Sözlük şöyle yazıyor:
Toplumları, ulusları, kuruluşları etkileyen eylemlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan; bu olaylar arasındaki nedensel ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her ulusun kurduğu uygarlıkları, kendi iç sorunlarını inceleyen bilim: Türk tarihi. İslam tarihi. (Dil Derneği Sözlüğü).
Tarih bilimi, bir matematik, bir fizik, kimya olmadığından kimi çevrelere çok eğilip bükülebilir, ustaca çarpıtılabilir gelmektedir. Onlarca örneği var; gerekirse sıralarız. Batı bilim adı altında kibar dayatma deposudur. O kadar ince yapar ki ruhunuz zaten duymaz.
Geliştirilmemiş ülke halkı olarak, aydınınızı bile kendi terminolojisinde, terimleriyle konuşturur, yazdırır. Hele akademin daha da böyledir. Uygun yazılmayan tez onay alamaz, kabul görmez. Bunu bilen tez yazarı ne yapar dersiniz? Bildiniz. Yaşasın akademi. Ne bilim ama…
Anahtar sözcükler eskimeyen modadır. Yazalım: globalizm (küreselleşme), özelleştirme (pravitization), serbest piyasa, kimlik, öteki, çevre-merkez, cemaat, kabile, modernite, postmodernizm, etnisite, post trute, seküler… Daha saymaya gerek var mı? Bu alan içinde fare gibi dolanır durursun boş yere. Ara sıra az peynir de bulursun…
Siz hiç belgesi bulunanın resmi tarih denerek önemsizleştirilmesini, belgesi bulunmayanınsa aman demokrat tarih -bu terimi ben buldum- denerek yüceltilmesini benimseyebilir misiniz? Benimseyene hayli şaşarım. Ne ki böyle yapıyorlar. Hem de sürekli, inatla. Belge çıkarırsınız, görmezden gelirler. Onlara göre Türk yok Türkiyeli var, o da belli ki şimdilik. Devrim değil darbe, reform. Bağımsızlık Savaşı olmadı, soykırım yapıldı. 31 Mart 1325 kıyımı yapılmadı, İttihat Terakki tezgâhladı, İzmir Suikastı yapılmadı, Mustafa Kemal Atatürk düzenledi, İstiklal Mahkemeleri önüne geleni astı, Kürt Ayaklanmaları olmadı, gerçek değildir, olan soykırımdır, Türk Devrimi, köy enstitüleri diktatörlüktür, faşizmdir… Giderek Türkçe edebiyat, anadilinde eğitim, asimile…
Mustafa Kemal Atatürk’ün Söylev’i resmi tarihmiş, çarpıtmaymış. Oysa bir cildi yalnız belgelerden oluşur. Bandırma Vapuru resmi tarihmiş. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk bildirileri, Lozan Antlaşması, halkevleri, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, çağdaş üniversite, Dil Devrimi, Abece Devrimi, sanayi kuruluşları… tümü resmi tarihmiş…
Bunlarınki hastalık değilse nedir?
Tut kelin perçeminden!..

YORUMLAR