Cilvegözü karşısındaki Bab El Hava sınır kapısı kapanırsa insanların öleceğini tekrarlayan Thomas-Greenfield, geçen yıl kapatılan iki sınır kapısının yeniden açılması için girişimlerini sürdürdüklerini söylerken, Hatay’da görüştüğü uluslararası sivil toplum kuruluşları ve mültecilerin kendisine aktardığı çığlığı da paylaştı…
Hatay’ın Reyhanlı ilçesi Cilvegözü sınır kapısı üzerinden İdlib yönüne giden Birleşmiş Milletler yardım tırları için konuşan bir Suriyeli, ABD’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield’in bölgeye yönelik son ziyaretini değerlendirirken, “Suriye topraklarının bu hale gelmesinin sebeplerinden biri de Amerika, ama yardımlar için çaba gösteren de yine onlar! Garip bir dünya! Bir taraftan, onların sebep olduğu şartlar sebebiyle ölüyoruz, diğer taraftan da onların yarattığı şartlar nedeniyle de hayatta kalıyoruz. Ölümle yaşam arasına sıkışıp kalan bizler, başkalarının elindeki kaderlerimizin oyuncağı haldeyiz” şeklinde konuştu, Bab El Hava üzerinden giden yardımların yüz binlerce Suriyeli sivil için adeta ‘nefes’ olduğunun da altını çizdi.
Tartışmaların odağındaki son isim, ABD’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield ise Türkiye temaslarının son gününde, Ankara’da bir basın toplantısı düzenledi. Türkiye ile Suriye’ye insani yardım ve mülteciler konusunda hemfikir olduklarını söyleyen ABD’li yetkili, ikili ilişkilerde olağanüstü fırsatlara sahip olduklarını vurguladı.
-KAPANIRSA!-
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Başmüsteşarı resmi konutundaki basın toplantısında, Thomas Greenfield, 3 Haziran’da Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki BM Dünya Gıda Programı ziyaretini ve Cilvegözü Sınır Kapısı’nın karşısında bulunan Suriye’nin Bab El Hava sınır kapısının kapatılması olasılığını değerlendirdi.
Esad rejimi altında evlerinden olan ve insani yardıma muhtaç olan milyonlarca Suriyeli için Bab El Hava aktarma merkezinin can damarı olduğunu kaydeden ABD’nin BM Temsilcisi, “Şu anda Bab El Hava geçişi, uluslararası toplumun çabalarını temsil ediyor. Oradaki insani yardım görevlileri tarafından yapılan olağanüstü çalışmaları izlerken, bunu kendi gözlerimle gördüm. Eğer bu sınır kapanırsa, anlamsız bir zulme neden olacaktır’’ dedi.
Büyükelçi Thomas-Greenfield, görüştüğü uluslararası sivil toplum kuruluşları ve mültecilerin de, “Bu sınır kapısı kapanırsa, ölürüz” dediğini de kaydetti.
-ÇAĞRI NET!-
3 Haziran’da açıkladıkları, Suriye halkına ve Suriyelilere ev sahipliği yapan ülkelere yaklaşık 240 milyon dolarlık ek insani yardım öngören planın büyük bir işlev göreceğini de söyleyen ABD’li yetkili, “Ancak sınır ötesi yardımların alternatifi yok. Suriye’ye açılan son insani sınır kapısını kapatmanın acımasızlığı hesaplanamaz. Bu yüzden de Güvenlik Konseyi’nin geri kalanını bu görevi yenilemeye çağırıyoruz. Böylece acıları durdurabilir ve çaresiz durumdakilere yardım edebiliriz” diye konuştu.
Bab El Hava kapanırsa insanların öleceğini tekrarlayan Thomas-Greenfield, bu kapının açık kalması için BM Güvenlik Konseyi ile çalışacağını, ayrıca geçen yıl kapatılan iki sınır kapısının yeniden açılması için de girişimlerini sürdürdüklerini söyledi.
-STOK TELAŞI!-
Bab El Hava’nın kapanması olasılığına karşı, insani yardım örgütlerinin şu anda sınırda bazı malzemeleri stokladığını, ancak stokların muhtemelen Eylül’e kadar yeteceğini belirten Thomas-Greenfield, “Yani stok yapma, uzun vadeli ihtiyaçları karşılamaz. STK’lar tarafından gıda getirme çabaları olacaktır. Ancak STK’lar, BM’nin masaya getirdiği lojistik kapasiteyi karşılayamıyor. Ayrıca sınır kapatıldıktan sonra, uluslararası toplum olarak sınırdan neler geçtiğini izleme yeteneğimizi de kaybedeceğiz. BM’nin şu anda masaya getirdiği izleme yetenekleri olmayacağı için, istemediğimiz şeylerin sınırdan geçmesinden endişe ediyorum” dedi.
-İŞBİRLİĞİ!-
Sınır ziyaretinde, Türkiye’de güvenli bir şekilde barınma şansına erişmiş Suriyeli mültecilerle de görüştüğünü söyleyen ABD’nin BM Büyükelçisi, “NATO müttefikimiz Türkiye ile incelikli bir stratejik ilişkimiz var. Bazı alanlarda hemfikiriz, bazı alanlarda ise aynı fikirde değiliz. Ancak Suriye’ye sınır ötesi insani erişimin sürdürülmesi, değerlerimizin tamamen uyuştuğu bir alan.
Türkiye’nin, mültecileri nasıl cömert karşıladığını ve bu kesimi ekonomiye ve ülkeye etkili bir şekilde entegre etmek için nasıl çalıştığını birinci elden gördüm. Bu gezinin başında, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü (İbrahim) Kalın ve Dışişleri Bakanı ile görüştüm. Her iki görüşmede de Suriye’ye sınır geçişi meselesini, bakış açımızı ve ortak değerlerimizi ele aldık. Önümüzdeki günlerde ve aylarda işbirliğimizin sürmesini dört gözle bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Konuşmasında, “Türkiye, mültecilere karşı olağanüstü cömert ve misafirperver davrandı. Bu ülkede, altı milyon mülteci var. Ziyaret ettiğim bölgede bir milyon. Türk hükümeti, mültecilerin entegre olmaları için bir yol sağlıyor. Sınırın diğer tarafında bile mültecilere barınma imkanı sağladıkları için çok gururlular ve sınırın kapanma olasılığından bizim kadar endişeliler” diyen ABD’li yetkili, Güvenlik Konseyi üyelerini, kararın yenilenmesi çabalarını desteklemeye teşvik etmek için Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu ile beraber çalıştıklarını kaydetti.
Linda Thomas-Greenfield, kısa bir süre içinde ABD-Türkiye ile ilişkilerinin daha iyi olacağı yönünde bir işaret görüp-görmediği sorusuna da, “Bence bu çok açık. Dışişleri Bakan Yardımcısı geçen hafta buradaydı ve Türk hükümetiyle çok verimli görüşmeler yaptı. Türk hükümetiyle yaptığım görüşmeleri olağanüstü verimli buldum. İlişkilerimizde zorluklar olsa da, inanılmaz fırsatlara da sahibiz. İleriye taşıyacağımız ilişkileri, bu fırsatların üzerine inşa etmeyi sürdürmeyi dört gözle bekliyoruz ve Türk yetkililerle yaptığım görüşmeler çok cesaretlendirici” yanıtını verdi. -Tamer Yazar