İsimsizler, biraz da hazırlıksız…
Aradan geçen “3 yıl 3 ay 1 gün” gibi oldukça uzun bir zaman dilimi içinde tüm eksikliklerin tamamlanması beklenirken ve bu süreçte ‘sergileme’ alanlarında olması gerekenlerin hayata geçirilmesi gerekirken, bugün benzer sorunları ve eksiklikleri konuşmaya devam ediyoruz!
Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından açılış kurdelesi kesilirken, “Müze ve şehir ilişkileri çok önemli. Bir şehir vardır ki, toprağın altında doğru dürüst kültürel miras yoktur, ama üzerinde başka
-İSİMLİKLER!-
28 Aralık 2014 Pazar günü gerçekleşen Müze açılışında konuşan dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu da ‘sergilemenin’ önemine işaret etmiş ve şu mesajı vermişti:
“Biz, toprağın altındaki tarihi mirasımıza sahip çıkacağız ve sahip çıkmakla da kalmayacağız, onların çağdaş standartlarda en iyi şekilde sergilenmesine de önem vereceğiz…”
Merak edilen, dünyadaki müzeler arasında ‘mozaikler’ başlığında haklı bir şöhreti olan Hatay Arkeoloji Müzesi, sergileme alanlarına taşıdığı mozaikler için ‘olmazsa olmaz’ durumundaki isimlikleri zamanında ‘neden’ yerlerine eklemez ve bu konuda ‘soru işaretlerinin’ oluşmasına izin verir!
Bu alanı gezen ziyaretçilerin ilgiyle ve merakla izlediği mozaiklerin bu halleriyle gelenlere ‘ne’ anlatması gerektiğini
“İlk kez geldiğimiz bir yer değil. Bu ikinci oluyor. Gelinmesi ve görülmesi gereken bir yer. Buradaki mozaiklerin zenginliği kadar, içerikleri ve görselleri gerçekten de muhteşem. Ama ziyarete açık sergi salonlarında bulunan bazı mozaiklere dair hiçbir bilgi yok. Bu ilginç geldi açıkçası. Bu mozaiklerin topraktan çıktığı haliyle buraya gelmediğini hepimiz biliyoruz. Ciddi bir ön hazırlık geçiriyorlar. Temizliğinden bakımlarına ve hatta restore edilip taşların yeniden dizilmesine kadar… Tamam da, bu süreç yaşanırken, sergi alanına çıkacak mozaik için bir isimlik hazırlamak bu kadar zor olmamalı! Biraz da bu yüzden, mozaik hazır olduğunda ve yerine asıldığında o isimliğin de o mozaiğin yanına anında yerleştirilmesi gerekmez mi? Bence olması gereken bu! Düzeltilebilecek bir şey, ama bu kadar ünlü ve isminden söz edilen bir müze yönetiyorsanız, bu eksiklikler ‘olmaması gereken’ eksiklikler…”
-EZİLME!-
Bahse konu koridorun sonunda yer alan bir başka mozaik ise, tartışmalı ‘isimsizliğin’ yanında bekleyen başka bir soru işaretine dair! Zira mevcut müze uygulamalarında, hiçbir mozaik buluntusunun topraktan çıktığı haliyle (harap, bozulmuş ya da dağılmış) sergi alanına taşınmadığı biliniyor. Uzman ekipler tarafından yerinde ilk müdahalesi yapılan ve parçalar halinde müze ortamına alınan bu eserler, yine uzman ekipler eliyle ziyaretçilerin karşısına çıkmaya hazır hale getiriliyor.
Merak edilen, sayfaya eklenen fotoğrafta detayları açıkça izlenen ‘çökme, ezilme ve parçalı’ halin neden düzeltilmediği,
Bakan gözlerden kaçmayan bu detay için konuşan aynı ziyaretçinin değerlendirme-si ise şöyle:
“Müzede buna benzer bir mozaik yok! Yani, hepsi düz bir zemine sahip! Bu şekilde, çökme ya da çatlak bir görüntü sergileyenine rastlamadım. Bu onlardan biraz daha farklı… Niye bu halde bilmiyorum! Bir uzmana sormak lazım! Ama görseli size farklı bir şey anlatıyor! Hani yaşanan bir kaza gibi ya da başka bir şey! Açıkçası anlamadım, ama şu ana kadar izlediğim diğerleri ile karşılaştırdığımda, var bir şeyler…”
-BASİT HATALAR!-
Geçtiğimiz haftalar içinde, bu ‘görüntüsü’ ile plastik bir kılıfın içerisinde aynı sergileme noktasında yer alan bahse konu mozaiğin bu ‘tartıştıran’ hali için ‘teknik’ bir açıklama Müze idaresinden gelir mi bilinmez, ama aradan geçen “3 yıl 3 ay 1 gün” gibi oldukça uzun bir zaman dilimi içinde bu ve buna benzer ‘basit’ hataların ‘dünyaca ünlü bir müze’ bünyesinde yaşanmaması gerektiğini söyleyenler çok da haksız değiller!
-Tamer Yazar-