Aşkar, salgın sürecinde aşı başta olmak üzere, halkın sağlık ve sosyal hizmet hakkı için taleplerini sıraladı
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Şube Hukuk Sekreteri Nilgün Aşkar, salgın sürecinde aşı başta olmak üzere, halkın sağlık ve sosyal hizmet hakkı için taleplerini sıraladı. Şube binasında düzenlenen toplantıda Aşkar, katkı-katılım, ilave ücret gibi hiçbir ad altında halktan sağlık hizmetleri için ücret alınmamasının gerekliliğini söyledi, sağlık hizmetlerinin herkes için (göçmenler, mülteciler… dahil) ücretsiz olmasının önemine vurgu yaptı.
İnsan sağlığı iktidarların birinci önceliği olmalı ..
Yapılması gereken farklı aşı türlerinden tüm yurttaşlara yetecek kadar temin edilmesinin, yeterli toplumsal bağışıklık sağlanmadan açılmanın yapılmamasının, okullar açılmadan önce tüm eğitim emekçilerinin aşılanmasının önemine değinen Aşkar, insan sağlığı ve esenliğinin siyasi iktidarların birinci önceliği olmak zorunda olduğunu bildirdi ve şunları dile getirdi: “Pandemi süresince ülkemizde yaşanan sağlık krizinin son bulması için sağlık alanındaki özelleştirmelere son verilmesi, özel sağlık kurumlarına bütçeden pay ayrılmaya son verilip kamu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi, birinci basamak sağlık hizmetlerinin yeniden yapılandırılması, koruyucu sağlık hizmetlerine
Muhtemel yeni salgınlara karşı bütçe oluşturulmalı …
Aşkar, taleplerini şöyle sıraladı: “Herkese yetecek kadar ücretsiz, etkili ve güvenli aşı temini bir an önce sağlanmalıdır. Aşının uygulanması, tedarik edilmesi, kontrolü gibi tüm süreçlerde sağlık alanındaki emek ve meslek örgütleri ile ortak hareket edilmelidir. Genel bütçe gelirleri içinde gelir vergisi payı artırılmalıdır. Bu artış, gelir vergisi içinde kurumlar vergisi payı artırılarak sağlanmalıdır. Yoksullardan, emekçilerden, ücretlilerden alınan direk ve dolaylı vergi payları azaltılmalı, sermaye sahiplerinin vergi sorumluluğu arttırılmalıdır. Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi bütçenin payı arttırılmalıdır. SGK prim gelirleri içinde çalışanları ve kendi hesabına çalışanların payı azaltılmalı, patronların payı artırılmalıdır. SGK’ya genel bütçeden aktarılan pay artırılmalıdır. Özel sağlık kurumlarına bütçeden aktarılan pay kaldırılmalı, kamuya ait sağlık kurumları ve sağlık eğitimleri için bütçeden ayrılan pay arttırılmalıdır. SGK’nin özel hastanelerden hizmet satın alması hizmet başına ve vaka başına ödeme ile değil, toptan bütçeleme ile olmalıdır. Covid-19 pandemisinde gördüğümüz gibi sağlık sistemleri çökme aşamasına gelmiştir. Mevcut kapitalist sistemin doğaya olan tahakkümü nedeniyle yeni pandemilerin olacağı da öngörülmektedir. Bu nedenle toplum sağlığı için Sağlık Bakanlığı’nın kentleşmeden tarım politikalarına, çevre politikalarına ve üretim ilişkilerine kadar müdahil olacak bir yapıya büründürülmesi gerekmektedir. Ayrıca yaşanması muhtemel yeni salgınlara karşı da bütçe kalemi oluşturulmalıdır.
Planlarda ekonomik tasarruf düşünülmemeli …
Sağlık ve sosyal hizmetlerin üretilmesi, planlanması ve sunulmasının tüm aşamalarında sağlık ve sosyal hizmet emek örgütleri aracılığıyla, halkın da siyasi partileri aracılığıyla karar alma süreçlerine dahil olacağı mekanizmalar oluşturulmalıdır. Ayrı bir Kadın Bakanlığı ve Çocuk Bakanlığı kurulmalı; ayrı ve ihtiyacı karşılayacak bütçeleri olmalıdır. Sosyal hizmet alanındaki politikalar sorunları önlemeye odaklı, iktidarın siyasi ihtiyaçlarından arındırılmış, kapsamlı politikalar olmalıdır. Bu alanda yapılacak planlarda ekonomik tasarruf ya da kesinti düşünülmemeli, ihtiyaç neyse gerekli bütçe ayrılmalıdır.” Mehmet ÖZGÜN