Antakya’nın ruhunu yaşatmak için düzenlenen “Yürünebilir Tarih Turu”, gazeteci Sinan Seyfittinoğlu’nun anısına adandı. Depremle yıkılan şehirde, onun izleri ve sesi yeniden yankılandı.
Deprem sonrası büyük yıkıma uğrayan Antakya, bu kez bir hafıza yürüyüşüne ev sahipliği yaptı. 21 Eylül Pazar günü gerçekleşen ve Şehir Plancısı Tuğçe Tezer tarafından başlatılan “Yürünebilir Tarih Turu”nun sekizincisi, Antakya’nın belleğinde derin izler bırakan gazeteci Sinan Seyfittinoğlu’na ithaf edildi.

2021’de fikir olarak doğan ancak yüz yüze uygulamasına 2024 Temmuz’unda başlanabilen turlar, kentin kaybolan dokusuna ve korunan hafızasına dikkat çekmeyi amaçlıyor.
“Antakya’yı Sevelim, Tanıyalım, Koruyalım”
Tuğçe Tezer, turun çıkış noktasını şöyle anlattı:
“Antakya’nın sokaklarını hayranlıkla yürürken, yanımda getirdiğim arkadaşların aynı heyecanı paylaşmadığını fark ettim. Belki de onların bilmediği bazı şeyleri ben biliyordum. O yüzden ‘asgari düzeyde tanıyalım, sevelim ve koruyalım’ fikriyle yola çıktım.”

Tezer, 8. kez düzenlenen tur kapsamında, katılımcılara şehrin tarihî yapısını ve coğrafi konumunu anlatarak Antakya’nın neden özel bir yer olduğunu hatırlattı. Bu tur, Sinan Seyfettinoğlu ile geçmişte kurdukları hayallerin bir parçasıydı. “Deprem sonrası Sinan en çok çalışan, en çok duyuran insanlardan biriydi. Biz onunla bazı hayaller kurmuştuk. Bu tur da onlardan biriydi,” dedi.
“Gazeteciliği Onuruyla Yaptı”
Turun en duygusal anları, Sinan Seyfittinoğlu’nun ailesinin katılımıyla yaşandı. Ağabeyi İbrahim Seyfittinoğlu, kardeşini şu sözlerle anlattı:
“Onu anlatmama gerek yok. Zaten bilen biliyor. Mesleğini hakkıyla, onuruyla yaptı. Halkın yanındaydı. Bizim için büyük bir gurur kaynağıydı ama aynı zamanda bir burukluk yaşıyoruz. Hayat böyle… Önemli olan geride iyi izler bırakabilmek. Sinan bunu başardı.” Seyfittinoğlu ailesi için Antakya Gazetesi, sadece bir yayın organı değil; bir aile mirası. Sinan, bu geleneği sürdürerek hem ailesinin hem de Antakya’nın sesi oldu.

“Bu Şehrin Ruhu Var, Kaybolmayacak”
İbrahim Seyfittinoğlu, tur sırasında yaptığı konuşmada ise Antakya’nın yaşadığı yıkıma ve buna rağmen ayakta kalan insan ruhuna dikkat çekti: “Şehir yıkıldı, evet. Bugün yürüdüğümüz yerler fiziksel olarak yok. Yerine yapılanlar eskisi gibi olmayacak belki ama bir ruh var bu şehirde. Bu ruh insanlardan oluşuyor. Ve bu ruh kaybolmayacak.”

Tur; Köprübaşı’ndan başlayarak Ulu Cami, Uzun Çarşı, Kemalpaşa Caddesi, Affan Mahallesi’ni kapsayan bir güzergâhta ilerledi. Yürüyüş, Antakya Ortodoks Kilisesi önünde sona erdi. Bu rota, aynı zamanda Sinan Seyfittinoğlu’nun yıllarca adımladığı, yazdığı ve tanıklık ettiği sokaklardan oluşuyordu.

Etkinliğe Sinan Seyfittinoğlu’nun ağabeyi İbrahim Seyfittinoğlu, eşi Hilda Seyfittinoğlu, kız kardeşi Sinem Seyfittinoğlu, Hatay Gazeteciler Cemiyeti (HGC) Başkanı Nihat Mazmanoğlu, TGC Hatay İl Temsilcisi Mithat Kalaycıoğlu, Antakya Gazetesi çalışanları ve çok sayıda dostu ve okuyucusu katıldı.

“ChatGPT Bile Onu Bizim Gibi Tanıyor”
Etkinlikte dikkat çeken bir anekdot da Tuğçe Tezer’in konuşmasında yer aldı. Tezer, Sinan Seyfittinoğlu’nu nasıl tanımladığını merak ederek ChatGPT’ye sorduğunu belirtti:
“Cevap çok tanıdıktı. ‘Etik, ahlaklı, güzel bir gazeteci ve halkın yanında’ dedi. Aynı bizim tanıdığımız gibi…”


