Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet Karasu

Savaşın Gölgesinde Barış Özlemi 1 Eylül Dünya Barış Günü

BARIŞ YASALARI

*Vazolarımızdaki karanfillerden önce soluyor oğullarımızın yüzleri, annelerimiz sandıklarda saklanan yazmalar gibi yaslı.

Öldürmeyeceksin!  Öldürüyorlar.

*Ağaçları ışıtan şimşekler değil, çiy taneleridir.

Savaşmayacaksın!  Savaşıyorlar.

*Öfke, kapılarına bağladıkları gök gürültüleri onların.

Öfkelenmeyeceksin! Öfkeleniyorlar.

*Yüreklerimiz sonsuz çayırlarımız bizim, yaz yağmurlarıyla serinleyen.

Seveceksin! Sevmiyorlar. (TYS Bildirisinden)

1 Eylül. Dünya Barış Günü…

İkinci Dünya Savaşı’nın fitilini ateşleyen kıvılcımın nasıl parladığını bugün ancak tarih kitaplarından okuyabiliyoruz.

Bundan 85 yıl önce, 26 Ağustosun ilk saatlerinde, Almanya’nın Polonya sınırındaki bir gümrük ofisi ile bir radyo istasyonu saldırıya uğrar. Saldırıda 9 Alman askeri yaşamını yitirir. Alman basını ayağa kalktı, tüm manşetler, Polonyalı hainlerin(!) yaptığı katliamdan söz ediyordu.

Hitler bu fırsatı kaçırmadı. Dört gün sonra, 1 Eylül 1939 günü Alman orduları Polonya sınırını aşıp tarihin en kanlı savaşını başlattılar.

İkinci Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı, 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya’yı işgaliyle başladı. Ardında elli iki milyon ölü, yüz milyonlarca yaralı, sakat ve moloz yığını haline gelmiş kentler ile acı ve gözyaşı bıraktı. Savaş, Mayıs 1945′te son buldu.

İnsanlık tarihinin bu en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yani 1 Eylül, savaşın başlamasından 50 yıl sonra, Dünya Barış Günü olarak ilan edildi.

Savaşların olmadığı, sevginin egemen olduğu bir dünyada yaşamak tüm insanlığın umududur.

Dünya, tarihi boyunca birçok savaşa tanıklık etti. İmparatorlukların çöküşü, ülkelerin bağımsızlık mücadelesi, toprak ve güç arzusu uğruna insanlık defalarca savaşa sürüklendi. Ancak, her savaşın ardından gelen acılar, yıkımlar ve kayıplar, insanlık tarihine kara birer leke olarak kazındı. 1 Eylül Dünya Barış Günü, tam da bu karanlık tarihsel mirasın üzerine bir umut ışığı yakmak için kutlanır. Bu gün, savaşların yıkıcılığını bir kez daha hatırlatmak ve tüm dünyada barışa olan özlemi dile getirmek için bir fırsattır.

Savaşlar, sadece coğrafyaları değil, insan ruhunu da derinden yaralar. Bireylerin evlerinden, sevdiklerinden koparılması; şehirlerin, köylerin harap olması; toplumsal dokunun çözülmesi, savaşın en ağır bedellerindendir. Ancak, savaşın en büyük yıkımı, insanların içinde yarattığı güvensizlik, korku ve nefret duygularıdır. Barış ise, bu duyguların yerini sevgi, güven ve kardeşlik ile doldurur.

Bugün, savaşların gölgesinde yaşayan birçok insan, barışın özlemiyle yanıp tutuşuyor. Suriye’den Yemen’e, Lübnan’a; Ukrayna’dan Filistin’e kadar birçok bölgede savaşlar sürerken, milyonlarca insan evini terk etmek zorunda kalıyor, hayatlarını kaybediyor veya sevdiklerini yitiriyor. Siyonist İsrail’in Gazze’ye saldırısında çoğu kadın ve çocuk kırk binin üzerinde masum, yaşamını yitirdi. Yaralıların sayısı yüzbinlerle telaffuz ediliyor. Yine İsrail’in saldırıları her gün Lübnan’da can alıyor. Bu trajedilerin sona ermesi, barışın bir an önce sağlanması için küresel bir çabanın gerekli olduğunu göstermektedir.

1 Eylül Dünya Barış Günü, hepimize barış için ne kadar çok çalışmamız gerektiğini hatırlatıyor. Savaşsız, adil ve eşit bir dünya özlemi, sadece bugün değil, her gün dile getirilmesi gereken bir idealdir. Gelecek nesillerin barış içinde bir dünyada yaşayabilmesi için bugün hep birlikte barışa bir adım daha yaklaşmalıyız. Barışın sadece bir gün değil, her gün kutlanacağı bir dünya için umutla ve kararlılıkla ilerlemeliyiz.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER