Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Peyzaj Demişiz, Ama!

Eldeki bundan çok fazlası…

Eldeki bundan çok fazlası…

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden aşağıya inen yolun kavşak noktasına gelenleri, burada bir yerel idare düzenlemesi karşılıyor. Bir kavşak düzenlemesi! Ancak bu alana bakanlar, yaratılan kalabalıktan da, estetik yaratmaya çalışırken bozulan görselden de rahatsız.

‘Peyzaj’ ve kent estetiği’ kavramlarının arasında sıkışan Antakya, yerel idarelerin ‘fark’ yaratma ve ‘farklı’ olma çabalarının bazen gülümseten hallerine tanıklık ediyor. Bunun son örneklerinden bir tanesi, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden aşağıya inen yolun kavşak noktasına gelenleri karşılamaya devam ediyor. Söz konusu kavşak noktasında ‘çiçeklendirme’ ve ‘peyzaj’ çalışmaları gerçekleştiren yerel idarenin gerisinde bıraktığı düzenlemeye bakanlar, gördükleri ‘kalabalık’ dağınıklık için konuşurken tek bir şey istiyor.
O istenene dair bir vatandaş konuşsun mu?
-ELEŞTİRİ VATANDAŞTAN-
“Kim ne derse desin, bu şehirde yaşayanlar artık kent estetiği adına bir şeyler istiyor. İstiyoruz, ama her tarafımızı saran bozuk yollardan bıktık açıkçası… Kaldırımların yarısına yakın kısmını kapatan reklam panolarının düzensiz kullanımından da… Bir gün kapatılıp ikinci gün yeniden açılan çukurlardan da… Birbirinden habersiz iş yapma alışkanlığımızı ısrarla sürdüren kurumlardan da… Burası mesela! Allah aşkına, bakınca ne görüyorsunuz? Buraya bakınca ne görmemizi istiyorlar? Çiçekleri mi? Çiçekleri yerleştirdikleri saksıları mı? Yoksa her saksılık etrafına yerleştirilen o 4 lambanın kalabalığını mı? Bir de beyaz balon gibi lambalarımız var. Öyle bir kalabalık yaratmışlar ki, bakınca insanın gözü yoruluyor. Emeğe sağlık, ama böylesine ‘olmuş’ demek de olmaz! Olmamış da zaten! Öyle çok malzeme kullanmışız ki, hani malzemesi zengin yemek gibi! Eldeki her şeyi buraya dökmüşüz adeta. Ortaya güzel bir şey çıkartmak istemişiz belki ama, var olan estetiği de bozmuşuz…” -Tamer Yazar-