Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası (Sağlık-İş) 21. Olağan Genel Kurulu’nda yapılan usulsüzlükler nedeniyle kayyım atanmasına karar verildi. Hakan Toy, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu savunarak, bu durumu temyize götüreceklerini belirtti.
Sağlık-İş’e kayyım atanmasının gerekçesi ne?
Türkiye’nin en büyük işçi sendikalarından biri olan Sağlık-İş, Türk-İş’e bağlı olarak faaliyet gösteriyor. Ancak son dönemde, Sağlık-İş’in 21. Olağan Genel Kurulu’nda yaşanan bazı usulsüzlükler, mahkemeye taşındı ve sonucunda kayyım atanmasına karar verildi.
Ankara 4. İş Mahkemesi, 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde yapılan genel kurulda kanunlara aykırı bir takım usulsüzlükler tespit etti. Mahkeme, Sağlık-İş’in yeni bir seçim yapana kadar kayyım tarafından yönetilmesine hükmetti. Bu karar, sendikanın geleceği adına önemli bir dönüm noktası oldu.
Mahkeme neden iptal kararı verdi?
Sağlık-İş’in 21. Olağan Genel Kurulu’nda yapılan usulsüzlüklerin ne olduğu hakkında net bir açıklama yapılmasa da, mahkemenin verdiği kararın gerekçesi, işlemlerin kanuni düzenlemelere aykırı olduğu yönünde. Genel kurulun iptal edilmesinin ardından Sağlık-İş, olağan yönetimsel sürecini kayyımın yönetiminde sürdürecek. Mahkeme, seçim yapılana kadar mevcut durumun devam etmesini talep etti.
Bu karar, Türkiye’deki sendikacılık tarihindeki önemli gelişmelerden biri olarak kaydedildi.
Hakan Toy’dan açıklama: karar kesin değil
Sağlık-İş Genel Başkanı Hakan Toy, mahkemenin aldığı kayyım atama kararına tepki gösterdi. Yazılı bir açıklama yapan Toy, genel kurulun iptal edilmesinin hukuka aykırı bir işlem olduğunu savundu. Ayrıca, bu kararın kesin olmadığını ve istinaf ile temyiz aşamalarında iptal edileceğine inandıklarını ifade etti.
Toy, sendikanın yasal haklarını sonuna kadar savunacaklarını belirtti ve tüm bu sürecin sendikalarının geleceğini etkilemeyeceğini vurguladı. Sağlık-İş’in bu zorlu süreçten sonra tekrar güçlü bir şekilde toparlanacağına olan inancını dile getirdi.
Sağlık-İş’teki gelişmeler, sendikacılığı nasıl etkileyecek?
Sağlık-İş’in yaşadığı bu süreç, yalnızca sendika üyelerini değil, Türkiye genelindeki tüm işçi hareketlerini de etkileyecek gibi görünüyor. Mahkeme kararı, sendikaların yönetim şekillerinin ne kadar dikkatle denetlenmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Birçok sendika lideri, bu durumun sendikal hakların korunması açısından önemli bir ders olduğunu belirtti. Sağlık-İş’te yaşananlar, sendikaların iç denetim süreçlerini nasıl daha sağlam hale getirebileceklerini de sorgulatan bir örnek teşkil ediyor.
Hakan Toy, sendikanın işçi haklarını savunma noktasında kararlılığını yineledi ve bu süreçte yaşanan zorlukları aşacaklarını dile getirdi. Bu tür gelişmeler, Türkiye’deki işçi hareketlerinin gelecekte nasıl şekilleneceğini de etkileyebilir.