PEKİ, AĞAÇLAR NEREDE?

  Yüzyılın depreminden bugüne 7,5 ay geçti… Antakyalılar mutsuz, umutsuz, çaresiz… Antakya’da sorunlar çığ gibi… Ama ne gören var, ne duyan! Sorunlarına bir çözüm bulamayan birçok Antakyalı artık sosyal medya aracılığıyla seslerini duyurmaya, tepkilerini dile getirmeye çalışıyor… İşte Eşref Taner Özkaya’nın söyledikleri: “Hani bir yılda deprem bölgeleri ayağa kalkacaktı? Hani hiç kimse mağdur olmayacaktı? Depremzedelerin […]

 

Yüzyılın depreminden bugüne 7,5 ay geçti…

Antakyalılar mutsuz, umutsuz, çaresiz…

Antakya’da sorunlar çığ gibi… Ama ne gören var, ne duyan!

Sorunlarına bir çözüm bulamayan birçok Antakyalı artık sosyal medya aracılığıyla seslerini duyurmaya, tepkilerini dile getirmeye çalışıyor…

İşte Eşref Taner Özkaya’nın söyledikleri:

“Hani bir yılda deprem bölgeleri ayağa kalkacaktı? Hani hiç kimse mağdur olmayacaktı? Depremzedelerin malı gitti, eşyası gitti, hiç bir şeyleri kalmadı ve çaresizlikten başka şehirlere gurbete gitmek zorunda kaldı…

Depremzedeler çok zor geçiniyor, şehir dışına çıkanlar için kiralar uçmuş, en düşük kira 15 bin TL olmuş ama verilen kira ev sahiplerine 5.000 TL; kiracıya ise 3.000 TL. Depremden şehir dışına çıkanlar perişan, memleketinde kalanlar ise işsiz, çaresiz konteynerde yaşamaya çalışıyor, hala çadırda kalanlar var.

Medeniyet şehrimiz Antakya’da iş yok, elektrik yok, su yok, alt yapı yok, okullar yok, birkaç yer hariç yaşam alanı yok, enkazların çoğu duruyor, şehrin her tarafı toz, toprak, çöplük içinde, tarihi yerler harabe içinde, çarşı çöplük içinde ve bakımsız… Şehir kaderine terkedilmiş, belediyeler çalışmıyor ve hizmet için gayret etmiyor, milletvekilleri de ortada yok…

Herkes memleketine dönmek istiyor ama dönemiyor, evler ne zaman yapılacak, ne zaman teslim edilecek? Yerinde dönüşüm yapılacak dendi hala başlanmadı.

Verilen hibe ile daire maliyeti arasında çok fark var. Verilecek olan 500 bin TL hibe, 500 bin TL kredi. İnşaat maliyet ise 2,5 milyon TL’yi geçiyor. Depremzedeler bu bedeli nasıl ödeyecek?

Hibeler yükseltilmeli ve gereken en büyük yardımlar yapılmalıdır. Bunun yanında deprem bölgesinde yerinde dönüşüm ne zaman başlayacak? Bu da belli değil…

Deprem öncesi bankalara borçlanan ve çalışarak ödeme üzerine plan yapan depremzede 7,5 aydır işsiz güçsüz ve beş parasız. Hangi mucize eseri cepler dolacak da bu borçlar kapanacak.

Bunların yanında, Deprem bölgesinde ağır hasarlı binaların yıkımı devam ediyor. Ayakta kalan yerler ya hasarsız ya az hasarlı ya da orta hasarlı. Bunlar tekrar gözden geçirilmeli ve orta hasardan az hasara indirgenmesi gereken yapılar mahkemesiz çözülüp milli servete kazandırılmalıdır…”

Kemal Arıbaş, “Kentimizi geri istiyoruz” diyor ve şunları ekliyor:

“Eyy! kenti tekrar kurma toplantıları yapıp kentimizin öz evlatları olan mimarlar, arkeologlar, harita, çevre mühendisleri, akademisyenler ve şehir plancılarına danışma tenezzülünde bulunmayanlar… Binlerce yıl önce şehri inşa edenlerin yolundan gidin bari…”

Neslihan Kanuncu Seçkin ise şunları soruyor:

“Enkazı kaldırdınız. Güzel Antakya’m tarlaya döndü. Peki, ağaçlar nerede? Kardeşim ağaçlardan ne istediniz? Lütfen biri bana Antakya Lisesi’nin, Öğretmenevi’nin ağaçlarının yerinde durmakta olduğunu söylesin. Gün bize ne zaman ayacak?”

Bunların üzerine ne söylenebilir? Ne eklenebilir? Bilmiyorum! Ama ne olur, onların sesine kulak verelim artık, sorunlarına en kısa sürede elbirliğiyle çözüm bulalım!

 

 

Exit mobile version