2017-2020 döneminde yaklaşık 2 milyon sivil, yaşanan çatışmaların ve saldırılan uzağına, Türkiye sınırına yakın bölgelere göç etmek zorunda kaldı. Sınırı ötesindeki yüzbinlerle komşuluk eden Hatay, misafir ettiği diğer yüzbinlerle de yorgun ve zor bir hayatı paylaşıyor.
İstanbul merkezli Mülteciler Derneği, Hatay ve diğer kentlerde yaşayan Suriyeli sığınmacılar için beklenen rakamları paylaştı. Son verilere göre, Türkiye’deki geçici koruma altındaki kayıtlı Suriyeli sayısı, 31 Mart 2021 tarihi itibariyle bir önceki aya göre 9 bin 421 kişi artarak toplam 3 milyon 665 bin 946 kişi oldu. Bu kişilerin 1 milyon 737 bin 502’sini (%47,4) 0-18 yaş arası çocuklar oluşturuyor. 0-18 yaş arası çocukların ve kadınların toplam sayısı ise 2 milyon 596 bin 643 kişi. (%70,8) Hatay’ın bu veriler içindeki kalabalığı ise 436.004 olarak paylaşıldı.
Göç İdaresi’nin yayınladığı yaş aralığı tablosuna göre, Hatay ve diğer kentlerdeki Suriyeli erkekler, toplam Suriyeli sayısının %53,8’sini oluşturuyor. Suriyeli kadınların oranı ise %46,2. 10 yaşın altındaki Suriyelilerin sayısı 1 milyon 61 bin 689 (%28,9).
Tabloya göre, Suriyeli erkeklerin sayısı, Suriyeli kadınların sayısından 277 bin 818 kişi daha fazla. Erkek-Kadın sayısı arasındaki en büyük fark, 69 bin 466 kişi ile 19-24 yaş aralığında. Yaş sayısı artıkça, bu fark azalıyor. 55 üzeri yaş aralıklarında kadınların sayısının erkeklerden daha fazla olduğu görülüyor.
Genç nüfus olarak tanımlanan 15-24 yaş aralığında ise 748 bin 513 kişi bulunuyor. Suriyeli genç nüfusun toplam Suriyeli sayısındaki oranı, %20,4. Yaş tablosuna göre, kayıtlı Suriyelilerin yaş ortalaması 22,2.
-KAMPLAR-
31 Mart 2021 tarihi itibariyle, Hatay ve diğer kentlerdeki geçici barınma merkezlerinde kalan Suriyelilerin sayısı 57 bin 502 kişi olarak açıklandı. Bu sayı; geçen ay (24 Şubat 2021) 58 bin 242 kişi, 2019’un başında 143 bin 558 kişi, 2018’in başında ise 228 bin 251 kişi olarak gerçekleşmişti. Suriyelilerin yalnızca %1,5’i kamplarda yaşıyor.
31 Mart 2021 tarihi itibariyle şehirlerde yaşayan Suriyeli sayısı ise 3 milyon 608 bin 444 kişi olarak açıklandı. Şehirlerde yaşayan Suriyeli sayısı, geçen aya göre 10 bin 161 kişi arttı. Suriyelilerin %98,5’ü şehirlerde yaşıyor. Suriyelilerin hangi şehirde yaşayacağına Göç İdaresi karar vermektedir. İstanbul ve Hatay başta olmak üzere, bazı büyük şehirler Suriyeli alımına kapalı tutuluyor.
-İLLERE GÖRE-
Göç İdaresinin 31 Mart 2021 tarihli verilerine, göre en çok Suriyelinin yaşadığı 30 şehir ve bu şehirlerdeki Suriyeli yoğunluğu içinde, Hatay, üçüncü sırada yer alıyor.
Paylaşılan veriler ışığında en çok Suriyeli barındıran şehir, 523 bin 859 kişi ile İstanbul. İstanbul’u 449 bin 73 kişi ile Gaziantep, 436 bin 4 kişi ile Hatay takip ediyor. Suriyelilerin yerli nüfusa oranla en yoğun yaşadığı şehir ise %74,6 ile Kilis. Kilis’te kayıtlı olan Suriyeli sayısı, bir önceki aya göre 718 kişi arttı. İstanbul’da ise Suriyeli sayısı bir önceki aya göre 2 bin 544 kişi arttı.
Suriyelilerin en az olduğu şehir, 24 kişi ile Bayburt. Bayburt’u 41 kişi ile Artvin, 43 kişi ile Tunceli takip ediyor. Suriyelilerin Türk nüfusuna oranla yoğunluğunun en az olduğu şehir ise %0,02 oran ile Artvin. Artvin’de, 169 bin 501 Türk Vatandaşına karşılık yalnızca 41 Suriyeli bulunuyor. Türkiye’de Suriyelilerin olmadığı bir şehir bulunmuyor.
