Yapay olarak çıkartılan fırtınanın tartışmaları sürüp gidiyor.
Oysa ki çıkarılmak istenen, yada çıkartılan fırtınanın, kısa zamanda etkisinin ortadan kalkması ve unutulmaya terk edilmesi gerekir idi.
Ama bu yapılmadı. Aksine bir tutum izlenmek suretiyle fırtına çıkartmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürecek derecede onu büyütmeye ve gündem saptırılmaya çalışıldı.
Neyi kastettiğimizi elbette ki anlamışsınızdır.
Rahmi Turan’ın hatalı bir tutum içerisinde köşesine aldığı haber sonucu birkaç gündür ülke gündemi bu haberle meşgul hale getirildiği için de, ülkenin diğer önemli sorunları ve konuları unutulmaya terk edilmek istenmektedir.
Oysaki ülke gündeminde öyle önemli konular ve sorunlar vardır ki; Rahmi Turan’ın saraydaki asparagas olduğu anlaşılan görüşme ile ilgili hususlar çok gerilerde kalmalıdır.
Ne yazık ki bunun aksine bir tutum izlettirilmek suretiyle, yine gündem saptırılmış, yine kısa bir süre içinde olsa sorunlar unutturulmak istenmiştir.
Ne idi asparagas olduğu kısa sürede anlaşılan haber?
Güya saraya çıkan bir CHP’li ile ilgili olarak genel başkanlık konusu görüşülmüş ve onun bu başkanlığa yakışacağı yolunda konuşmalar olmuş!!!
Bu haberin çıkması üzerine yapılan açıklamalar, haberin gerçek dışı olduğu yolundadır.
Hem Cumhurbaşkanlığı, hem de haberde daha sonra adı açıklanan Muharrem İnce tarafından yapılan yalanlamalar bunun bir mizansen olduğunu göstermiştir.
İşte tamda bu aşamada, sağduyunun egemen olması, hırs, ihtiras ve kişisel beklentilerin bir yana itilmek suretiyle akıl ve mantığın devreye girmesi gerekir idi.
Ama bunun yapılmadığı, aksine bir yol izlenmek suretiyle oluşturulmak istenen yaranın oluşması ve kaşınması yolunda adımlar atılmak istendiği izlenmektedir.
Bilinen bir gerçek vardır: Haber gerçek dışıdır.
Görünen o ki; Bu tartışma CHP’nin içine taşınmış ve CHP’nin yükselen grafiğinin düşmesine çaba sarf edilir bir şekilde yanlış bir yol ve yöntem izlenmeye başlanmıştır.
Kol kırılır yen içinde kalır özdeyişi hatırdan uzak tutulmak suretiyle, parti içerisinde kalması ve partinin yetkili organlarında tartışılması gereken konu medyada tartışılmaya ve konuşulmaya başlanmıştır.
Cumhur ittifakının giderek aşağı inen desteği yeniden kazanabilmek için yol ve yöntemler aranırken, CHP içine sıçratılan bu tartışma bir fırsat ve bir imkân olarak değerlendirilmek istenmiştir.
Sanki ülkede her şey güllük-gülistanlıkmış gibi bir hava yaratılmaktadır.
Yine sanki CHP’nin içinde gerçekten, CHP aleyhtarı olan bir gurup varmış gibi söylemler yayılmaya başlanmıştır.
31 Mart yerel yönetimler seçimi ve onu izleyen günlerdeki millet ittifakı ve ona destek verenlerin grafiğindeki yükselişin durdurulması ve inişe geçirilmesi yolundaki tuzağa isteyerek yada istemeyerek düşülmüştür.
Yapılan tüm konuşmalarda, açıklamalarda, yönlendirmelerde sağduyu sahibi olanların bu tuzağı gördüğü ve hemen tuzaktan çıkmak için gerekenin yapılmasını istediği net bir şekilde görülmektedir.
Eğer bu haber CHP içerisinden çıkartılmış ise, bunun anlatılma ve çözümünü isteme yolları parti içinde ve yetkili kurullar önünde yapılmak gerekir idi.
Hiçbir araştırma yapmadan, hiçbir delil ortaya konmadan ve hiçbir isim verilmeden bazı partililerin suçlanması, CHP karşıtlarını sevindirmiş ve umutlandırmıştır.
Yaklaşan genel seçimlerde CHP’nin tek başına iktidar olacağına kamuoyunun inandığı bir dönemde, bu tuzağa düşenlerin iyice düşünmesi her türlü kişisel beklentiyi ve hırsı ötelemek suretiyle ülke ve parti yararını düşünmek suretiyle hareket etmesi gerekir. Bakınız bu yükselişten rahatsız olanların bu olay nedeniyle sevincine? Pusuda bekleyenler, ellerini ovuşturarak kıs kıs gülüyorlar.
Tuzağa düşülmesi sonucu oluşan tahribat, elbette ki kısa sürede giderilecek ve muhalefet yeniden umut olacaktır.
Yeter ki sağduyu egemen olsun.
Yeter ki hırs, ihtiras, kişisel beklenti ön plana çıkartılmasın.
Yeter ki tuzağa düşülmesin.
Yeter ki ülke ve parti yararı ön planda tutulsun.
Yeter ki pusuda bekleyenler, sevindirilmesin….
[email protected]
YORUMLAR