Kartlar Yeniden Karılıyor!
23 Haziran İstanbul Belediye Başkanlığı seçimleri ile beraber, “Yeni dönem siyaset tarzı, kutuplaştıran değil, kucaklayan” diyen Saadet Partisi GİK üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan; Davutoğlu, Babacan ve Abdullah Gül destekli kadronun adımlarına işaret etti, CHP’deki değişimi ise unutmadı!
Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi ve Partinin Hatay’daki en etkili ismi, Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, son dönem Türkiye siyasetinde yaşanan değişimi kaleme aldı, “Siyasette kartlar yeniden karılıyor. Piyasa yeniden şekilleniyor. Son yaşadığımız seçimle (23 Haziran İstanbul) birlikte, insanlar, sadece bir belediyenin başka bir partinin yönetimine geçişi gibi algılıyor olabilir ama, gerçekte değişimin daha büyük olduğunu, siyaset tarzının yeniden şekillendiğini göz ardı edemeyiz” tespitinde bulundu.
-BABACAN FAKTÖRÜ-
Hamaset siyasetinin kutuplaştırıcı kısmından uzaklaşan kitlelerin yeni arayışlar içinde olduğunun altını çizen Çalışkan, şöyle devam etti:
“Anlaşıldığı kadarıyla, bundan sonra siyasette; keskin hatlardan, sert tavırlardan, hamaset duruşlarından kamplaştıran, ayrıştıran, bizimkiler ve ötekiler anlamında yaklaşım sergileyenlerin yerine, birleştirici, bütünleştirici, kucaklayıcı, ılımlı isimler daha fazla toparlayıcı olacak sevilecek, siyasete yön verecek. Bu dönüşümden herkesin nasiplenmesi, hissesine düşen payı alması kaçınılmaz. Zaten siyasette piyasaya yeni sürülmesi beklenen Davutoğlu, Babacan ve Abdullah Gül destekli kadronun da, bu yeni siyaset tarzının bir ürünü olduğu aşikâr.”
-DEĞİŞEN CHP-
Siyasetin yelpazesinde duran iki ana akımın, AKP ve CHP’nin yaşadığı değişime dikkati çeken, ancak asıl değişimin CHP’de olduğunu söyleyen Çalışkan, şunları dile getirdi:
“Burada esas üzerinde durulması gereken husus, Ak Parti’nin yaşadığı bunalımdan, çok CHP’de neler olduğu ve nelerin değişmeye başladığı konusudur. Artık Türkiye’de, 1930-40’ların tek parti dönemi CHP’sinden ziyade, yeni dönem CHP’sinde öne çıkan sağ tandanslı siyasetçilerin ve onların başını çektiği söylemler gündemde.
Son yıllarda CHP kadrosundaki isimlere göz atıldığında, partide, topluma sırt çevirip ‘halka rağmen halkçılık’ siyaseti, yerini genel toplum yaşayışına uygun tarzda siyaset yapan isimlere bıraktığı görülüyor. Söylem ve vizyonda ciddi bir değişim olduğu kesin. Bununla birlikte, yaşanan iç değişime ayak direyen ve sığ Kemalist fikirlerini taassuba varan bir şekilde dayatmaya çalışan bir şahin grup da şüphesiz hala mevcut.
Eski CHP’de ikna odalarıyla meşhur, katı laikçi; Nur Sertel, Kemal Gürüz, Önder Sav ve benzeri isimler vitrindeydi. Bu isimler, milletin değerleriyle savaşlarıyla bilinen, hamaset ve ‘karşı mahalleye’ düşmanlığın sembolü olarak hatırlanırken, bugün onların yerini daha ılımlı ve daha kucaklayıcı isimler almaya başladı.
Yolları ayrılsa da, geçtiğimiz yıllarda CHP kurultayında en yüksek oyu alan eski Üsküdar Müftüsü İhsan Özkes hafızalardaki yerini koruyor. Ayrıca Refah, Fazilet ve Saadet Partisi çizgisinde siyaset yapmış olan Prof. Mehmet Bekaroğlu ve Refahyol Maliye Bakanı, Ak Parti’nin dört kişilik kurucu lider kadrosunda yer alan Abdüllatif Şener’in CHP Milletvekili oluşları gözlerden kaçmıyor.”
-SAVAŞ VE YAVAŞ-
CHP’deki değişimin Ankara ve Hatay ayağını da es geçmeyen Necmettin Çalışkan, “Yine son dönemde, sağcı bir isim olarak Mansur Yavaş’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı oluşu, güney sahillerimizde, sağ ve milliyetçi kimliğiyle bilinen Lütfü Savaş’ın Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı oluşu bunlara örnek gösterilebilir” dedi ve anlatımına şöyle devam etti:
“Bunlara ek son olarak, Eyüp Sultan’da ‘Yasin’ okumasıyla, ailesindeki başörtülü akrabalarıyla kamuoyunun önüne çıkan, görevi devraldığı gün makamında Kur’an okutup dua ettirmesi dindar çevreye hitap eden, ‘israfları bitireceğiz’ diyen Ekrem İmamoğlu, bu saydığımız isimleri perçinlemiş, hatta önüne geçmiştir. Unutmuyorum, bilvesile aynı ortamda bulunduğumuz üst düzey bir bürokrat, ‘bunlar bir proje, algıya oynuyorlar, İmamoğlu soyadlı birisini özellikle getirdiler’ demişti.
Eskiden Ak Parti denilince akla; Abdullah Gül, Bülent Arınç, Ahmet Davutoğlu ve Abdüllatif Şener gibi isimler gelirken, şimdi S. Soylu, Damat Berat, jöleli, Burhan Kuzu, A. İhsan Yavuz, Ömer Çelik gibi isimler ve trol tetikçi gazeteciler geliyor. Aradaki farkı, CHP iyi çözmüş görünüyor.”
-NE OLACAK?-
Bundan sonraki süreçte belirleyici olacak şeyin, CHP’nin mevcut belediyelerdeki performansı olacağını ifade eden Çalışkan, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Şu anda İstanbul gibi bir yerde -yenilenen ara seçimde- CHP adayının yüzde 55 oy alması, küçümsenecek bir rakam değil. Bu oy oranının geçici ve kalıcı oluşu, CHP’nin bu dönemdeki belediyelerde göstereceği performasına da bağlı olacak. Hatırlayın, 1989’da SHP, o zamanın Ak Parti’si konumundaki Anavatan Partisi’nden belediyeleri aldı. 91 yılında da DYP-SHP hükümeti kuruldu.
Her şeye rağmen, bugün itibarıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle yapılacak ilk başkanlık seçiminde nasıl bir netice ile karşılaşılacağını tahmin etmek hiç de güç değil. Bu noktada, Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Temel Karamollaoğlu’nun ilkeli, kucaklayıcı ve adalet temelli siyaseti gelecek için bir mihenk taşı olabilir.
Özetle şunu ifade etmeye çalışıyoruz… Artık yeni model siyaset tarzı etkin. Toplumu kucaklayıp, adalet ve özgürlüklerin önünü açan, toplumun değerlerine saygılı olan ve ekonomiyi düzlüğe çıkaranlar, kutuplaştıran değil kucaklayan, bölen değil birleştiren, bağıran değil gülümseyenler. -Tamer Yazar-