Şiddet ve kadın hikayesinde Mülteci Kadınlar!

İzmir Kent Konseyi, mülteci kadınların “şiddete maruz kaldıklarında” ne yapabileceklerini ve nerelere başvurabileceklerini anlatan Arapça bir broşür hazırladı. Konuya dikkat çekenler, sığınmacı toplulukları içinde yaşanan şiddet olgusuna el uzatan böylesi bir adım için Hatay Kent Konseyi’nin de harekete geçmesi gerektiğine işaret ediyor. 16 Temmuz 2020 tarihi itibariyle 3 milyon 600 bin 710 olan Türkiye’deki Suriyeli […]

İzmir Kent Konseyi, mülteci kadınların “şiddete maruz kaldıklarında” ne yapabileceklerini ve nerelere başvurabileceklerini anlatan Arapça bir broşür hazırladı. Konuya dikkat çekenler, sığınmacı toplulukları içinde yaşanan şiddet olgusuna el uzatan böylesi bir adım için Hatay Kent Konseyi’nin de harekete geçmesi gerektiğine işaret ediyor.

16 Temmuz 2020 tarihi itibariyle 3 milyon 600 bin 710 olan Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı sayısının 434 bin 962 kadarına Hatay ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Mevcut rakam içindeki kalabalığın 146 bin 428’i ise İzmir’de yaşıyor.
-YALNIZLAR!-
“Her iki kentte de öne çıkan soru ve sorunlar genelde aynı. Ancak cevaplar noktasında İzmir bir adım öne geçti” diyen ve son gelişme konusunda Antakya Gazetesi’ne konuşan Suriyeli bir sığınmacı, İzmir Kent Konseyi tarafından hayata geçirilen son projeye işaret etti. Mülteci kadınların, “şiddete maruz kaldıklarında” ne yapabileceklerini ve nerelere başvurabileceklerini anlatan Arapça bir broşür hazırlayan İzmir Kent Konseyi’nin çabasının birçok sığınmacı kadın için ‘pansuman’ anlamına geldiğini söyleyen sığınmacı Suriyeli genç kadın, beklentisini paylaştı:
“Geçenlerde, Mülteci Derneği de paylaşmıştı rakamları. 900 bine yakın, Suriyeli genç kız ve kadın var, Türkiye’de. Kimi için şiddet; disiplinin bir parçası, kimi için bir kader, kimi için de ‘erkektir, yapar’ hali. İkinci eş olarak gidip de çocuk veremeyen bir Suriyeli kadının yediği dayakları dinlemiştim geçenlerde. Çocuk veremiyorsa, bir hiç! Peki, ne yapsın bu kadınlar? Nereye gitsinler? Aileleri, onları destekler mi, geri dönseler? ‘Şiddet görüyorum’ dediğinde, korurlar mı? Aslında birçoğu, kendi ailesi içinde o şiddeti bir şekilde yaşayarak büyüyor. O kadar kabul görüyor ki o şiddet, o kadının ruhunda, kendi yaşadığını da ‘sessizce’ içine atıyor. Bunu engelleyemiyorsunuz. Ama onlara bir yol çizmek de mümkün. Onlara, ‘yalnız değilsiniz’ demek mümkün.
İzmir Kent Konseyi’nin bu çalışmasına bakınca, sana ‘yalnız değilsin’ diyen diğer kadınları yanı başında hissediyorsun. En azından, böyle bir şeyi yaşadığında kurtulmak için bir şansın var, bunu biliyorsun. İçinde olduğun yabancı ülkede senin için çözüm üreten birileri var, bunu da fark ediyorsun.
İzmir’de, Hatay’dan çok daha az Suriyeli var. Burada, ikinci evlilik yoluyla eş olarak giden Suriyeli kadınlar da, başka bir sorun. O yüzden, sadece bu değil, ama benzer birçok şey yapılabilir. Çünkü aradan geçen 10 seneye rağmen, dil, hala büyük bir sorun.”
-NE YAPILDI?-
Hatay’ın gündemine, hazırladığı son çalışma ile gelen İzmir Kent Konseyi, ‘Uluslararası İlişkiler için Ulusal Demokrasi Enstitüsü’ (NDI) ile imzaladığı protokolle, İzmir’de, Yerel Kadın Danışma Hizmetlerinin Mülteci ve Göçmen Kadınların Erişimine Daha Açık Hale Getirilmesi Projesi’ni başlattı. Proje’ye, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kadın Çalışmaları Şube Müdürlüğü ile İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyon da katkı sundu.
Proje kapsamında ilk olarak, mülteci ve göçmen kadınların şiddete maruz kaldıklarında ne yapabileceklerini ve nerelere başvurabileceklerini gösteren Arapça bir broşür hazırlandı. 3000 adet broşür, alanda çalışan sivil toplum örgütleri ve ilgili kamu kurumları aracılığı mülteci kadınlara ulaştırıldı.
Broşürle; ev içi şiddetle mücadele politikalarının mülteci ve göçmenleri de kapsar hale getirilmesi, mülteci ve göçmenlerin sosyal hizmet ve yardım uygulamalarına erişimlerini arttırmada anadilde hizmetin öneminin kabul edilmesi, İzmir Kent Konseyi’nde kurulan Mülteci Çalışmaları Çalışma Grubu’nun ve İzmir Büyükşehir belediyesinde geliştirilmekte olan sosyal uyum merkezi çalışmalarının hızlandırılması amaçlanıyor.
-HEDEF-
Çalışma ile birlikte; mülteci ve göçmen kadınlar ve ailelerinin, kadın örgütlerinin, sivil toplum örgütlerinin ve kent konseylerinin, belediyelerin ve kadın örgütlerin kadın danışma merkezleri ile İzmir ŞÖNİM, İl Göç İdaresi ve uluslararası kuruluşların, İzmir’de mülteci ve göçmenlerle çalışan hizmet ve destek birimlerinin, İzmir halkının, mülteci ve göçmenlerin yaşadığı diğer illerdeki belediyeler ve hizmet merkezlerinin yararlanması ve örnek alması hedefleniyor.
-BEKLENEN-
Konuya ilişkin düşüncelerini Antakya Gazetesi ile paylaşan kadınlar da biriken beklentileri noktasında konuştular.
L.Ö. >> Şiddet! Eşine… Annesine… Kız kardeşine… Çocuğuna… Sevgilisine… Kadın cinayetlerinin ülkesinde hep bir şeyler isteyen kadınlar var ve o istenenleri erteleyen erkekler! Hatay’daki mülteci kadınlar için özel bir uygulama yapmak akıllarına bile gelmemiştir, ki zaten gerek mi var? En basitinden, sığınma evi niye yok? Yıllardır söylenip durur. Var mı bir gelişme? Yapılmaz! Yapmazlar!
H.Ç. >> Kadına şiddetin ülkesinde, sığınmacı kadınlar, var olan kadın kalabalığı içinde görünmeyenler. Aslında, sığınmacıların bu kentteki öteki durumuna ne çare bulundu ki, kadınlar için de bir şeyler yapılsın? Ama yine de, Hatay Kent Konseyi’nin bu konuda yapabileceği şeyler yok değil. İzmir örnek olsun. Hatta aynı işi kopyalasınlar. İyilik artsın, kadının dünyasındaki grilikler ise azalsın… -Tamer Yazar-

Exit mobile version