Kültürlerin kaynaştığı ve onlarca medeniyete ev sahipliği yapan Hatay, dünyanın en büyük mozaik müzesine sahip kent unvanını elinde bulunduruyor. Toplam 32 bin 754 metrekare kapalı alanda kurulan Hatay Arkeoloji Müzesi, 10 bin 700 metrekare sergi alanı ve 3 bin 500 metrekare sergilenen birbirinden güzel mozaiklerle, dünyanın gözde müzeleri arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Aylık olarak yayınlanan AKİB Aktüel’e konu olan mozaiklerin görkemli içeriği ve hikâyesi okuyucularla paylaşılırken, şu bilgiye yer verildi:
“Paleolitik dönemden başlamak üzere, kesintisiz bütün dönemlere ait çok zengin eserlerin
Milattan önce 4 binli yıllardan başlayan tarihi geçmişe sahip Hatay’da 1932 yılından itibaren başlatılan kazılarda gün yüzüne çıkartılan eserlerin bir araya getirildiği Hatay Arkeoloji Müzesi’nin esas zenginliğini; Amik Ovası’ndaki Cüdeyde, Dehep, Çatalhöyük ve Tainat’tan çıkartılan mozaikler oluşturuyor. Antakya, Harbiye, Narlıca, Güzelburç ve Samandağ’daki kazılarda çıkartılan mozaikler ise eşsiz koleksiyonu tamamlıyor. Milattan sonra 3’üncü yüzyıla tarihlenen ve mitolojide, güzel peri kızı Dafne’nin Apollon’dan kurtulmak için Defne ağacına dönüşmesinin tasvir edildiği Apollon Daphne Mozaiği, nadide eserler arasında ilk sırada yer alıyor. Günümüzden bin 500 yıl önce yapılmış Yakto Mozaiği ise koleksiyonun bir başka önemli parçasını oluşturuyor. İç içe geçmiş üç kısımdan oluşan bu mozaikte, avlanan mitolojik kahramanlar ve kent yaşantısını gösteren tasvirler bulunuyor.
Milattan sonra 5’inci yüzyıla tarihlenen Talassa Deniz Mozaiği’nde ise, sağ elinde bir kürek ve sol elinde bir yunus balığı taşıyan çıplak Talassa, dalgalar arasından çıkıyor.”
Tatil günleri dahil açık olan Hatay Arkeoloji Müzesi, yaz döneminde 08:30-18:30 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
-DİĞERLERİ!-
Müze davetini yapanlara ekli sorular ise değişmiyor. Özellikle de, Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından sık sık gündeme taşınan, Defne ilçesi Uğur Mumcu Alanı’nda sürdürülen bir altyapı çalışması sırasında keşfedilen sayısız mozaik ve Roma Hamamı konusunda!
Konuya ilişkin konuşan ve kent turizminin yönetiliş biçimini eleştiren bir turizmci, şunları söyledi:
“Konu sadece bu değil, birçok şey! Biz, Müze’mizin görkemli eserlerinden, binlerce yıllık geçmişimizden bahsedip, ardından insanları şehrimize davet ediyoruz ama… Şehrin merkezinde, eski Roma’dan kalma su kemerlerinin ya da alt yapı mimarisine ilişkin eserlerin bakımsızlığını unutuyoruz! Üzüldüğüm nokta, tarihi ve kültürü ile zengin bu kentin yönetilemeyişi. Herkes her şeyi çok iyi biliyor, ama nedense bu haldeyiz! İpin ucunu kaçırmış, hatta yumak halindeyiz! Çözemiyoruz kendimizi! Ama Allah var, sermayemiz güçlü! Ye ye bitmez! Afiyet…” -Tamer Yazar-