Antakya Bekliyor
Rize Belediyesi, kentin sembol lezzetlerinden olan Rize Simidi’nin tescillenmesi için Eylül 2017’de Türk Patent ve Marka Kurumu’na coğrafi işaret için başvuru yaptı. Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescillenen Rize Simidi artık tescilli ticari bir değer. Sırada ne var bilinmez ama, Antakya Simidi ‘aday listesinde’ mi, merak konusu!
Rize Simidi için Eylül 2017’de Türk Patent ve Marka Kurumu’na coğrafi işaret için başvuru yapan ve beklenen sonucu da 1 Ağustos 2018’de alan Rize Belediyesi, kentin geleneksel simidine ulusal bir kimlik katarken, bu konuda bekleyen şehirlerin birçoğuna da örnek oldu. Bu şehirlerden biri de Antakya diyelim mi?
-TÜKETİMİ ÇOK-
Susamsız olduğu için, ‘kel simit’ adıyla da anılan Rize Simidi, Antakya Simidi gibi çok tüketilen yöresel tatlardan birisi. Zira kentteki 10 fırında günde yaklaşık 60 bin adet üretiliyor ve 50 kuruştan satılıyor. Simidin yapımı için un, su, tuz ve çok az miktarda maya ile hazırlanan hamur, 20 dakika dinlendirildikten sonra sıcak suya batırılıp 1 dakika bekletiliyor. Daha sonra renk ve tat alması için kaynar haldeki siyah üzüm pekmezine bandırılan simit, 60’ar gramlık parçalar halinde fırına veriliyor. Yaklaşık 30 dakika odun ateşi ile pişirilen simit hazır hale geliyor.
Coğrafi işaret alan Rize Simidi, bundan böyle belirlenen standartların dışında üretilemeyecek, satışı yapılamayacak. Ürün kalitesinin artırılmasının hedeflendiği başvuru ile oluşturulan logo ise standartlara göre üretim yapan işyerlerine verilecek.
-BİZDEKİ DURUM!-
Rize’de bulunan simit fırınlarında, yılda yaklaşık 35 ton hamurdan hazırlanmış simit tüketildiği ifade edilirken, bizdeki durum ne, soralım mı? Sorarken de, şu ana kadar Antakya adına ‘coğrafi işareti’ alınan Künefe ve Antakya Sürk Çökeleği ardından hazırlanan listede başka hangi yöresel lezzetler var, bunun kamuoyu ile paylaşılmasını isteyelim. Çünkü uzun yıllardır bu işte çalışmış bir ustanın ifadesi, Rize’deki hikayenin Antakya için de beklendiğinin bir karşılığı…
“Rize, yapılması gerekeni yapmış. 150 yıl önce şehre gelen bir lezzeti sahiplenmiş. Madem var ve madem bu kadar tüketiliyor, o zaman ticari değerini de pazarlama kabiliyetini de arttıralım demiş. Doğru da yapmış! Bizim de Antakya Simidi için bunu yapmamız gerekiyor. Ama konu işaret alıp almamak da değil aslında! Farkında olmak! İşareti aldınız diyelim… Bitti mi? İşimiz bitmedi! Aksine o zaman iş daha da çoğalıyor. Çünkü resmi olarak tescil gören bir ürününüz oluyor. Biz henüz o kısma gelmedik, ki o zaman şunu sormak gerekiyor! Antakya Simidi için ‘tescillensin’ diyoruz da, ne kadar sahip çıkıyoruz? Ben şimdiye kadar hiçbir tanıtımda, pazarlamada, sunumda, fuarda Antakya Simidi ile karşılaşmadım. Kimselerin elinde, ‘işte simidimiz’ derken görmedim. Peki, bunu yapmazken, ‘tescil’ işe yarar mı? Yaramaz! Bir şeye önce o şehir inanacak, ama o şehir derken de, o şehri yönetenleri kastediyorum. Yoksa Antakya Simidi de Rize Simidi gibi çok tüketilen ve çok üretilen bir değer. Ama önemli olan, bu kenti yönetenler buna nasıl bakıyor. Önce bu kısımdaki sorunları halletmek, ardından ‘sorun’ varsa düzeltmek gerekiyor.”
-İŞLEYEN SÜREÇ-
Eylül 2017’de Türk Patent ve Marka Kurumuna yaptıkları coğrafi işaret başvurusunun 1 Ağustos 2018 itibarıyla onaylandığını aktaran Rize Belediye Başkanı Reşat Kasap’ın yaşanan sürece dair söyledikleri ise şöyle:
“Türk Patent ve Marka Kurumu ile yaklaşık bir yılda 15 yazışma yaptık. Uzun bir sürecin içinde kurumsal ve geleneksel anlamda Rize simidinin Rize’ye ait olduğunu gösteren birçok kanıtlar sunduk. Bunlardan biri de Rize simidinin özellikleri, ölçüleri ve içeriğine ilişkin bilgilerin bulunduğu 1930’lu yıllarda Rize Belediyesi tarafından alınmış meclis kararıdır. Bu karar doğrultusunda Rize simidinin bir değer olarak 1930’lu yıllardan bu yana resmi kayıtlarda yer aldığını görüyoruz. Özellikle 90 yaşın üzerinde kişilerle yapılan röportajlar, kanıt olarak kullanılan veriler arasında bulunuyor. 1930’lu yıllardan önce Rize simidinin üretildiği de söyleniliyor.”
-BEKLENTİ NET-
Rize için ayağa kalkanların ‘şehrin geleneksel’ lezzeti için ortaya koyduğu çabayı izleyen Antakya’nın Simit tutkunları ‘şimdi sıra bizde’ derken, bu konuda oldukça başarılı bir performans ortaya koyan Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Oda Başkanı Hikmet Çinçin’den benzer bir yol haritası bekliyor.
-Tamer Yazar-