Nazi korkusunun Avrupa’yı bir uçtan diğer uca kuşatacağı bir dönemin hemen öncesi… Tarih: 26 Nisan 1937. Yer: İspanya’nın küçük sahil kasabası Guernica… Öğleden sonra, sokakların en kalabalık olduğu alışveriş saati. Hava sıcak ve boğucu… Ansızın sirenler yankılanmaya başlıyor… Korku ve çaresizlik… Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken, Alman bombardıman uçakları tarafından yerle bir ediliyor, güzel kasaba. Art arda yapılan hava akınları sonunda alevler içinde yanmaya başlıyor. Kadınlar, çocuklar yangının ortasında sağa sola koşuştururken, gökyüzü siyaha, yeryüzü kızıla boyanıyor…
Tam olarak üç saat on beş dakika süren bombardıman, modern zamanlarda sivil halka karşı gerçekleştirilen ilk “bilimsel”, “sistemli” katliam olarak tarihe geçiyor…
1936 yılının Temmuz ayında, patlak veren iç savaş sonrasında yaşanan bu korkunç olay, bir anlamda 2. Dünya Savaşı’nın da provasıydı. Bir grup milliyetçi generalin seçilmiş Cumhuriyetçi hükümet karşısında darbe düzenlemesiyle başlayan savaş, İspanya’da olduğu kadar, Almanya ve İtalya’da planlanmış; Hitler ve Mussolini yeni ölüm makinelerinin denenmesi fırsatını kaçırmamışlardı. Yirmi dört bombardıman uçağının toplam cephane yükü yirmi iki tondan fazlaydı.
Savaş sadece ülkede değil, dünya genelinde siyasete, sanata, edebiyata ve kültürel belleğe derin izler bıraktı. Savaşı gazeteci olarak gözlemleyen Ernest Hemingway, Franco’ya karşı savaşan bir gerilla grubunu, Çanlar Kimin İçin Çalıyor adlı yapıtında anlattı. Sanatındaki devrimciliğini hayatında ve politik düşüncelerinde de sürdüren Picasso, katliamların en korkuncuna, belki de daha önce bir örneği yapılmamış bir tabloyla, tabloların en şiddetlisiyle, en yıkıcısıyla yanıt verdi: Guernica.
Yaklaşık 3,5 metre yükseklik ve 7,8 metre genişlik ile dikkat çekici büyüklükte, tuval üzerine sadece siyah ve beyaz renklerde yağlıboya ile yapılmış bir resim olan Guernica, ilk kez Temmuz 1937’de, Paris’te düzenlenen Dünya Fuarı’ndaki İspanyol pavyonunda sergilenir. Pavyonun girişinde Cumhuriyetçi askerlerin devasa bir fotoğrafı ile birlikte şu slogan asılıdır:
“İspanya’nın vazgeçilmez birliği için savaşıyoruz. İspanyol toprağının bütünlüğü için savaşıyoruz. Ülkemizin bağımsızlığı için ve İspanyol halkının kendi kaderini belirleme hakkı için savaşıyoruz.”
Hemen ardından resim, çelişkili tartışmalara yol açar, ama kısa sürede efsaneleşir, yirminci yüzyılın en ünlü resmi olur.
İtalya ve Almanya’nın büyük yardımlarıyla, General Franco 1939 yılında İspanya’ya tam anlamıyla hâkim olur. Picasso, bu ünlü yapıtının Franco iktidarda olduğu sürece İspanya’ya götürülmesini yasaklar. (Yapıt, Franco rejimi sona erdikten sonra ABD’den Madrid’e getirilmiştir.) Guernica faşizmin yıkımlarına karşı ortaya çıkan başkaldırının, öfke çığlıklarının simgesi, tüm savaş suçlularını mahkûm eden bir sözcük olur.
Çok sonraları, İkinci Dünya Savaşı sırasında, kendisine Guernica’nın bir röprodüksiyonu göstererek: “Bunu siz mi yaptınız?” diye soran bir Nazi subayına Picasso şu yanıtı verir: “Hayır, siz yaptınız!”
Picasso’nun yanıtı; çirkin, acımasız, kindar politikaların yarattığı karanlık tablolara karşın umudunu yitirmeyen, bunu elinde bir meşale gibi taşıyan bütün halkların yanıtıdır…
Orhan Tüleylioğlu
YORUMLAR