Niye güvenemiyoruz?
Hataylı Akademisyen / Hukukçu Neval Oğan Balkız: “Türkiye’de yaşayanların en az güvendiği mesleklerin başında, yüzde 11 ile siyasetçiler, ardından yüzde 12 ile din adamları geliyor.”
“Dünyanın büyük araştırma şirketlerinden İpsos’un 17.10.2019’da sayfasında açıkladığı araştırma sonucuna göre, Türkiye’de yaşayanların en az güvendiği mesleklerin başında yüzde 11 ile siyasetçiler, ardından yüzde 12 ile din adamları geliyor” diyen, Hataylı Akademisyen / Hukukçu Neval Oğan Balkız, durumu ‘iki başlık’ noktasında eleştiriye açtı.
Türkiye’den katılanların güvendiği meslekler arasında ise, ilk üç sırada; bilim insanları, doktorlar ve öğretmenlerin yer aldığını ifade eden Balkız, bu durumu, “Kişisel ve toplumsal algılarımızın nihayet normalleşmeye başladığının bir göstergesi (mi?) bu. Ne güzel!” şeklinde değerlendirdi ve tespitlerini şöyle sürdürdü:
“Güzel de, sormak gerekir… Kurum, kuruluş, kadro ve yetki ayrıcalığı ile Devletin en güçlü kurumu haline getirilmiş Diyanet İşleri Başkanlığı’na, 8 Bakanlık bütçesini aşan oranda (2020 bütçesi yüzde 34 artırıldı, 7.7 milyar liradan 10.5 milyar liraya çıkarılarak, MİT bütçesini 5’e, yatırımcı bakanlıkların bütçesini de 4’e katladı) pay ayırıyoruz, ama… İçişleri Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, AB Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı, bütçe büyüklükleri ile Diyanet’in gerisinde kalırken, neden suskun kalıyoruz?
Din adamlarına güvenmiyoruz! Peki, ama neden; Tüm kişisel ve toplumsal ilişkilerin, kültürel davranışların hatta siyasal kararların, Diyanet’in haram/ helal fetvalarına bağlanmasına karşı suskun kalıyoruz? Bu arada… Sigaranın ‘haram’ olduğunu keşfeden Diyanet’in, İstanbul Haydarpaşa ve Sirkeci Gar İhalesi’nin 80 milyonun gözü önünde , ‘müştereken ve müteselsilen’ hukuktan ve toplumdan, kamu yararı ilkesinden kaçırılarak yandaşa verilmesi işleminin ‘haram’ olduğunu ne zaman keşfedeceğini ise sabırsızlıkla bekliyoruz!
En çok; bilim adamlarına, doktorlara ve öğretmenlere güveniyoruz! Peki ama neden; ilk ve orta eğitim müfredatında matematik dersini bile neredeyse seçimlik hale getiren, felsefe derslerini kaldıran, ama fen bilimlerine, düşünmeye, sorgulamaya, akılcılığa, evrim teorisine yargılı ve düşman, din dersleri ve biat temelli programları inatla oluşturuyor, zorla uyguluyor ve tüm okulları imam hatip okullarına dönüştürüyoruz?
Aslında biz; bilim adamlarının, doktor ve öğretmenlerin saksıda yetiştiğine ya da onları leyleklerin getirdiğine inanıyoruz! Olsa olsa İpsos’a verdiğimiz yanıtlarla, onlara şaka yapıyoruz, şaka…” Tamer Yazar