Doğa ve Çevre Koruma Platformu, Alçı ve Grafit Ocağına neden karşı olduklarını açıkladı
Dörtyol İlçesi Kuzuculu Mahallesi Bülke mevkiinde yapılmak istenen açık alçı grafit ocağına karşı, Dörtyol’daki sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturduğu Dörtyol Doğa ve Çevre Koruma Platformu bir basın açıklaması yayınladı.
Platform, açık alçı grafit ocağına neden karşı olduklarını şu şekilde özetledi:
“Bölgemizin en büyük akarsuyu olan Deliçay Deresi kirlenecek. Her yağmur sonrası Deliçay Deresi’ne beyaz alçı tozu, yağmur suları ile akacak. Deliçay Deresi’nin doğal güzelliği bozulup beyaza bürünecek. Deliçay Deresi’nden alınan tarımsal sulama sularımız kirlenecek. Narenciye bahçelerimize verdiğimiz Deliçay dere suyu, damlama filtrelerini tıkayacak. Narenciye bahçelerini salma sulama yöntemi sulayanların bahçe toprakları, alçı tozu nedeni ile sertleşecek, toprağın verimliliği düşecek ve toprak çoraklaşacak. Yerleşim alanlarındaki sokak ve caddelerden her gün geçen en az 80 alçı ve grafit yüklü kamyondan dökülen moloz ve alçı tozları, nefes almamızı zorlaştıracak, sağlığımızı tehdit edip, sağlıklı yaşamamızı engelleyecek ve bölgede hastalık oranı artacak. Buna bağlı sık sık ölümler gerçekleşecek. Alçı ocaklarından, hava sülkilasyonu ile narenciye ve insan yerleşim alanlarına ulaşan tozlar; narenciye, diğer bitkiler ve insanların nefes almasını zorlaştıracak ve buna bağlı kronik bitki ve insan hastalıkları çoğalacak.
-Bölgede kuraklık başlayacak-
Kirlenip bulanık akan Deliçay Deresi içinde, alçı ve grafit nedeniyle oksijen azalacak, canlı yaşamı son bulacak, balık ve diğer canlı ölümleri başlayacak. Deliçay Deresi eko turizm değerleri yok olacak. Günlük serinlemek ve piknik amaçlı gelen binlerce insan mağdur olacak. Deliçay Deresi’nde kimse yüzemeyecek. Alçı çıkartılacak alandaki milyonlarca ağaç kesilerek, dinamitler patlatılarak, tabandaki alçı taşları ortaya çıkarılacak, nemi kendine çekerek yağmurun yağmasına neden olan, oksijen ve suyumuzu havamızı temizleyerek bizlere doğal filtre görevi sağlayan ağaçlar ise yok olacak, bölge de git gide çoraklaşıp yok olacak. Her patlayan dinamit, yer altı sularının çekilmesine kayıp olmasına neden olacak ve bölgede kuraklık başlayacak. Alçı ve grafit ocağı içinde var olan Yaban hayatı yok olacak, dünyada sadece Amanos Dağlarında var olduğu düşünülen Anadolu Parsının yaşam alanı yok edilecek. Yaban domuzu, karaca, kurt, çakal, ayrıca kayalıklarda yuva yapan kartal şahin ve diğer kuşların yuvaları alçı kayalar olduğu için, dinamitler ile parçalanıp yok edilecek. Sadece patlayıcılardan çıkan ses bile yaban hayatının yok olmasına sebebiyet verecek. Bölgede var olan, ama henüz literatüre kazandırılmamış bilimsel çalışma yapılmamış, antik yerleşim alanları, kaya mezarları ve o bölgedeki tarihsel doku, alçı ocağı sayesinde yok olup gidecek. Oysaki bunlar, binlerce turist çekip bölge insanı ve esnafına aş iş olanağı sunmaktadır.
