Bir tane de Harbiye’den
‘Eski’ diye tabir edilen, aslında ‘unutulmuş olan kimlikleri ile beraber haber trafiği arasında kendine yer bulmaya çalışan Antakya evlerinin tıpa tıp aynısı başka bir evin hikâyesinde durduk hafta sonu. ‘Tıpa tıp aynı’ dedik! Çünkü dünden bugüne taşımaya çalıştığı ahşap ve taş bedeninden geriye çok bir şey kalmamış ve bu haliyle de Antakya’nın dar sokakları arasında sık sık karşımıza çıkanları hatırlatmış.
Onu ilk gördüğümüzde, çatısını zar zor ayakta tutmaya çalışırken fotoğraflamıştık. Bu defa, ayakta kalmaya çalışan çatının çökmüş hali ile karşılaştık. Gelecek defa, eldekinden geriye ne kalır, bilinmez!
Peki, ‘özel’ mülk de olsalar, kent kimliği adına ‘değer’ taşıyan bu evler neden ‘kamusal’ koruma alamaz, soralım mı? Soralım! Hem belediyelere, hem de kenti yönetenlere…. -Tamer Yazar-