CHP Samandağ ilçe başkanı İbrahim Aydoğan ve Samandağ’da bulunan sivil toplum örgütleri ile odalar ortak bir basın açıklaması yaparak, 16 Nisan referandumunda halkın ‘HAYIR’ oyu kullanarak tek adam anlayışına karşı olduklarını göstereceklerini duyurdu.
CHP öncülüğünde bir araya gelen Samandağ Muhtarları, Atatürkçü Düşünce Derneği, Vatan Partisi, Samandağ Cemevi, Kalemder, Şoförler Odası, Terziler Odası, Berberler Odası, Ziraat Odası, Bakkallar Odası, Esnaf Odası, Esnaf Kefalet Kooperatifi ile Terziler Odası’nın ortak açıklaması şöyle:
“16 Nisan 2017 günü yapılacak referandum, Türkiye halkları açısından bir dönüm noktasıdır. Türkiye, kaderini oylayacak, istikbalimizi oylayacağız, çocuklarımızın geleceğini oylayacağız. Kadınlar, geleceği için bir tercih yapacak. Saltanat ve hilafet heveslileri tarafından topluma tek adam rejimi dayatılıyor. Tek parti, tek adam, kısacası Türkiye adım adım diktatörlüğe götürülmek isteniyor. Bizler, bunun karşısında ya demokrasiyi, Cumhuriyet’i ve parlamenter sistemi seçeceğiz, ya da ülkeyi karanlığa götürecek tek adam rejimine boyun eğeceğiz.
Bu seçim; MHP, HDP, Vatan Partisi, AKP ve ya CHP’nin seçimi değildir. Bu seçim, sağcısı-solcusu seçimi değildir. Bu seçim, daha önce hangi siyasi partiye oy vermiş veya mensubu olmuş, bundan sonra hangi siyasi partiye oy verir veya mensubu olur, hiç önemli değildir. Bu seçim Alevi, Sünni, Hristiyan, Ermeni, Yahudi, Kürt, Türk, Arap, Laz, Çerkez, Süryani, Rum seçimi değildir. Bu seçim, kardeş Türkiye halklarının geleceğini ve kaderini belirleyecek bir referandumdur, halk oylamasıdır.
Pekala, bu dayatma anayasada neler var? Cumhurbaşkanı’nın denetlenmesi imkansız hale geliyor. Cumhurbaşkanı’na, sizin seçtiğiniz milletvekillerinden oluşan TBMM’yi feshetme yetkisi veriyor. OHAL ve kararnameler ile ülkeyi tek başına yönetme yetkisi veriyor. İsterse var olan Bakanlığı kapatıp yeni Bakanlıklar kurabilme ve istediği kişiyi atama yetkisi veriyor. Kendisine istediği kişiyi Başkan Yardımcısı atama yetkisi veriyor. İsterse oğlunu, kızını, eniştesini, hatta ve hatta T.C. Vatandaşı olmayan, mesela Arabistan Kral Ailesinden birini de atama yetkisi veriyor.
Bu anayasada, Cumhurbaşkanı, kendisini sorgulayacak savcı ve hakimleri kendisi atayacak. Bu anayasada; Vali, Kaymakam ve genel müdürleri kendisi atayacak, istediğini görevden alabilecek. Başkan veya yardımcıları, muhalif gazete ve televizyon kanallarını mahkemeye verdiğinde, yargıç, hükümet aleyhine karar alırsa, hükümet düşmanı ya da FETÖ’cü ilan edilme korkusu yaşayacağından, hukuka uygun kararlar alamayacak. Kısacası yargıya güven kalmayacak.
Başkan, bir karar ile yükselişini önleyemediği dövizi yasaklayabilecek. Bu defa yabancı yatırımcı kaçacak. İş dünyası çökme noktasına gelecek. Yatırımcı kaçınca da işsizlik fırlayacak, hırsızlık ve gasp artacak, yoksulluk artacak.
Bu anayasada millet yok, demokrasi ve özgürlükler yok! Bu anayasada çocukları koruyan, kadın haklarını koruyan, savunan bir şey yok! Bu anayasada, tek hedefledikleri şey rejim değişikliği, başbakanın da söylediği gibi, ‘itaat et rahat et’ mantığı… Bu anlayışa itiraz edenleri, karşı gelenleri, korku ve tehditle susturmaya çalışıyorlar. Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlık dönemini hatırlayın… ‘Bir taraf olmayan bertaraf olur’ demişti. Bugüne baktığımızda, ‘bizden yana olmayan yok olur’ demek istiyor.
AKP, ülkemizi daha demokratik ve özgürlükçü, daha geniş mutabakatları kucaklayan, halkın beklentilerine cevap veren, mutlu ve huzurlu bir iklime taşıyabilirdi ama, şaibelerle uğraşan yöneticilerine siper olmayı ve onları iktidarda tutacak uğraşı vermeyi yeğ tuttu.
Bizler de, ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ şiarıyla, Atatürk devrimlerini ve cumhuriyetini hedef alan anayasaya ‘hayır diyoruz’ … Varlığını, esarete boyun eğmemek üzerine kurmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni padişahlık hayalleri kuranlara teslim etmeyeceğiz. Bunun için hep birlikte ‘hayır’ diyoruz. Saray’dan alınıp millete verilen egemenliğin, yeniden saraya teslim edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Bunun için hep birlikte ‘hayır’ diyoruz.
Parlamento geleneğini yok eden, ülkede hiçbir vatandaşın can ve mal güvenliğini bırakmayan, bir kişiyi hem meclis hem hükümet hem yargı yerine koyan, herkese emir eri muamelesi yapan tek adam diktatörlük anayasasına karşıyız ve bunun için ‘hayır’ diyoruz.
Tüm kurumlarımızla, Türkiye halklarının tüm renkleriyle birlikte Türkiye olabilmek için ‘hayır diyoruz. Saltanatın geri dönüşüne ‘hayır’ demek her yurtseverin görevidir. 17 Nisan sabahı daha aydınlık bir Türkiye ile uyanacağız. Hepimizin hayır’ı ‘hayır’lara vesile olsun…” -Gökay Gökdemir-