Sıralamada gerideyiz…

Şanlıurfa birinci sırada Antakya özelinde yükseltilen Hatay coğrafyasının yöresel ürünleri için ‘tescil’ sırasına girenlerin çabası dikkat çekse de, sıralamada Hatay oldukça gerilerde. Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan (TÜRKPATENT) en çok coğrafi işaret tescili alan il Şanlıurfa olurken, bölge kategorisinde ise Karadeniz Bölgesi başı çekiyor. Kalitesi, gelenekselliği, yöreden elde edilen hammaddesi ile yerel niteliklere bağlı olarak […]

Şanlıurfa birinci sırada

Antakya özelinde yükseltilen Hatay coğrafyasının yöresel ürünleri için ‘tescil’ sırasına girenlerin çabası dikkat çekse de, sıralamada Hatay oldukça gerilerde. Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan (TÜRKPATENT) en çok coğrafi işaret tescili alan il Şanlıurfa olurken, bölge kategorisinde ise Karadeniz Bölgesi başı çekiyor.

Kalitesi, gelenekselliği, yöreden elde edilen hammaddesi ile yerel niteliklere bağlı olarak belli bir üne kavuşmuş ürünlerin korunmasını sağlayan Coğrafi İşaret Tescili’nde bugüne kadar Hatay adına atılan olumlu adımlar, ‘sıradaki?’ sorusuna uzun zamandır cevap arıyor. Ararken de, Antakya Simidi başta olmak üzere, listeye bundan sonra girmesi muhtemel ürünler için çalışmaların hangi safhada olduğunu sorguluyor.
-ÖNEMLİ!-
Yöresel ürünlerin, il ekonomileri içindeki konumunu ve ticari değerini arttıran “coğrafi işaret tescili” konusunda yaşanan rekabet, birçok kenti bu konuda özel bir çalışmaya itiyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bağlı kuruluşu TÜRKPATENT verilerinden derlenen bilgilere göre, Türkiye’nin farklı illerinden coğrafi işaret tescili almak için yapılan başvurulara bu kapsamda her gün yenileri ekleniyor. Bu alanda başvuruları; illerden Valilikler, Belediyeler, Sanayi ve Ticaret Odaları, Borsalar, Kaymakamlıklar, Ziraat Odaları ve Dernekler gerçekleştiriyor. TÜRKPATENT’in kurulduğu 24 Haziran 1994’ten, bu yılın Temmuz ayı sonuna kadar, 435 ürünün “coğrafi işaret” olduğu yönünde kurumdan onay alındı. 420 ürünün tescili için değerlendirmeler ise devam ediyor.
-İLK SIRADA-
Antakya Küflü Sürkü (Çökeleği), Antakya Künefesi, Antakya Sürkü (Antakya Çökeleği), Hatay Defne Sabunu ve Hatay İpeği başlıklarında, 5 tescilli ürüne sahip Hatay’a karşılık, listenin ilk sırasındaki Şanlıurfa, coğrafi işaret yarışında 27 ürünle ilk sırada yer alıyor. İlin; çiğ köftesi, sadeyağı, ciğer kebabı, şıllık tatlısı, tırnaklı ekmeğinin de aralarında bulunduğu ürünleri coğrafi işaret tescili aldı. Baklavası, fıstığı, muskası, kutna kumaşı gibi 24 ürünü tescillenen Gaziantep, listede ikinci sırada bulunuyor. İzmir; Ege inciri, Bergama halısı, boyozu ve kumrusunun da aralarında bulunduğu 17 ürünle 3’üncü olurken, Kırkağaç kavunu, mesir macunu, Gördes el halısının olduğu 13 ürünü tescillenen Manisa 4’üncü sırada yer alıyor. Hartlap bıçağı, yemenisi, dondurmasıyla Kahramanmaraş ve Beypazarı kurusu, Çubuk turşusu, Kızılcahamam bazlaması gibi ürünleriyle Ankara, 12’şer ürünle bu illeri takip ediyor.
Coğrafi işaret tescilinde bölgelere bakıldığında ise, Karadeniz Bölgesi 84 ürünüyle ilk sırayı aldı. Bu bölgeyi, 72 coğrafi işaretli ürünüyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi, 67 ürünle Ege Bölgesi izledi.
-SÖYLENEN Mİ?-
Antakya’da, gıda sektöründe çalışan ve yurt dışı ile de iş yaptıklarını söyleyen bir işletmeci devam etsin güne ve son noktayı, tespitleri ile koysun…
“Aslında bu konu henüz anlaşılmadı! Tamam, herkes konuşuyor, herkes çok ilgili ama… Bugüne kadar ne yaptık, diye sormak gerek! Yaptıklarımız yeterli mi diye de! Yapılanların ne derece denetlendiğini de! Biz şunu çok seviyoruz… ‘Her şey yolunda!’ Peki, öyle mi? Her şey yolunda mı? Kimsenin kimse ile kötü olmak istemediği, ‘sen sağ ben selamet’ dediği bir ülkede, şehrimiz çok mu farklı sahi? Değil! Tescile ilişkin denetimleri ben de izliyorum. Herkes mutlu mesut pozlar veriyor. Denetim yapan ‘OK’ işareti veriyor. Denetlenen de ‘bizden iyisi yok’ işareti! Peki, gerçekten de böyle mi? Tabi ki değil! Ama madem değil, söylenen ya da paylaşılan niye tam tersi, diye sorun! Aslında sormayın! Çünkü sorsanız da cevap alamıyorsunuz! Konu da bir tek noktaya çıkıyor zaten… ‘Memleketi ben mi’ kurtaracağım? Tescil hikâyemiz de bu anlayacağınız. Şu ana kadar 3-4 tane tescil alınmış galiba. İpek, sabun, künefe gibi! Ama dediğiniz bir konuda duruyorum ben de, ki ne zaman İstanbul’a gitsem aklıma geliyor… İstanbul Simidi elimdeyken, tuz ve kimyon karışımına batırarak yediğimiz Antakya Simidi’ni hatırlıyorum. Büyüklerin deyişiyle… Hayırlısı!” -Tamer Yazar-

Exit mobile version