Gerçekten de ekonomimizin durumu ve yaşananlar, akıl alır gibi değil. Elektrik faturaları, akaryakıt zamları, banka kredi faizleri… Tefecide bile böyle bir zam oranı yok! Bir gecede, akaryakıt fiyatı %10’dan fazla artıyor.
Akaryakıta son 1 yılda 46’dan fazla kez zam geldi. 350 TL’ye dolan depo, 1.000 TL’ye doluyor. Elektrik, doğalgaz, gıda fiyatlarını söylemeye gerek bile yok. 26 Şubat 2021’de 6,64 TL olan mazot, bugün 17 TL’yi geçti.
İndirimli satılan yağ ve ekmek satış noktalarında, yakıta gelen zam öncesinde, gece yarılarına kadar istasyonlarda kuyruklar oluşuyor.
Zam gelmeyen kalem kalmamasından ötürü, mesela İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki olan İSKİ’de su zammı zorunlu hale gelmekte. Makul bir zam oranı talep edilmesine rağmen, İBB sırf Millet İttifakı’nın yönetiminde diye, İSKİ’nin su zammı talebi, Belediye Meclisi’nde iktidar çoğunluk üyeleri tarafından reddediliyor.
Böyle bir mantık olamaz.
İSKİ’de zamma karşı çıkan iktidar mensupları, %100’den fazla zam yiyen akaryakıt, doğalgaz, elektrik, gıda fiyatlarına niye ses çıkartmaz?
Bu, açıkça, samimiyetsiz ve art niyetli bir tavırdır.
Sivil toplum örgütlerinin ve meslek odalarının, esnafların, tüccarların bu zamlara gür bir sesle ve devamlı olarak karşı çıkması gerekir. Bu fiyatlarda indirim yapılması şarttır. Esnaf, işyeri açamaz noktaya gelmiştir. Elektrik fiyatları yüzünden esnaf, dükkan açamaz noktaya gelmiştir.
Hükümet, kamuda sıkı bir tasarruf tedbirleri almalı ve zor zamanlarda yaşanan sorunlardan ötürü, sosyal devlet özelliğini gösterip, zamları halka yansıtmamalıdır. Sosyal devlet budur. Fakat maalesef, kamuda hiçbir tasarruf önlemi alınmamaktadır.
Hukuk ve İfade Özgürlüğünün Önemi
Yıllarca söyleyip durduk, “hukuk güvenliği ve ifade özgürlüğünün olmadığı bir ülkede, ekonomi gelişemez” dedik. “İnşaat ve yol ile sağlıklı bir ekonomik büyüme sağlanamaz, orta sınıf, bu ekonomik yol ile yok olur” diye uyarılarda bulunduk. Fakat maalesef, bu eleştiriler dikkate alınmadı. İsmini anmak dahi istemediğim önceki Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, “Ankapark” denilen bir ucubeye 800 Milyon Dolar para harcamış. Yazıktır, günahtır.
Şuan ülkemizde bir “kanun tanımazlık” söz konusudur. Yerel mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını uygulamıyor ve tanımıyor. Bu noktada, kanunların ve kabul edilen uluslararası anlaşmaların hiçbir anlamı kalmıyor. Bu tavır ve davranışlar, Anayasa’nın “bir anlam ifade etmediğinin ve bağlayıcılığının olmadığının” ispatıdır.
Bağımsız/tarafsızlığını yitiren, yıllarca süren, liyakatsiz adalet düzenimiz nedeniyle birçok yabancı yatırımcı ülkemizde yatırım yapmaktan kaçındı. Oysaki o yabancı yatırımcı, ülkemizde döviz girdisi sağlayacaktı, iş ve istihdam üretecek, Devletimize vergi ödeyecekti.
Bugün geldiğimiz noktada, hangi konuyu ve hangi başlığı ele alırsak alalım, sınıfta kalmış bir görüntüdeyiz. Eğitim, spor, ekonomi, tarım, hayvancılık…
Millet İttifakının Tarihi Sorumluluğu
Ülkemize getirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin hayırlara vesile olmadığı, resmi rakamlarla ortadadır. Çünkü bu sistem, bize uzaktır. Ayrıca keskin bir kuvvetler ayrılığı yoktur. Hatta tam tersi, yasama ve yürütmeyi yürütmenin elinde toplayan bir sistemdir, kuvvetler birliği vardır. Bağımsız bir hukuk da yoktur. Bu hal ve şart ile hiçbir ekonomi sağlıklı büyüyemez.
Millet İttifakı’na tarihi bir sorumluluk düşmektedir. 6 Partinin genel başkanlarının buluşması, sade, gösterişsiz bir yuvarlak masa etrafında toplanmaları ve fikirleri farklı da olsa nezaket içinde görüş alışverişinde bulunabilmeleri, Türkiye’ye umut vermiştir.
28 Şubat 2022’de Millet İttifakı ve 6 siyasi parti, uzun zamandır üzerinde çalıştıkları “mutabakat metnini” kamuoyu ile paylaşacaklar.
Ülkemizin, mevcut şartlarda, öncelikle bir uzlaşı kültürüne, farklı görüşteki kişilerin kutuplaştırılmasına değil, diyalog kurmasına ihtiyacı vardır.
Milet İttifakı’nın ve 6 siyasi partinin üzerinde büyük bir sorumluluk vardır. 6 siyasi parti, hırslarını ve makam taleplerini bir tarafa koymalı, kesinlikle bir “koltuk kavgasına”, “kendi aralarında ego savaşlarına” girişmemeli, en üst noktada tüm bileşenler fedakarlık yapmalı ve topluma gösterdikleri umut ışığını güçlendirmelidir.