Neyi Bekliyoruz? Antakya’nın doğu yakasında, ‘eski’ diye anılan yerinde iki belediye tarafından sürdürülen restorasyon çalışmalarında gelinen nokta değil, ama ‘durulan’ nokta sorgulanıyor! Eski kentin dar sokaklarında yapılan zemin çalışması ile ortaya çıkan taş zemin, aylardır ‘geleceğini’ sorguluyor! Vatandaş ise yetkililerden cevap bekliyor! Sahi, neyi bekliyoruz? Niye durduk? Eski kentlerin hikâyesi bitmez, onlara dair birikenlerin anlatımı […]
Antakya’nın doğu yakasında, ‘eski’ diye anılan yerinde iki belediye tarafından sürdürülen restorasyon çalışmalarında gelinen nokta değil, ama ‘durulan’ nokta sorgulanıyor! Eski kentin dar sokaklarında yapılan zemin çalışması ile ortaya çıkan taş zemin, aylardır ‘geleceğini’ sorguluyor! Vatandaş ise yetkililerden cevap bekliyor! Sahi, neyi bekliyoruz? Niye durduk?
Eski kentlerin hikâyesi bitmez, onlara dair birikenlerin anlatımı da. Antakya da buna dair… Yaşlı bir Antakyalı şöyle anlatır, çocukluğunun geçtiği evi, geride kalan düşlerini:
“Taş avlusunda koştururduk. Mutfağımız, banyomuz aşağı kattaydı, odalarımız yukarıda. Avlumuzun orta yerinde bir turunç ağacımız vardı. Annemin, her sene o ağaçtan topladığı meyvelerle bize reçel yaptığını dün gibi hatırlıyorum. Ne keyifli zamanlardı… Şarkı mırıldanırdı böyle zamanlarda. Hasır bir sepete doldurur, ardından hazırlıklara girişirdi. Ara ara komşular da gelirdi yardıma. Kabuklar ayrılır, yıkanır, iplere dizilir, kaynatılır… Bakmayın böyle hızlı hızlı anlatıp geçtiğime, ki yorucu şeylerdi. Ama asla şikayet etmezdi. O tek bir ağaç için ‘hayat’ derdi. ‘Bu da bizim gibi, nefes alır, acı çeker, doğurur, beslenir, ama gölgesini senden asla eksik etmez. Meyvesini de…’ diye de eklerdi. Mutfağımızdan avluya hep mis gibi yemek kokuları sinerdi, ki anlardık, annem yine döktürmüş. Güzeldir Antakya mutfağı, Antakya yemekleri. Sizin sorduğunuza gelirsem eğer… Güzel şeyler yapıyorlar. Ama geciktiler. Çok geciktiler. O kadar şey yitip gittik ki bu sokaklarda… Yıkılanlar, çökenler, terk edilenler, tamirat adı altında betona gömülenler… Yıllar var ki, ‘ha bugün ha yarın’ dedik, ‘ne zaman başlarlar, bu kentin elinden tutmaya’ diye! Taç avlularımız gibi taş yollar çıkmış ortaya. Güzel! Ama niye durduk? Her yeri kazdık, kazdığımız yerlere ara ara tahtalardan köprüler kurduk millet yürüyebilsin diye ama… Olmadı! Oldu mu? Her yer köstebek yuvasına dönmüş durumda. Yürüyemiyoruz. Yaşlılarımız elde bastonla bile yürüyemez halde artık. Çocukların okul telaşında o delik deşik yollarda yürümeye çalışmalarını izliyorum bazen. Demem o ki… Bir şeyler yapıyoruz, güzel! Ama devamını getirelim. Durduk madem, ‘niye durduk’, işte bunu anlatalım. Madem bu kent daha güzel olsun diye bir şeyler yapıyoruz, hakkını verelim. Ama hayatını bir şekilde zorlaştırdığımız vatandaşın bilgi ihtiyacını da karşılayalım. Belediyecilik böyle bir şey. Yönetmek böyle bir şey.
Bir şiir vardır, bilir misiniz? Eski evleri anlatır. (O sırada kızı, cep telefonu üzerinden, şiiri bulur ve kendisine okur…)
Eski evler kadim dostlar gibidir…
Hep hazırdır seni bağrına basmaya…
Kapıları kilit bilmez…
Açar girersin…
Avlusuna attığın ilk adımda,
karşılar seni
tanıdık kokular…
Ah!
O Kaynayan reçel,
Anne şefkati gibi çorba,
Vefayı anımsatan kahve, Şifacı bir el gibi dokunur
kanayan yerlerine…
İçin ısınır aniden…
İşte bu kent de böyle bir şey. Yazacak mısınız hepsini? Yazın! Bizden de bir şeyler olsun, yarın okusunlar! En azından demesinler; olan olmuş, biten bitmiş, ama kimse bir şey dememiş!” -BULDUK!-
Antakya’nın Ulu Cami, Güllü Bahçe, Zenginler, Yeni Cami, Şehitler ve Gazipaşa Mahallelerinde bulunan 15 eski cadde ile sokakta sürdürülen restorasyon çalışmaları kapsamında, bazı sokaklarda gerçekleştirilen zemin kazılarında ortaya çıkan taş tabanlı yolun ‘bulunduğu’ şekliyle kaldığı haftalar boyunca atılacak adımları merakla bekleyenler mi? Yetkilere benzer sorular soruyorlar! Çalışmanın neden durduğunu… Bundan sonra atılacak adımları… Bulunan zeminin kullanıma sokulup sokulmayacağını… Üstüne başka bir zemin çalışması yapılıp yapılmayacağını… Seneler içinde üst üste bu kadar katın eklendiği eski kentin dar sokaklarında yaşanan bu denli bozulmaların sorumluluğunda kimlerin durduğunu… Çalışmaların durma sebebinin Anıtlar Kurulu kaynaklı olup olmadığını… -CEVAP MI?-
Bu konuda biriken sorulara, Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili biriminden nasıl bir cevap gelir bilinmez ama, ‘çalışma’ kapsamında yolların uzun bir süredir kazıldığı şekliyle muhafaza edilmesinden kaynaklı şikayetlerin sadece kent insanından gelmediğinin altını çizelim. -Tamer Yazar-