Antakya’daki demokratik kitle örgütleri, Perşembe günü Atatürk Parkı’nda bir araya geldi. Ortak basın açıklamasını okuyan Nihat Eraslan, “Bu ülkede yaşananlar, bu coğrafyanın tarih boyunca geçirdiği aşamalar içinde en karanlık dönem olarak anılacaktır” derken, kalabalığın sloganları değişmedi…
Ülke genelinde ‘normalleşme’ ile beraber başlayan özgür ortam, sivil toplum örgütlerinin hareket alanını genişletirken, meydanlar, ülke gündemine dair açıklamalara ev sahipliği yapıyor. Bu açıklamalardan biri, önceki gün Antakya Atatürk Parkı’nda gerçekleşti. Farklı kesimlerden bir araya gelen demokratik kitle örgütleri, yaptıkları ortak açıklamada, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir binasına düzenlenen silahlı saldırıyı ve yaşanan olayda Deniz Poyraz isimli bir partinin öldürülmesini de ayrıca protesto etti.
Ortak basın açıklamasını okuyan Nihat Eraslan, “Bu ülkede yaşananlar, bu coğrafyanın tarih boyunca geçirdiği aşamalar içinde en karanlık dönem olarak anılacaktır” derken, şöyle devam etti:
“İzmir HDP İl Örgütü’ne gerçekleştirilen kalleş saldırıyı şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. HDP’ye kapatma davası açtıran kürsüden ‘bunlar daha iyi günleriniz’ diyen iktidar ve ortakları bu olayın azmettiricisidir. Bunlar, bize ne uzak ne de yabancıdır. 15 Haziran seçimini kaybetme refleksiyle yapılan saldırıların bir benzeridir. Bizler, iktidarın bu kirli oyunlarına ve gözdağına teslim olmayacağız. Çatışma değil diyalog, savaş değil barış, diktatörlük ve faşizm değil demokrasi isteyen herkesi, HDP’nin yanında olmaya çağırıyoruz.”
-ADALET/HUKUK-
Konuşmasında, toplumda yaratılan güvensizliğe de işaret eden Eraslan, “Adalet ve hukuk mekanizmalarının içi tamamen boşaltılmış; taraflı, keyfi, kişiye ve belli kesime hizmet eder hale getirilmiştir. Sağlık sistemi, insan sağlığını hiçe sayan, insan odaklı olmaktan çıkarılıp tamamen rant odaklı işleyen bir çarka dönüştürülmüştür. Aynı şekilde tarım, sanayi ve hizmet sektörleri de tasfiye edilerek, yabancı sermayeye ve işletmelere açılmıştır. En verimli tarım arazileri ve ekolojik yönden büyük öneme sahip alanlar ise maden arama, HES, RES ve JES’lerle büyük vurgunlar yapan uluslararası şirketlere ve ülkedeki taşeronlarına peşkeş çekilmiştir” dedi.
-MAFYA/SİYASET-
Son dönem, Sedat Peker eliyle paylaşılan videolarla beraber ortaya konan Mafya / Siyaset / Medya / Sermaye ilişkisine de işaret eden Eraslan, şu tespitte durdu:
“Sermaye, Mafya ve İktidarın ganimet paylaşımında yaşadığı çekişme, onları birbirine düşürdüğü gibi, ifşa ve itiraf sürecini de zorlamıştır.” Tamer Yazar