Ezer, Liselere Girişi Sınavı’nın (LGS) iptal edilmesinin önemine vurgu yaptı
Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Deniz Ezer, geçtiğimiz hafta sonu, belediye parkında yaptığı geniş katılımlı basın açıklamasında, çocuklarda travmaya neden olduğunu belirttiği Liselere Giriş Sınavı’nın kaldırılmasının önemine vurgu yaptı.
Liselere Girişi Sınavının İptali ve haksız yere ihraç edildiklerini belirttikleri kamu emekçilerinin işlerine iade edilmesi için imza kampanyası düzenlediklerini hatırlatan Ezer, hükümetin 16 yıllık iktidarı süresince sınav sisteminin 6 kez değiştiğini söyledi ve şunları dile getirdi: “LGS, OKS, SBS (çoklu), SBS (tekli), TEOG ve ismi dahi Bakanlık tarafından belirlenemeyen yeni liseye geçiş sistemi… Her seferinde sil baştan düzenlenen sınav sistemleriyle öğrencilerimizin geleceği yap-boz tahtasına dönüştürüldü. 2 Haziran 2018 Cumartesi günü, TEOG yerine getirilen yeni sisteme uygun biçimde liseye geçiş sınavı yapıldı. Bu sene yaratılan sınav kaosunun sonucunun çocuklarda nasıl bir travmaya neden olduğunu sınav günü okul bahçelerinde, soru kitapçıklarının başında ağlayan yüz binlerce çocuğun gözyaşlarını görerek tanıklık ettik.
Okullar, öğrenciler, öğretmenler ayrıştırıldı
15 Eylül 2017 tarihinde iktidar tarafından ‘TEOG sınavını kaldıracağız’; 20 Eylül 2017 tarihinde ise Milli Eğitim Bakanı tarafından ‘Bu yıl sınav yapmıyoruz’ açıklamaları yapıldı. 5 Kasım 2017 tarihinde Milli Eğitim Bakanı , ‘Eğitim Bölgesi ve Sınavsız Mahalli Yerleştirme Sistemi’ni getirdik’ dedi. Yeni sistemin açıklanması aylar sürdü. Öğrencilerimizin motivasyonu düştü, belirsizlik psikolojilerini olumsuz etkiledi. Merkezi sınav yapılacağı, %10’luk dilime giren öğrencilerin merkezi sınav ile yerleştirileceği açıklandı. ‘Nitelikli okul’ tanımı üzerinden okullar, öğrenciler, öğretmenler ayrıştırıldı.
‘Önce sınavı kaldıracağız ve devamında gelen çelişkili açıklamalar ve şimdi de yerleştirme kılavuzunun açıklanmamasıyla öğrencilerin ve velilerin ne ile karşılaşacaklarını bilmedikleri bir liseye geçiş sistemi dayattılar. Sınav yerleştirme kılavuzunun seçim sonrasına, 25 Haziran’a ertelenmesi de öğrencilerimiz ve velilerimiz için 25 Haziran ve sonrası için yaratılan kaosun devam edeceğinin fotoğrafıydı.
Yaşamları yap boz tahtasına çevrilen bizim çocuklarımız …
Milli Eğitim Bakanlığı bir gerçeği unutmamalıdır! Yarattığınız eğitim sistemi ile yaşamlarını yap-boz tahtasına çevirdikleriniz bizim çocuklarımızdır! Gidecekleri okulları nitelikli, niteliksiz açıklamaları ile ayrıştırdığınız o çocuklar bizlerin çocuklarıdır! Bizim gelecek kaygısı ile olsa dahi gözlerinden akan bir damla yaşa bile kıyamazken; sizin bu yaşta omuzlarına taşıyamayacakları yükleri yüklediğiniz, saatlerce ağlattığınız o çocuklar bizim çocuklarımızdır! Peki, çocuklarımıza 2 Haziran tarihinde yaşatılan bu travmanın hesabını kim verecek? Bu çocuklar bu travmayı nasıl atlatacaklar?
Eğitim Sen olarak yıllardır sınav sistemlerinin çocuklarımızın yaşamında onarılamaz yaralara yol açtığını defalarca dile getirdik. Öğrencilerimizin geleceğinin sorulardaki dört şıkka sığdırılmasını kabul etmediğimizi ifade ettik! Her çocuğun ilgi ve yeteneklerine göre yönlendirilebileceği, desteklenebileceği bir eğitim sisteminin mümkün olduğunu, dünya genelinde bunun örnekleri olduğunu belirttik. Ancak her defasında ‘Ben yaptım oldu’ uygulamasıyla karşılaştık!”
Öğrencilerin hayalleriyle daha fazla oynamayın …
Ezer, açıklamasında ayrıca şunlara yer verdi: “Artık yeter! Çocuklarımızın, öğrencilerimizin hayalleriyle daha fazla oynamayın, onların geleceklerinden elinizi çekin! Yaratılan bu yıkımın hesabını verin! Yarattığınız bu tablo ile gelecek kaygısı taşıyan çocuklarımıza bu kaygıyı giderecek açıklama yapmak yerine İstanbul Kadıköy’de yapmak istedikleri yürüyüşe engel olmak, gözaltına alarak ellerini kollarını kıracak kadar vahşice saldırtmak hangi vicdana sığar. Çocuklarımıza işkence uygulayanların belirlenip cezalandırılmasını talep ediyoruz. Eğitim Sen olarak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu kaostan sorumlu olduğunu, acilen açıklama yaparak kendi yarattıkları kaosun sorumluluğunu üstlenmek zorunda olduğunu altını çiziyor, bu yıkımın takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz! Velilerimizi kendi çocukları ve ülkenin geleceği için mücadeleye çağırıyoruz!”
Kamu emekçileri işlerine iade edilsin …
Ülkemiz seçim gündeminde iken, haksız yere ihraç edilmiş kamu emekçilerinin sesi olmaya devam ettiklerini söyleyen Ezer, açıklamasının sonunda şunlara yer verdi: “Hatay Eğitim Sen olarak haklarında sonuçlanmış herhangi bir yargı kararı olmayan kamu emekçilerinin işlerine iade edilmelerini talep ediyoruz. Bundan yola çıkarak yüksel caddesinde, İstanbul Kartal’da, Bakırköy’de sadece işlerine dönmek isteyen ihraç edilmiş kamu emekçilerin yaptıkları basın açıklamalarına yönelik saldırıların ve gözaltıların durdurulmasını talep ediyoruz. Neden ihraç edildiği dahi açıklanmayan Ankara Yüksel Caddesinde işimi geri istiyorum diyerek eylem yapan Nazan Bozkurt’a elmacık kemiğinin kırılmasına varacak kadar sert müdahalede bulunanların cezalandırılmasını talep ediyoruz.” -Mehmet ÖZGÜN-