Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Gölcük depreminin 24 yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, Türkiye’nin deprem kuşaığnda olduğunu anımsatarak “17 Ağustos 1999 ülke tarihimizin gördüğü en büyük depremlerden biridir. En son 6 Şubat tarihinde yaşadığımız ve on binlerce yurttaşımızın hayatını kaybettiği deprem geçen süreç içerisinde ilgili idarelelerin sorumluluklarını yerine getirmediklerini bizlere acı şekilde göstermiştir. Ülkemizin maalesef depremlerle yazılmış bir acı tarihi vardır ve yaşanan gelişmeler bu acıların yaşanmaya devam edeceğini bizlere göstermektedir” denildi.
Deprem kuşağında yer alan ülkemizde depreme dayanıklı kentlerin oluşturulabilmesi için birçok kurum ve kuruluşca çalışmaların koordineli yürütülmesi gerektiği vurgulanan açıklamada afet yönetiminde yerleşim alanlarındaki risklerin bertaraf edilmesinde en önemli araın planlama disiplini olduğu sağlıklı kentlerin bilim ve tekniğin ışığı altında yapılması gerektiği ifade edildi denildi.
İmar affı düzenlemesi, konut yoğunluğu artışına izin veren yönetmelik değişiklikleri, emsal artışı karşılığında yapılan kentsel dönüşüm projeleri, dere yataklarının imara açılması, jeolojik açıdan sakıncalı alanlarda yüksek katlı yapılaşmaya özendirici planlardan vazgeçilmesi istenilen açıklamada oda olarak kamuoyunu doğru bilgilendirmeye ve iktidarı uyarmaya devam edileceği belirtildi.
Yanlışta devam ediliyor!
6 Şubat depreminde yıkılın kentlerde yeni yapılaşmanın hatalı başladığı vurgulanan açıklama özetle şöyle:
Depremzede vatandaşlarımızın barınma ihtiyacı suistimal edilip konunun aciliyetine binaen piyasacı çözümlerle konunun müteahhitler eliyle çözülebilmesi için deprem bölgesindeki kentlerimizde kat artışları ile barınma sorunu çözülmeye çalışılmaktadır.
Kamu kaynakları ve deprem için toplanan paraların imar adı altında ne tür çalışmalar yapıldığı, halka ve meslek disiplinlerine kapalı olarak yapılmakta, verilen kararlar hukuki açıdan müdahaleye kapalı tutularak yanlışlara devam edilmektedir. Bu tür yanlışların kısa vadede çözümler üretse de orta ve uzun vadede kentlerimizde yaşadığımız sorunları derinleştireceği ve deprem gibi bir konuda kalıcı ve etkin çözümler üretemeyeceği açıktır.
Sağlıklı kentler Bilim ve tekniğin ışığı altında inşaa edilmeli, mevcut kentlerin depreme hazırlıklı olması adına yapılacak her türlü çalışmada şehir plancıları olarak tüm kurum ve kuruluşlarla çalışmaya hazır olduğumuzu bildirir, yaşanan acıların tekrar etmemesi için mesleğimiz adına doğruları söylemeye devam edeceğimizi tüm kamuoyuna duyururuz. – Sami Gökçe –