Sırrı Süreyya Önder, Cumhur İttifakı’na Teşekkür Etti
TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye barış sürecine dair gösterdikleri irade nedeniyle teşekkür etti. Sırrı Süreyya Önder’in bu konuşması, Meclis’te ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Önder, Meclis Genel Kurul oturumunu yönettiği sırada, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Parti yöneticileriyle tokalaşması ve bu jestin ardından yaşanan gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına, “Barışa ve ihtimaline dair, daha önce bu konuda rol ve sorumluluk üstlenmiş bir kardeşiniz olarak birkaç cümle sarf etmek istiyorum” sözleriyle başlayan Önder, anlamlı bir hikayeyle mesajını güçlendirdi.
Sırrı Süreyya Önder’in ‘Kuyu Kurbağası’ Hikayesi
Sırrı Süreyya Önder, konuşmasında bir Doğu menkıbesi anlatarak Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu metaforik bir şekilde özetledi. Anlattığı hikayede, “kup manduk” isimli bir kuyu kurbağası ve okyanustan gelen bir kurbağa yer alıyor. Kuyu kurbağasının, ömrü boyunca yaşadığı kuyunun dışına hiç çıkmadığını ve okyanusun büyüklüğünü hayal bile edemediğini anlatan Önder, “Türkiye’nin de bu hikayedeki gibi kuyu içinde hapsolmuş vaziyette olduğunu” söyledi.
Önder, “Aslında kuyu derin değil, ip kısadır çoğunlukla” diyerek, Türkiye’nin barışa ulaşmasının mümkün olduğunu ancak bunun için çaba göstermek gerektiğini belirtti. Bu sözleriyle, ülkedeki sorunların çözümünün zor olmadığını, sadece buna yönelik irade ve çabanın gerektiğini vurguladı.
Erdoğan ve Bahçeli’ye Teşekkür Mesajı
Sırrı Süreyya Önder, konuşmasının devamında, barış konusunda gösterdikleri irade nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye teşekkür etti. “Bu köklü tarihî meselemizi ilk defa bir konuşma eksenine, tartışma eksenine çekmeye çalışan Sayın Cumhurbaşkanına, Sayın Devlet Bahçeli’ye ve barış meselesinde gönül indiren herkese şahsi olarak teşekkür etmek istiyorum” diyen Önder, barışın en önemli özelliğinin kaybedeni olmaması olduğunu ifade etti.
Önder, “Barışta herkes kazanır, yeter ki dayatmalarla, kendi fikrimizi ve kalıplarımızı karşıdan aynı şekilde görmek istememekle işe başlayalım, gerisi gelir” diyerek barışın nasıl sağlanabileceğine dair görüşlerini dile getirdi. Bu süreçte en önemli şeyin “gönül dili” ve “akıl dili” olduğunu belirten Önder, bu dilin kullanılması halinde barış çabasının başarılı olabileceğini söyledi.
DEM Parti’den Açıklama
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Devlet Bahçeli’nin tokalaşma jesti ve sonrasında yapılan açıklamaları değerlendirdi. Hatimoğulları, “Bu konularda atılacak adımları biz de izleyeceğiz hep beraber. Buradaki normalleşme midir, iç barış mıdır; kavramı, ismi ne olursa olsun somut olması gereken şey Türkiye’deki bütün bu sorun zincirinin çözümüne dair sağlıklı bir politik programın ortaya çıkması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Hatimoğulları, barış sürecinin yalnızca sözde kalmaması gerektiğini, somut adımlar atılarak toplumdaki sorunların çözümüne yönelik politikaların geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, DEM Parti’nin barış sürecine yönelik umutlarını ve katkı sunma isteğini gözler önüne serdi.
Meclis’te Barış ve Diyalog Mesajı
Sırrı Süreyya Önder’in Meclis kürsüsünden verdiği barış mesajı, Meclis’te diyalog ve uzlaşma kültürünün önemine vurgu yaptı. Önder, bu sürecin başarıya ulaşması için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini belirterek, “Kuyu derin değil, ip kısadır ve bu ipi uzatacak olan, katkı sunacak olan herkese tekraren teşekkür etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
Önder, barışın sağlanması durumunda Türkiye’nin diğer tüm sorunlarının da çözülmeye başlayacağını ifade etti ve bu sürecin “kahvehane literatürü” ya da “sabit düşünceler” üzerinden tartışılamayacak kadar ciddi olduğunu söyledi. Barışın ancak “gönül dili” ve “akıl dili” ile mümkün olacağını belirten Önder, bu çabanın gelişmesi ve sürdürülmesi gerektiğini dile getirdi.
Sırrı Süreyya Önder’in Meclis kürsüsünden yaptığı barışa dair konuşma, Türkiye’nin geleceği açısından önemli mesajlar içeriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli’ye yaptığı teşekkür, siyasi arenada uzlaşma ve diyalog kapısının aralanabileceğine işaret ediyor. DEM Parti’nin bu sürece destek vermesi ve somut adımlar atılmasının gerekliliği üzerine yaptığı vurgu, barış ve normalleşme sürecine dair umutları artırıyor.