Sınırda On Binler Kış’ı Bekliyor!

Bir tarafta, Hatay’ın Suriye sınırı noktasında oluşan kamplarda zor şartlarda kalan on binlerce sivil, yaklaşan kış ayının onlara ne hazırlayacağının korkusunda beklerken, diğer tarafta, Suriye ve Irak sınırına komşu iller için özel bir program hayata geçiriliyor. Suriye’deki krizden an fazla etkilenen Hatay ise Ankara’nın bu adımlarını yakından izliyor. Suriye sınırının biraz ötesinde, çatışmalardan kaçanların sığındığı […]

Bir tarafta, Hatay’ın Suriye sınırı noktasında oluşan kamplarda zor şartlarda kalan on binlerce sivil, yaklaşan kış ayının onlara ne hazırlayacağının korkusunda beklerken, diğer tarafta, Suriye ve Irak sınırına komşu iller için özel bir program hayata geçiriliyor. Suriye’deki krizden an fazla etkilenen Hatay ise Ankara’nın bu adımlarını yakından izliyor.

Suriye sınırının biraz ötesinde, çatışmalardan kaçanların sığındığı kampların çadır kalabalığına yardım ulaştıran kuruluşlardan birinde çalışan, ama ismini vermek istemeyen bir gönüllü, yaklaşan kış mevsimine ve düşen sıcaklığa işaret ediyor. Söyledikleri mi?
“Çadırların yetmeyeceğinin hepsi farkında. Daha fazlasına ihtiyaçları var. Birçoğu, bulabildikleri malzemelerle, çadırlarının etrafına duvar örmeye çalışıyor. Son 2 yıldır bu kamplarda kalan ve yaşam savaşı verenler, bu kışın onlara ne getireceğini bilmiyor. Ama hepsi tek bir şeyden çok emin! ‘Barış için henüz çok erken!’ Bunu söyleyen çok kişi var burada. Bir tanesi şöyle dedi geçenlerde… ‘Hayal etmekten vazgeçtim. Şimdi sadece yaşamaya çalışıyorum, en çok da çocuklarım için.’ Bunu duymak kötü hissettiriyor. Ama bu insanların bu aşamaya gelmesi, çok daha kötü.
Çerçeve içine aldığımız resim oldukça kötü, ama… Ankara ve Brüksel’in ciddi çabası var, bu kötü fotoğrafa umut katma adına. Gelen yardımlar bu anlamda herkes için bir can simidi hala. Kutulardan çıkan gıdalar, kıyafetler, onlar için ‘var olmanın’ birer karşılığı. Tabi, bugün sınır açılsa, bir tanesi bile burada kalmayacak, bunu biliyorum. Ama Ankara’nın sınırı açmayacağını da biliyorlar. Bu nedenle, sınır hattında alınan tüm güvenlik önlemlerine rağmen, insan kaçakçılığı burada hala en çok para kazandıran iş! Ceplerindeki son parayı, kaçakçılara veriyorlar. Sınırda yakalananlar da oluyor, şehirlere ve o şehirlerde yaşayan akrabalarına ulaşabilenler de.”
-ÇARESİZLİK!-
Hatay noktasında, Türkiye sınırına yakın bir bölgede, bu kamplardan birinde yaşayan Jammal Hassan, yaklaşan kış için hazırlık yaptıklarını söyleyenlerden. Bu sene kendilerine ulaştırılan çimentolarla, çadırların etrafına duvarlar ördüklerini söyleyen Hassan, “Dondurucu soğuklara karşı yapabileceğimiz en iyi şey bu” derken, “Geriye gidemiyoruz. Çünkü hala hiçbir şey güvende değil. İleriye gidemiyoruz. Çünkü sınır kapalı ve burada olmaktan başka çaremiz yok” şeklinde konuştu.
-SINIR İLLERİ-
Hatay’ın Suriye sınır hattı boyunca yaşanan dramın kış hazırlığı sürerken, Ankara da sınır illeri konusunda harekete geçti. Suriye ve Irak’la sınırı olan illere katkı vermek üzere adımlar atan Ankara’nın bu konudaki ilk girişimi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü eliyle oldu. Konuya ilişkin konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Barış Yeniçeri, “Gaziantep, Şanlıurfa ve Kilis gibi sınır kentlerimize yönelik bölgesel kalkınma ivmesini hızlandıracak projeler yürütüyoruz” dedi. Hatay’ın, bu çalışma sürecine dahil olup olmadığı henüz bilinmiyor ya da ortaya konacak çalışmadan Hatay’a düşeceklerin ne olacağı! Ancak atılan adımlar, şimdiden yakından ve ilgiyle izleniyor.
-HANGİ İLLER?-
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından sınır illerine yönelik Kalkınma Ajansları eliyle verilmesi düşünülen destek, Suriye ve Irak’ta yaşanan gelişmelerden etkilenen sınır kentlerini kapsayacak. Verilmesi düşünülen “çeşitli destekler” konusunda konuşan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürü Barış Yeniçeri, şunları söyledi:
“Gaziantep, Şanlıurfa ve Kilis gibi sınır kentlerimize yönelik bölgesel kalkınma ivmesini hızlandıracak projeler yürütüyoruz. Gelecek yıl, AB kaynaklı birtakım fonların, etkilenen vatandaşlarımıza sunulması, onların lehine bazı projeler ve yatırımlarla desteklen-mesi yoluyla ajanslarımız görevler alacak. Bölge özelindeki ihtiyacı göz önüne alan önemli bir enstrüman olarak öne çıkıyor. Yine sosyal destek programlarımızı, bu dönemde özellikle dezavantajlı kesimlerimizin ‘balık yerine balık tutmaya matuf projelerle’ donatılarak, kazanç sağlayan alanlarda, bu kesimlerin gelir kazanmasına yönelik bir çabamız oldu. Bundan sonraki programlarımızı da balık tutmaya matuf konulara odaklayacağız.”  -Tamer Yazar-

Exit mobile version