Geçici koruma altına alınan kayıtlı Suriyelilerin Türk nüfusuna oranı ise ülke genelinde %4,38.
-SINIRIN ÖTESİ!-
Geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler’den önemli bir ismi misafir eden sınırın ötesi (Suriye’nin kuzeyi) ise irili ufaklı birçok kampa zorunlu bir ev sahipliği yapıyor. Yüz binlerin, Cilvegözü üzerinden akan yardıma muhtaç hali ise yaklaşan Ramazan’la birleşiyor.
Türkiye ve Rusya arasında Mart 2020’de imzalanan ateşkesle beraber kısmi bir güven ortamında bulunan siviller, iç savaşın getirdiği maddi imkansızlıklar içinde Ramazan ayını karşılıyor. Yaşanan sıkıntıları dile getiren isimlerden biri, Um Hıdır. Hama’nın batı kırsalında yaşanan saldırılar yüzünden 3 yıl önce yerinden edilerek Atme Kampı’na sığınan Um Hıdır, maddi durumunun kötü olması nedeniyle Ramazan hazırlığı yapamadığını söylüyor. 32 yaşındaki Um Hıdır, “Ne diyeceğimi bilmiyorum. Duadan başka Ramazan hazırlığı yapmadık” diye konuşuyor.
Omuriliklerinde sorun olduğu için eşinin çalışamadığını dile getiren Um Hıdır, anlattıklarıyla, adeta bölgedeki çaresizliği resimliyor… “Kampta yaşıyoruz. Ramazanın ilk günü rahmet pişireceğiz. Çünkü yemek yok. Allah’tan başka kimsemiz yok. Ramazan’a hazırlık yapmadım. Alışveriş yapacak ne durumum var, ne de imkanım.”
-AYLAR OLDU!-
Um Hıdır, “En son ne zaman et yedin?” sorusuna, “Göç ettiğimden bu yana eti tatmadım. Çocuklarım hasta. Et yemeleri gerekiyor, ama param olmadığı için alamıyorum. Çocuklarım, üç yıldır et yiyemiyor. İstediklerinde et alamıyorum. Yüreğim yanıyor. Allah’ın yardımını bekliyorum” cevabını veriyor.
-PARA YOK!-
Bir diğer yerinden edilen Halit Şiyben de, bu yıl her şeyin çok daha pahalı olduğunu söyleyenlerden. 1 kilogram salatalığı alacak maddi gücünün dahi olmadığını anlatan Şıyben, “İş yok. Sadece oruç tutup Allah’a dua edeceğiz. Geçen Ramazan acı geçti. Bu Ramazan da acı geçecek” diyor.
Onun da umudu, geri dönüşte ama…
“Dilerim, bu Ramazan evime geri dönerim. Allah, bu musibeti üstümüzden kaldırır. Çocuklar, bayram sevgisinden mahrum olmasın. Biz, çocuklarımızın mutlu yaşamasını istiyoruz. Burada yaşam şartları hiç iyi değil. Çocuklar küçük, düşüyor. Harçlık bile veremiyoruz. Kimse kimseye yardım edemiyor. Maddi durumlar kötü. Ne diyeceğimi bilmiyorum.”
-ÇOK PAHALI!-
İdlib’in doğusundaki Serakib ilçesinden göçerek kamplarda manavlık yapan İmad Halid’in de şikayetleri aynı. En çok da sebze ve meyvenin çok pahalı olduğu konusunda!
Kamp sakinlerinin alım gücünün olmadığını vurgulayan Halid, “İnsanlar, 1-1,5 TL’lik alışveriş yapıyor. Ben, burada 1 kilo domates satsam, 25 kuruş kazanıyorum. Bu da hiçbir şey kazanmamak demek. Salatalığın kilosu 4 TL, domates halde 5 TL, maydanoz 40 kuruş ve halkın alım gücü yok. Ramazan kapıda. İnsanlar çalışmıyor. Burada yaşayan insanların alışveriş yapacak parası yok. Bu yıl çarşıda aşırı pahalılık var” ifadelerini kullanıyor.
Kampta yaşam şartlarının çok kötü olduğunu belirten Halid’in son sözleri ise bölgede hüküm süren güç savaşının artık bir son bulması noktasında…
“Allah, bu insanların yardımcısı olsun. İnşallah en kısa zamanda herkes evine geri döner. Ben, köyümü özlüyorum. İmkan olsa, hemen köyüme geri dönerim. Ramazanın birinci günü, büyük ihtimal yoğurt ile bulgur pilavı olacak. Et yok. Çünkü çok pahalı. Bir kilo et, yaklaşık 65 TL. Tavuk 25 TL. Herkes, Allah’ın rahmetini bekliyor.” Tamer Yazar / AA