçısı iken, pamuk ithalatçısı olma dengesinin mutlaka tersine çevrilmesinin önemine değindi, bu konuda mutlaka pamuk üreticilerinin taleplerine kulak verilmesinin gerekliliğini vurguladı.
Pamuğun, Türkiye’nin altın bileziklerinden biri olduğunu söyleyen Milletvekili Oruç, “Pamuk, tekstil ve dokuma sanayisinin oldukça önemli bir ham maddesidir ve Türkiye ekonomisi açısından toplam itibarıyla da oldukça önemli bir kalemdir fakat ne yazık ki bu iktidarın uygulamış olduğu tarım politikaları Türkiye’de pamuğu da pamuk üretimini de bitirmiş durumdadır. Türkiye önemli bir ihracatçı ülkeyken pamuk açısından, şu an net ithalatçı bir ülke pozisyonuna düşmüştür. Türkiye, Çin, Hindistan, ABD, Avustralya, Brezilya, Pakistan, Özbekistan ve Türkmenistan’da pamuk üretimi yaygındır ve bu ülkeler içerisinde geçmiş dönemde Türkiye ilk 2’nci sırada yer almaktaydı, şimdi ise değil ilk 2’nci sırada yer almak, tam anlamıyla, bütün varlığıyla tekstil sanayisi dışarıya bağımlı bir hâle gelmiş durumdadır” dedi.
Destekleme primi alınamıyor …
Milletvekili Oruç, konuşmasında şunlara yer verdi: “Ulusal Pamuk Konseyi Sektör 2021 Raporu’na göre, 2018-2019 sezonunda 2 milyon 570 bin tona yükselen kütlü pamuk rekoltesi 2019-2020 sezonunda yüzde 14 azalmış durumdadır, 2020-2021 sezonundaysa yüzde 19 azalmış durumdadır. Burada yine ihracat azalmış, ithalat artmış bu rakamlara baktığımızda ve bunun rakamsal karşılığıysa net olarak şu: 2021 yılındaki ithalat değeri 2 milyar 412 milyon doları geçmişken ihracat 250 milyon civarına düşmüş durumdadır. Ulusal Pamuk Konseyi ve Adana Çiftçiler Birliğinin maliyetlerle ilgili hesaplamalarına göre, kütlü pamuğun 1 kilogram maliyeti 2001 yılı üretiminde 6 lira 30 kuruşken bu yılkı maliyet 14 TL’ye tekabül etmektedir. Pamuk cenneti olan Adana zaten hızlı bir biçimde sanayisizleştirilmiş çünkü sanayiyle ilgili bütün teşvikler başka illere kaydırıldı ve Adana ciddi anlamda sanayisizleşen bir kente dönüşmüş durumdadır. Vaktizamanında, önemli oranda bir işçi göçü alan ilken şimdi işçi göçü veren bir il pozisyonuna düşmüş durumdadır. Adana Seyhan Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen şunları ifade ediyor: ‘Tüketimin yeterli üretimle karşılanabilmesi ve devamlılığı için fiyatın ve destekleme priminin önemi çok büyüktür ama biz bu destekleme primini alamıyoruz.’ Bakın, Urfa Hilvan’da pamuk üretimi yapan bir insan, Sinan Gül, sosyal medya paylaşımında şunu demiş: ‘Yemin ederim ki ben böbreğimi de kanımı da satsam bu masrafların altından kalkamam.’
Maliyet karşılanamıyor …
Pamuk üreticisi net olarak bizlere şunu söylüyor: ‘Son gelen zamlar, girdi maliyetleri nedeniyle ektiğimiz pamuğun maliyetini dahi karşılayamıyoruz, topraktan mahsulü kaldıramıyoruz. Pamukta artan girdi maliyetlerine rağmen, prim aynı kaldı, artırılmadı. Krediyle, borçla bu işi bizler artık yürütemiyoruz, aksine ektiğimizi borçla kaldırmak zorunda kalıyoruz.’ Ve çeşitli raporlar bunu destekliyor. Peki, biz ne yapmalıyız, bizden istenen nedir? Tabii ki köklü olarak tarım politikasında önemli değişikliklere gidilmek zorunda. Tarım politikasında köklü bir değişime gidilmediği taktirde Türkiye -tarım Türkiye’nin elindeki altın bileziktir diyoruz her zaman- her anlamıyla kayıplar yaşayacaktır. Burada bizim yapabileceğimiz elbette çok şey vardır. Bu sorunlara getirilen çözüm önerilerinin başında tarımsal üretim giderlerinin, KDV oranlarının düşülmesi talep ediliyor. Özellikle tekstil ve dokuma sanayisinin ham maddesi olarak öne çıkan ve Türkiye ekonomisi açısından önemli olan pamuğun azalan üretimini artıracak her türlü yol ve yöntem takip edilmek zorundadır, bununla ilgili bir pamuk stratejisi geliştirilmek zorundadır.”
Mehmet ÖZGÜN