Antakya da dener mi?
Samsun Valisi’nin, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle; ‘farkındalık’ amaçlı tekerlekli sandalye ile dolaşması, kent içindeki engelleri tespit etmesi ve ardından eksiklerin tamamlanması konusunda talimat vermesi dikkat çekti. Peki, benzer bir ’empati’ için, Antakya’daki kent yöneticilerini de aynı eylem için davet etsek mi?
“Engelli olmak nasıl bir şey? En çok da yürüyememek! Bir de tekerlekli sandalyeniz yoksa, o hayat nasıldır bilir misiniz? Zordur! Çok zordur! Varsa da zordur ama… Evinizden çıkarsınız, ama gideceğiniz her yer karşınıza dağ gibi dikilir! Siz, bir adımla aşarsınız belki ama, bizim adımlarımız yoktur! Adımlarımız, tekerlekli sandalyelerin tekerlekleridir! Ve o tekerleri döndürmek zordur! Çok zordur! Beni Annem itiyor Allah’tan… Yoksa kaldırımlara çıkamıyorum tek başıma. Rampalar benim için biraz yüksek. Biraz da dik! Sanırım korkuyorum! Düşmekten, sandalyemin devrilmesinden en çok da… Nasıl kalkarım ki bir daha? Hadi, çıktım! Nasıl inerim bir daha! Zaten ilerlemek de zor. Kaldırımlar bile çukurlarla dolu. Kazılan yerler açıkta. Kaldırım taşları kırık. Ben, Antakya’nın Atatürk Caddesi’ndeyim. Yok, ilerleyemiyorum. İstesem de bunu yapamıyorum. Bu durum beni üzüyor. Ama en çok da annemi. O da beni iterken zorlanıyor. Kaldırıma çıkartamıyor, o yüzden arabaların gittiği yoldan ilerliyoruz beraberce. Ama o da zor. Artık yol daha dar ve daha tehlikeli. Bazen bizi anlamıyorlar, diye düşünüyorum. Ne yaşadığımızı en çok da! Bilseler, ne kadar zor…
Aslında deneseler bir gün! Bir gün benim sandalyeme otursunlar. Sonra da evden çıkıp, ilerlesinler, ama tek başlarına! Kaldırımlara yaptıkları o dimdik rampalardan çıkmayı denesinler. Sonra da inmeyi denesinler! Bir de otobüslere binmeyi denesinler. Ben o kısmı hiç sevmiyorum. Siz, binmeye çalışırken, herkesi geciktiren biriymişsiniz gibi bakıyorlar size. Bir de otobüslerin engelli rampaları çok zor açılıyor. Bazen kalabalıktan bize yer dahi kalmıyor. Bir kere bunu yaşadım, ama bir daha yaşamak istemiyorum. Hem de hiç!”
Bu cümleler, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle duygularını bizlerle paylaşan engelli bir okurumuza ait. Aslında, Hatay Engelsiz Yaşamı Sevenler Derneği Başkanı Mustafa Canbolat tarafından sıkça paylaşılan cümlelerin aynısı!
Peki, yaşananların karşılığı, empati eksikliğinden mi? Belki de buna dair son örneğimizin tam sırası!
-VALİ ÖRNEK OLDU-
Geride kalan 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle belki de en dikkati çeken uygulamalardan biri, Samsun’dan, Samsun Valisi Osman Kaymak’dan geldi. Samsun Valisi Osman Kaymak, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla düzenlenen yürüyüşte tekerlekli sandalye kullanarak, engellilerin yaşadığı zorlukları anlamaya çalıştı ve bu anlamda, Antakya’daki engelli bireylerin ’empati beklentisinin’ de karşılığı oldu.
-ENGELSİZ SAMSUN-
Samsun’da, vatandaşların da katılımıyla gerçekleşen “Engelsiz Samsun Yürüyüşü”ne katılan Samsun Valisi Osman Kaymak ile Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Tekin Balcı, tekerlekli sandalye kullanarak engellilerin yaşadığı zorlukları anlamaya çalıştı. Tekerlekli sandalye ile mağazalara girmeye çalışan Vali Kaymak, engelli rampası olan mağazalara teşekkür etti. Rampası olmayan mağazaya giremeyen Kaymak, mağaza yetkililerini uyararak engelli rampasının yapılmasını istedi.
-ANLAMAK LAZIM-
Oldukça çarpıcı bir deneyim yaşayan ve kent idarecilerinin belki de ilk başta yapması gereken bir eylemin de altına imzasını atan Vali Kaymak, tekerlekli sandalye deneyiminin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, engellilerin yaşadıkları zorlukları görmeye çalıştıklarını söylerken, oldukça net bir tespit yaptı:
“Çok zor bir durum! Empati yapmaya çalışıyoruz!”
Kaymak’ın son sözleri, kulağa küpe olsun mu?
“Şu anda bile tekerlekli sandalyeyi yürütemiyorum. Engellilerin halinden anlamamız lazım. Bu anlamda kamu kurumları, özel sektör, yani herkesin üzerine düşen görevi yapması lazım. Engelli vatandaşlarımızın önündeki engelleri kaldırmamız halinde, hayat onlar için çok daha güzel olacaktır. Aksi taktirde, hep söylüyoruz, hepimizin bir gün engelli olma riski var. Onlara karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek için mutlaka anlayışlı olmamız lazım. Gönlümüzdeki engelleri kaldırmamız lazım. Allah engelli kardeşlerimize yardım etsin, gerçekten çok zor.”
-SIRA BİZDE!-
Hatay’ı yöneten belediye başkanlarına seslenen engelli bireylerin uzun zamandır dile getirdiği ‘bizi anlamıyorlar’ söylemine gerçeklik katan Samsun Valisi Osman Kaymak’ın ardından, gözler, mevcut yerel idarecilere çevrildi.
O zaman biz de soralım mı? Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’a, Hassa Belediye Başkanı Abdurrahman Demirel’e, Defne Belediye Başkanı İbrahim Yaman’a, Belen Belediye Başkanı Adnan Vurucu’ya, Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir’e, Kırıkhan Belediye Başkanı Ayhan Yavuz’a, Payas Belediye Başkanı Bekir Altan’a, Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha’ya, Kumlu Belediye Başkanı İbrahim Paç’a, Antakya Belediye Başkanı İsmail Kimyeci’ye, Erzin Belediye Başkanı Kasım Şimşek’e, Reyhanlı Belediye Başkanı Mehmet Çüter’e, Yayladağı Belediye Başkanı Mehmet Kalkan’a, Altınözü Belediye Başkanı Rifat Sarı’ya, İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil’e ve Dörtyol Belediye Başkanı Yaşar Toksoy’a! Sahi, sizler de benzer bir empati için tekerlekli sandalyeye oturur ve dener misiniz? Ardından, yönettiğiniz ilçeleri ‘ulaşılabilir kent’ başlığında adlandırır mısınız?
Peki, bu son kısma Hatay’ın yeni Valisi Rahmi Doğan da katılır mı? Beklentileri umuda çevirmek isteyenleri omuzlar mı? Samsun’dan Antakya’ya ‘biz de varız’ der mi? -Tamer Yazar-