Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Samandağlı Şairin yeni kitabı:

“Ben Bağırarak Yazdım, Sen

“Ben Bağırarak Yazdım, Sen İçinden Oku”

Samandağ Belediyesi, kültür ve sanata ev sahipliği yapmayı sürdürerek, ilçenin sosyal ve kültürel atmosferine renk katıyor. Samandağlı Şair Müge Sakallı, “Ben Bağırarak Yazdım, Sen İçinden Oku” adlı şiir kitabını Samandağ Belediyesi destekleriyle okuyucularla buluşturdu.
Sakallı, geçtiğimiz Cumartesi günü Samandağ Belediyesi hizmet binası salonunda tanışma, söyleşi ve imza günü etkinliği gerçekleştirdi. Etkinliğe; Yazar-Şair Yusuf Vahit Karagülle, Belediye Meclis Üyesi Meltem Ahras Nural, Övder Samandağ Şube Başkanı Arkadaş Karataş ve çok sayıda kişi katıldı. Samandağlı Şair Müfe Sakallı, okurlarla buluşmaktan son derece memnun olduğunu belirterek, ilk şiir kitabıyla ilgili şunları söyledi:
“Tamamıyla Hatay’da geçen yaşanmış bir hikâye. 16 yaşında şizofreni bir erkeğin sevdiğine taparcasına aşkını, baba özlemini, memleket özlemini ele almış bir kitaptır. Kitabın ilk baskısı 2000 adet olarak basılmıştır. Bu tanıtım ve imza gününde desteği olan Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir’e teşekkür ediyorum. Ayrıca kitabın basımında sanata ve sanatçıya değer veren, iyi günde ve kötü günde yanımızda olarak desteklerini esirgemeyen Burçin Gamze Mermi Dalyan, Mahmut Dayan, Av. Ali Portakal, Mehmet Uçar, Adnan Erkal, İlhan Kaplan Aygül Gülmez’e teşekkür ediyorum.”
Söyleşide, Sakallı, kitabın Türkiye genelinde tek tür olduğunu belirterek, “Kitabın içinde, duyguyu ve duygu akışını oluşturmaya en iyi şekilde yansıtabilmek adına kare kod sistemini kullandım. Ayrıca kitapta şiirin yanı sıra, bestelenip şarkı haline gelmiş şiirlerr ve özlü sözlerle, kitaba özel çizimler bulunmaktadır” dedi.
“Ben Bağırarak Yazdım, Sen İçinden Oku” adlı kitabının, önsözünde şu ifadeler yer alıyor: “Şimdi ne yazalım biz buraya? Hangi aşk yeniden doğurur hemşireyi? Hangi kadın sevgisiyle tekrardan yoğurur Kuseyri’yi? Ne yazalım şimdi biz buraya? Bir bir ya-şanmışlıkları ve de hiç yaşanmayacak-ları, Mısra mısra, hece hece, bağıra bağıra, Anlatmışken şiirlerimizde, Evet! Bağıra bağıra anlattık Kuseyri’nin 16. yaşının şizofreni aşkını, Ve şizofreni aşkının 22. Yaşının duygularını katledilişini… Bağıra bağıra anlattık, hayal dünyasından öte gidemeyen düşlerini, sevinçlerini… Bağıra bağıra anlattık, 16 yaşından bu yana Kuseyri’den başka kimsenin göre-mediği o sureti…” -Gökay Gökdemir-