Bölgede, günlük yüzlerce turist çeken Geçilmez ve Galleplik Kanyonu, tam alçı ve grafit ocağına sıfır noktadadır. Bu doğal güzellikte ki iki kanyon, alçı tozuna bulanıp yok olacaktır. Bu durum, kanyonlar sayesinde esnafa ekonomik girdi sağlayan doğa gezgini gezi grupları ile kampçı gibi turist grupları da kaçıracaktır. Alçı ve grafit ocağı alanı içinde henüz keşfedilmeyi bekleyen, doğal oluşum mağaralar parçalanarak yok edilecektir. Oysaki bunlar turizme kazandırılarak bölge halkına istihdam sağlayan unsurlardır.
-Deliçay Deresi kirlenecek-
Alan içindeki bitkisel doku da tamamen yok olacaktır. Yabani karanfil, doğal nergis, doğal sarımsak, yabani kimyon (sıra bitkisi) sümbül ve çiğdem çeşitleri, nadir bulunan Ihlamur ormanları, fındık, kara selvi çamları, endemik meşe türleri (yer meşesi pırnal meşesi, domuz meşesi, kesme meşesi Vb.) türler tamamen yok olacaktır. Ocaklardan çıkartılan alçı ve grafitler, bir yerde depo edilecektir. Engebeli arazilerde düzlükler açılarak oluşturulacak olan bu depo alanları, her yağmurda ıslanıp, sel olarak toprak kaymasına neden olacaktır. Beyaz alçı tozları dere sularına karışacaktır. Alçı ve grafit ocağında çalışanların barınması için yapılan şantiyede çıkan çöpler vs çevre kirliliği yaratıp dere sularını kirletecek ve aşağıda kalan yerleşim alanındaki insan ve hayvanlar bu suyu içmek ya da kullanmak zorunda olduğu için sağlık sorunu çıkacaktır. Çöp pislik nedeniyle dere kenarlarını piknik alanı olarak kullanan insanlar bu durumdan etkilenecek ve şantiyenin varlığı bile genel olarak toplum sağlığını iyiden iyiye tehdit edecektir. Deliçay Deresi üzerinde bulunan alabalık lokantaları, dinlenme tesisleri, alçı grafit ocağından direk etkilenecek işyerleridir. Bölge insanına ve turizmine hizmet eden, yeme içme, dinlenme sağlayan bu işletmeler, ayrıca, buralarda çalışan, evine aş iş götüren insanlar işsiz kalacak, buna bağlı aileler ise geçim zorluğu çekecektir. Alçı ocağındaki patlamalardan dolayı yer altında oluşan titreşimler ve buna bağlı göçükler nedeni ile su yolları körelecektir. Bu da, dere yatağını besleyen su gözlerinin kayıp olmasına ve azalmasına neden olacaktır. Böylece, tarımsal sulama ve içme suyu olarak kullanılan Deliçay Deresi’nin suyunun sadece kirlenip bulanık akmasına değil, zaten tarımsal sulama suyuna yetmeyen dere suyunun azalmasına da sebep olacaktır.
-Yeşil doku bozulacak-
Alçı ocağı nedeniyle, yeşil bitkisel görsel doku bozulup, tamamen sıyrılmış kel kıraç parçalanmış beyaz kaya görüntü silueti ortaya çıkacaktır. Binlerce canlıya yuva sağlayan sel sularını tutan ağaçlar bitkiler yok edildiği için, bitkisiz kalan yamaçlardan yağmur suları toparlanarak sel olup Deliçay Deresi’ne akacak ve en ufak bir yağmurda da ani sellere neden olacaktır. Bu bölgeden kalkacak tozlar, batı istikametinde bulunan yerleşim yerleri ve ekili araziler üzerine tesir edecektir. Bu durum, insan ve doğal yaşamı olumsuz etkileyecektir. Yıllık yaklaşık 150-200 bin insanın geçimini temin ettiği portakal ve mandalina bahçeleri yok olacaktır. Zaman içerisinde bölgeden göçler başlayarak, bölgenin demografik yapısı değişikliğe uğrayacaktır.
Dörtyol’un en büyük dört mahallesinin içme suyu bu bölgeden gelmektedir. İsale hatlarının zarar görmesi, yaklaşık 45-50 bin kişinin su sıkıntısı yaşamasına sebep olacaktır.” -Mehmet ÖZGÜN-